köprüde mendil satan veled çok tatlı olduğu için hergün alıyorum. o da teşekkür ediyor falan hergün azcık laflıyoruz adını madını soruyorum sonra az çok arkadaş olduk.
bi gün dedim '' bugün para yok bende olum yarın alıcam mendilimi '' dedim. o anda çocuktan birisi mendil aldı ve çocuğa bi lira verdi.
çocuk da o parayı bana uzattı paran yoksa bunu al dedi. parayı bana verdi. heralde beş parasız kaldım sanmış.
ben de o paraya mendil alıyım bari len dedim. aldırmadı. sana verdim onu dedi. duygulandım lan. yarın yine mendil alıcam o bi liraya.
valla duygulandım siz tabi yaşamamışsınızdır böyle şeyleri hafta sonları cevahirde bi yemeğe 30 lira veren beyaz yakalılar sizi.
sokakta, parkta, boğaz köprüsünde, kirli ve küçük ellerinde mendil satıp üç beş kuruş kazanmaya çalışan çocuklardır.
okul sırasında oturması gereken, ailesi tarafından sevgiyle büyütülmesi gereken bu çocukları ne zaman görsem içim parçalanır. hele onların yerine beş yaşındaki kardeşimi koyunca gerçekten çok etkilenirim. gerçekten hayat acımasız. ayrıca bu işin bir de sosyolojik ve toplumsal boyutu var. bu çocuklar büyüyünce muhtemelen potansiyel birer suçlu olacaklar. bu da bütün toplumun bir sorunu demektir.
bu çocukları gördüğümde hemen etrafa bakıyorum "kesin anası babası buralarda bir yerde" diye ama bir türlü bulamıyorum nereye pusu kurduklarını. çok iyi kamufle oluyor adiler.
Yanıma yaklaştı. Abi mendil alır mısın dedi? Normalde hiç yaptığım bir şey değildir. Ancak kız o kadar masum bakıyor ki. Yanımda kız arkadaşım. Üzerimde de en düşük para 100 tl. Şöyle bir karıştırdım cebimde bir elli kuruş, bir de 25 kuruş çıktı. Ne kadar dedim. 1 lira dedi. O kadar yok dedim. şurada büfe var dedi oradan bozdur dedi. Üşendim. Yok olmaz dedim. O zaman dedi şuradan şundan al bana dedi. Yok kızım, en iyisi ben sana bu 75 kuruşu vereyim mendil sende kalsın başkasına sat dedim. Boynunu büktü peki dedi. Ellerini uzattı. Parayı avuçlarına koydum. Kafasını kaldırdı ben ona sevgiyle gülümserken bir çocuğun gözlerinde görebileceğim en büyük nefreti, ağzından duyabileceğim en aşağılık sözleri duydum. "en sevdiğin ölsün" Arkasını döndü çekti gitti. Ne ben ne kız arkadaşım hareket edemedik, donduk resmen. Başımdan aşağı kaynar sular mı döküldü desem, feleğim şaştı mı desem, içim bir hoş oldu mu desem. Sonra içimi bir tiksinti kapladı. iğrenme duygusu sardı beni. Dişlerimi sıktıkça nefrete dönüştü. Şu an olduğu gibi sıkıyorum dişimi ne zaman aklıma gelse. O gün bugündür mendil satan çocuklardan nefret ederim. O kızı da sonrası yurt yolu üzerimde defalarca gördüm. Her seferinde boğazına sarılma, boğma isteği duydum. Yavaş yavaş azalıyor. Mutlaka içlerinde günahsız, zorla yaptırılan çocuklar var. Ama benim karşılaştığımdaki duygular zorla yapan bir çocuğun duygusu değildi.
Mendil satan çocukları terslemeyin. Bu yaşta elinize mendil verseler utancınızdan satamazsınız. Sadaka gibi eline para tutuşturmaya da çalışmayın. Ailesi varsa çocuğu götürün karnını doyurun para vermeyin. Ailesi yoksa da para vermeyin mendil alın. O yaşta gururu kırılan çocuk onu ömrü boyunca unutmaz.
Kimsenin çocukluktan kalma yara izi olmayın.
bu çocukların büyük bir kısmı ailelerinin zoruyla yapıyor bunu. babaları ya da anneleri çocuğa duyulan acıma duygusunu kullanarak onların sırtından para kazanıyor. bunu yapanlar genelde eve para getirmek için uğraşmayan insanlar.biz bu çocuklardan mendil aldığımız sürece ebeveynleri onları çalıştırmaya devam edecekler. onların mendil satmak yerine okumaları gerekiyor ve aldığımız her mendil onlara zarar veriyor diye düşünüyorum.
sokakta, parkta, boğaz köprüsünde, kirli ve küçük ellerinde mendil satıp üç beş kuruş kazanmaya çalışan çocuklardır.
okul sırasında oturması gereken, ailesi tarafından sevgiyle büyütülmesi gereken bu çocukları ne zaman görsem içim parçalanır. hele onların yerine beş yaşındaki kardeşimi koyunca gerçekten çok etkilenirim. gerçekten hayat acımasız. ayrıca bu işin bir de sosyolojik ve toplumsal boyutu var. bu çocuklar büyüyünce muhtemelen potansiyel birer suçlu olacaklar. bu da bütün toplumun bir sorunu demektir.
psikoloji uzmanlarının dediklerine göre "acınılıp para verilmemeli, zira okuldan uzaklaştırıyoruz bu şekilde" dedikleri ve bunu duyduktan sonra para vermemekte vicdanıma ısrar ettiğim meselenin ana karakterleridir.