yakın siyasi tarih araştırmalarında görülen bir gerçektir.
başbakan'ın "%50'mizi zor tutuyoruz" dediği günden beri daha bir derinlemesine bakınıyorum dp iktidarı dönemine. ve çok ciddi bir paralellik görüyorum akp iktidarı ile aralarında. hatta kurulduktan sonra ilk girdikleri seçimlerin farklı sonuçlandığını(akp ilk seçiminde iktidara gelmiştir, dp bir sonraki seçimde) görmezden gelirsek gayet paralel bir süreç işliyor.
şimdi sonuç itibari ile bakıyorum da demek ki adnan menderes de halk tebası tarafından sevilen, saygı duyulan ve sahiplenilen bir adammış. ve hatta uçak kazasından sağ kurtuldu diye kendisine çocuğunu kurban etmek isteyecek kadar fanatikleri varmış.
ama sonra bakıyorum yönetime el konulduktan sonra bir tane de demokrat partili çıkıp da tek bir adım atmamış sokaklarda arkadaş. zaten cemaatin zemini hep kayganmış besbelli. hemen "yaşasın yeni kral" diyerek rahmetli ecevit'e tutunuvermişler. vekiller, bilmemneler hep yolunu çizmişler bir şekilde.
bugün bakıyorum bülent arınç dün katıldığı bir sünnet töreninde kinayeli açıklamalarını bu sefer başbakan için yapıyor ve "ben öyle sayı vermeyeceğim başbakan gibi. allah evladın hayırlısını ve zamanlısını versin" gibi bir açıklama yapıyor. hayır, arınç'ı öteden beri bilirim "sayın başbakan" der, hızını alamazsa "sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan" der ve hatta böyle kinayeli laflar da etmez kendisine karşı.
düşünüyorum da yarın menderes'in başına gelenlerin benzeri, bir şekilde tayyip'in başına gelecek olsa o "yedirmeyiz" diyenler acaba ne yapacaklar?