ilk sesin med'inde dolunay büyüdü
dü$leyerek geçtik yanan yılan ağzından
iri gözde damarlarını sürükleyen o bakı$
içerisözlerin karanlık hiddeti, o çok zindan
o duyulmaz kundaklanı$, yangın, o son yanı$
biliyorduk, ki yanlı$tı korkmak
yukardaki mezarlıklardan - - tecrit
a$klardan ayıkladığımız tebessüm: hüsran, ve
o tesadüfi sararı$. Hani: sevdalım! içine
giden gizligeçitte
kaybolmu$tum ya o gece, ruhuna açılan
gizligeçitte, elimde et mum, ötekinde
enzim bileziklerim.. dudak bukleleri..
biliyorum, ki bazen bu kent yoktur
terkeden, özlediğim değil
kaçırdığım çağdır. Nasıl yaparsın bunu,
omuzlarıma bakır
tüylerime altın otu
diyen sen nasıl yaparsın bunu,
[annelerinin tuttukları çarmıha gerili
bütün oğullar; hatalarımız
veresiye, hatalarımız çocuk soygunu]
biliyorum, ki bazen bu kent yoktur
yalnız tersine büyüyen toz bir ur
gibi ta$ımaktır ta$ımaktır ta$ımaktır,
ta$ bir ırmaktır a$k
a$k, sende ta$ırmak'ı yüzüme ta$ırmaktır
cin dü$mü$ dolunaylarda ben peri
$an, sen gül
yabani. Al / beni. Gizligeçitte öldürüyor
çünkü tayı alnından öpen eli$i ki$i! .
Ya da bir varsayıma göre
çürümüş misafirim ayın
yatakodası penceresinden görülen sahi
le dokunduğu yerde- o zaman. Bacaklarım
plastik ve gömleğimin açık yakasından
görülebilecek kadarki göğsüm üstüne
ne$terle çizilmi$ bir harf görürsen
bu harfin açtığı yaralardan akankan
tuzlu ve hafif peltemsiyse.. Al / beni. Mah$er
gebedir ihanete!
