bazı yazar arkadaşların, dış hatlar terminal çıkışında "en büyük asker bizim asker" tezahüratlarının yankılanmasını yanlışlık olarak gördüğü dizi. eğer dikkat edilirse almanya'dan bi türk çocuk askerlik yapmak için türkiye'ye geliyor. zaten saçlar bonus. nasıl dönüyo olsun ki askerlikten. arkadaşları da karşılıyor bonusumuzu işte havaalanında. gelmiş askerlik yapacak diye. neyse... diziye döncek olursak hikaye oldukça güzel. zaten elif şafak'ın içinde olduğu her iş güzel olur büyük ihtimalle. müzikleri çok güzel. sarsıcı sahneleri var. oyuncular da çok iyi. başta kıvanç tatlıtuğ var diye bakıyodum, fırat tanış'ı görünce iyice yumuldum televizyona. hatırla sevgili diye ölüp biten ben, şimdi sık sık kanal d'ye zaplıyorum. zaten hatırla sevgili bu yavaşlılıkla ve sıkıcılıkla giderse, zirveyi menekşe ile halil'e kaptıracak gibi görünüyor. az kaldı. ayrıca fırat tanış'ın rolüne ağırlık verilmesini istiyoruz. yetkililere duyurulur. **
edit: hatırla sevgili'de yapılan aptalca hataların, kendi işine yaradığı dizi.
sadece kıvanç tatlıtuğ için izlenilesi dizi. adamın yakışıklılığı karşısında insan şok oluyor, şaşkın şaşkın dizi izleniyor. kesinlikle adamın yanına daha güzel kızlar verilmeli yada kıvanç tatlıtuğ çok yakışılık kimi yanına verseler çirkin kalıyor olabilir!..
esas oğlanın bir çantası vardır ki her bölümde başlarına olmadık deretler açar. izleyenlerin içine fenalıklar gelir, el birliğiyle toplanıp çanta hediye edilmesi düşünülmüştür.
menekşe'nin ailesinin gavat tanımlamasını aldığı dizi. * bu nasıl bir ailedir almanya'da iken kızlarının tüm yaptıklarına karışırken türkiye'ye gelince onu ve sevgilisini baştacı ettiler. 'baba biz halil ile akşam dışarı çıkacağız' 'eheheh nereye gideceksiniz kızım halil'in evine mi' şeklinde diyalogların geçmesi muhtemel. yine de rastlandığında kıvanç tatlıtuğ'un bakışları fırat tanış'a duyulan hayranlık nedeniyle izlenmektedir o ayrı.
boka sarmadan önceki 4-5 bölümü falan izlemiştim. hakikaten iyi bir şeye benziyordu. kurtlar vadisi'nden sonra ilk kez bir dizi vaktinden önce tv karşısına oturup beklememe gerekçeydi. fakat sonra boka sardı işte. öyle rastlantılar, öyle rastlantsızlıklar oluyordu ki çüş ha demeye başladık. dünya küçüktür anladık da istiklal caddesinin başlangıcındaki anıt ile bir alt mahalledeki hoteller arası kadar da küçük değil ki anasını satayım. be hey sktirin gidin dedim bıraktım izlemeyi. ama oyunculuklar falan iyiydi allah için. bu arada menekşe'nin kocasında da gizli eşcinsellik tespit etmedim değil hani.
hayatımda izlediğim en saçma dizilerden biri, belkide birincisi. yauv kardeşim öyle bir döngü var ki, yol kenarında simit satan amcanın dizideki herhangibirinin akrabası, eski sevgilisi, arkadaşı olması ihtimal. herkes herkesin bişeyi. çok sığ bi senaryo. ama kıvanç tatlıtuğ un ilk bölümden itibaren üzerinden çıkartmadığı yeşil kapşonlu sweetinin hastasıyım. hayranlıkla izliyorum. bulursam, odama posterlerini asıp, salya sümük ağlıyacam. valla. **
aylardır evlenmeyi bekleyen menekşenin ilk gece halil'e sırtını dönmesinin cezasını daha sonra tecavüze uğrayarak ödediği dizidir. diziyi izlemeyenler yanlış anlamasıni halil tecavüz etmedi, halil de kıvanç tatlıtuğ bu arada, arkayı dönüp uyumak zor yani. menekşe denen sümsük mıymıntı kendisini ne sanıyorsa artık... ama haketmedi mi şimdi ya? taş olursun kızım öyle işte.