ilk kez arkadasımdan duyduğum, araştırmalar sonucuda anlatıldığı gibi sadeece bir tarikata bağlı olan kişilerin değil manevi haz almak isteyen herkesin uğrak yeri olması gerektiğine inandığım en yakın zamanda ziyaret etmek istediğim mekan.
yanılmıyorsam yakın zamanda büyükleri vefat etmiş topluluk.
menzil ismi, adıyaman'daki köyün isminden gelir.
en bilinen cemaatlerden nur cemaati gibi fazla tebliğ görevi yapmadıklarından, mensupları anlaşılmaz.
öyle tanımadıklarını kendilerine çekme gibi bir amaçları yoktur.
çok yakınlarım mensubu olmasına rağmen şahsen seneler sonra öğrendim.
ancak bir şekilde yakın olduğunu hissettikleri insanları davet ediyorlar sanırım.
bu mevzu hakkında hiç biriyle konuşamasam da, kötü niyetlisine rastlamadım.
etrafta muhammed deyince ağlayan, ağzında sadece allah kelimesi olan gençlerin bolca bulunduğu bir yer. bu başlık doğru değil çünkü tam anlamıyla tarikat söylenemez. çünkü herkese kapıları açıktır. ama gelin görün ki maddiyata önem veren bir yer olmadığı için pekte populer olmamıştır.
ayrıca bir zaman önce herhangi bir yerde geçen bir konuşma :
- peki menzilcileri nasıl buluyorsunuz?
- tamam iyiler hoşlarda adamların ülkeye bir katkısı yok. bak hizmete, hocaefendinin afganistanda bile okulları var. bize bu lazım.
yok böyle bir tarikat. tarikat dediğin öyle sabahtan akşama kurulmuyor. kol diyorsanız oda değil. nakşibendi tarikatının halidiye koluna bağlı bir dergahtır. temelleri seyda hazretlerinin babası gavsı bilavanisi seyyid abdulhekim el hüseyni hazretleri tarafından atılmıştır. nakşi tarikatından uzaklaştığı iddiası ise komik bile değildir.
pek suya sabuna dokunmazlar ama mahallelerde açtıkları derneklerle insanlara zikir hedefleri verip cemaatlerini genişletmeye çalışırlar. bir de duyduğuma göre bunların şeyhi "nazar ehli"ymiş. nazar ehli demek bakarak etkiler anlamında, nazar değmesiyle ilgisi yok.
istanbulda on tane dergahlarını gezdim, fıstık gibi tarikat kolu. bir resim gösterdiler ilk girdiğim dergahta. bir tarafında Hz. peygamberin ayak izi öbür yanda seyyid abdulbaki'nin resmi. o resmin anlamı şuydu, hz. peygamberin sünnetinden bir adım sapma görürseniz burayı terkedin.
menzil dergahı'nın tek olumsuzu sayıca çok müridin olmasından dolayı içinde cahil sofilerin de olmasıdır. eh cebimizde sahte para var diye hepsini yırtmıyorsak burada da bir kaç cahilin davranışı yüzünden koskoca bir dergahı suçlamayacağız değil mi.
menzil tarikatı diye birşey yoktur, adıyamanın kahta ilçesine bağlı eski ismiyle menzil yeni adıyla durak köyünde bulunan nakşibendi tarikatına mensup cemaattir.şu anda cemaatin başına Seyyid Abdulbaki Hz. bulunmaktadır.Bizzat gidip gördüğüm bir yer.kesinlikle kimseden yardım ve para alınmıyor verseniz dahi kabul edilmiyor.diğer illerdeki dergahların masraflarıda bizzat menzil şeyhi olan Seyyid Abdülbaki Hz. tarafından karşılanıyor.bu gelirde köyde bulunan tarlalardan ve yapılan hayvancılıktan ve menzilde bulunan lokanta çay ocağı gibi işyerlerinden karşılanıyor.dünya genelinde milyonlarca sofisi bulunan bir cemaattir.siyaset ve ülke gündemi ile alakaları yoktur.bütün gaye ve amaçları Allah rızası için Peygamber Efendimizin yolundan gitmek ve islam dinini herkese yaşatmaktır.bilip bilmeden yerli yersiz yazılır ve konuşmaları duyuyoruz görüyoruz alakası yoktur.manevi açıdan mutlaka gidip görülmesi gereken bir yerdir.bir cemaatte bir kaç kişi cahil davrandı diye hepsini öyle görmek oldukça yanlıştır.Ayrıca Abdülbaki Erol Hz. Peygamber efendimizin soyundan geldiği için seyiddir alim bir insandır.Sahte Tarikatlar ve şeyhlerle karıştırılmaması gereken bir yerdir.
istanbul un dört bir yanını sarmış kapısında semerkand dergisinin bayrakları asılı kermeslerin sahibi tarikat.
nakit paraya ihtiyaçları var ki on beş, yirmi gündür harıl harıl çalışıp, kendi deyimleri ile gönül verdikleri bir hayır işi için para topluyorlar.
bakalım arkasından nasıl bir holding ya da banka türeyecek.
gerçek adı nakşibend-i tarikatıdır. Adıyaman 'ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyünde olduğu için menzil tarikatı olarak bilinmesi normal. Menzil yol demek, bu tarikatte Allah 'a ulaşmak için bir yol. Ben tek başıma yolumu bulurum diyorsan? biz seni tutmayalım derler adama. Ama, Mevlana Hz.leri gibi kapıları hep açıktır taa ki
Menzil köyünde 3 gün çorbadan içmek makbuldür, sonra seni fark ederler ve başkaları nasiplensin diye kontenjan açmanı isterler, git artık sonra yine gelirsin derler. Dünyanın her yerinden ziyaretçi akınına uğrar, Afrikadan, Irak, iran, Serilanka, Brezilya, Kanada, Kutuplar 3 harflilerden bile ziyaretçileri vardır. Afrikalı açlara henüz çorbalarından içiremeselerde herkese yetecek kadar çorbaları olduğuna eminim. Afrikayı aç bırakan Amerikanın yardımları engellemesine bir çözüm duası istiyoruz buradan Nakşibend-i yetkililerinden, şeyhinden demek daha doğru olur.