Devlet içinde kavgalar olur ama dışarı ancak binde biri sızar... Bu defa kavga hem çok ağır, hem çok gözler önünde... Neredeyse köprülerin atılacağı bir noktaya doğru ilerliyor.
MiT Müsteşarı Hakan Fidan çok ağır suçlamalarla "şüpheli" olarak ifadeye çağırılıyor.
Hakan Fidan'ın savcılığa çağırılması bir anlamda Başbakan'ın ifadeye çağrılmasıdır. Hükümetin ve politikalarının savcı tarafından sorgulanmasıdır. Hükümete ve MiT'e farklı politika dayatmasıdır.
Kavganın taraflarından biri tabii ki Tayyip Erdoğan'dır. Diğerini Yeni Şafak gazetesinde iktidara yakın yazar Ali Bayramoğlu şöyle anlatıyor:
iktidar kavgasının ayaklarından birisini oluşturan polis ve yargı merkezli son derece etkin bir gruptur. Ona bu etkinliği sağlayan... polis ve yargının yeni yasal yetkileri, özel yetkili savcılık ve mahkeme yapılanmaları, en nihayet devlette "savcı polis işleyişini tersyüz eden polis devleti işleyişi"dir.
Bayramoğlu, adını vermeden bugün iktidarla açık çatışmaya girecek kadar güçlenmiş diğer tarafın "Cemaat" olduğunu kaydediyor. Sonra da "Cemaat'in yargı ve emniyette elde ettiği güç nedeniyle "adeta politika üreticisi" haline geldiğini... KCK, Ergenekon, OdaTV davalarında bunu yaptığını... Giderek işbaşındaki iktidarın siyasi kararlarını da içerik açısından denetlemeye ve siyasi karar alıcılığına soyunduğunu, buna izin verilmeyince kavganın su yüzüne çıktığını söylüyor.
Tayyip Erdoğan, yüzlerce kişiyi hapse mahkûm eden Balyoz, Ergenekon gibi soruşturmaları yürütenleri destekliyordu. Kendi inşa ettiği, büyüttüğü ve bugüne dek güçbirliği yaptığı o yapı şimdi kendisini tehdit ediyor. Yani biraz: Men dakka dukka (eden bulur) vaziyeti...
diyenleri alkışlayıp "adam cool yaa" diyenlerin men dakka dukka denince "arabistan bla bla bla" demelerine hiç yabancı değiliz nedense,
bu ülkede ingilizce fransızca bağır bağıra şarkı söylenirken birileri kürtçe şarkı söyledi diye sürgünlere yollandı, hey benim ülkem hey.
south park'ta usame bin ladin'in filan söylediği anlamsız bir söz olduğunu sanmıştım ki gerçek olduğunu öğrenince çok güldüm. demek bizim anlamsız sandığımız o sözlerin anlamı varmış. bu da benden gelsin o zaman: (bkz: dakka baka baka)
eden bulur anlamına gelmektedir.
başbakanın beşar'a "ey beşar,men dakka dukka" diye seslenmek bahanesiyle türk halkına yavaştan arapça temellerini atma eylemidir * (bkz: paranoyada son nokta)
''Kapı çalanın kapısı çalınır.'' Yani, kim birisine bir kötülük yahut iyilik yaparsa ona o şey yapılır. Mesela: ''Su-i zan eden su-i zanna mâruz olur.''
çok seviyorum bu lafı, herkesin kafasının bi köşesinde mutlaka bulunmalı, herhangi bişey yaparken, karşısındakini yaftalarken, içeri tıkarken, darbeci derken, şikeci derken, yobaz derken vs. mutlaka bu laf düşünülmeli.hiç bir düzen ebedi olmadı bu dünyada, bunun bilincinde olanlar, bu gerçeğe göre hareket etmeli zira men dakka dukka.bugün sen çalarsın birilerinin kapısını sabahın 5inde evini aramak için yarın bi gün de senin kapını çalarlar.bugün sen içeri tıkarsın birilerini ve yıllarca bekletirsin, yarın yine men dakka dukka.
Başbakan CHP için söylemiştir.
''Arapların atasözü vardır. Men dakka dukka. Kim vurursa ona da vururlar. Olay bu. Sırf o grupları hükümete karşı diye o grupları destekleyenler, o gün o kitlenin hedefi oldular. Kendi arkadaşları da şiddete maruz kaldı ve eylemi sonunda faşizm olarak niteledi''
tayyip erdoğan son günlerdeki öğrenci olayları karşısında polisin orantısız güç kullanmasını haklı bulduğunu ifade etmiş. arapların men dakka dukka sözünü hatırlatan erdoğan ve şu sözleri sarf etmiş:
"Bu nasıl bir özgürlük? Kusura bakmayın ben böyle özgürlükten yana değilim. Arapların atasözü vardır. Men dakka dukka. Kim vurursa ona da vururlar. Olay bu."
eden bulur. ne ekersen onu biçersin. bugün yediğin hurmalar yarın g.tünü tırmalar. düşmez kalkmaz bir allah. deyimleri ile tam olarak olmasa da mantıken benzerlikleri olan deyimdir.