eden bulur anlamında farsça bir cümledir. tam karşılığı "çalma başkasının kapısını, senin de çalarlar kapını" dır. bir de hikayesi vardır;
Harun Reşit'in bir bahçesi varmış. bu bahçede de çok sevdiği bir gül fidanı. bahçıvanına demiş ki: "Bu fidana çok iyi bak, bir gül tomurcuklanıp açtığında bana haber ver" bu emrin üzerine bahçıvan geceleri de dahil sürekli olarak fidanı kontrol etmiş, fidana çok iyi bakmış, ta ki bir gül tomurcuklanıp açana kadar. bahçıvan bu gülü görür görmez hemen halifeye bunu haber vermeye gitmek istemiş. tam da bu sırada bir kuş gelmiş, gülün dalına konmuş ve başlamış bu gülün yapraklarını gagalamaya. bahçıvan bunu görür görmez hemen müdahale etmek istemiş, ancak nafile. kuş gülü gaga darbeleriyle mahvetmiş. bahçıvan önce bu olayı halifeye anlatmaktan korkmuş, ancak daha sonra giderek durumu halifeye açıklamış. halife bu durumu son derece normal karşılamış ve demiş ki "men dakka dukka"
bahçıvan halifenin huzurundan ayrılmış. bir süre sonra o gülü parçalayan kuşu bir yılanın yediğini görmüş. hemen halifeye koşarak bu durumu nakletmiş. halife yine aynı şeyi söylemiş. "men dakka dukka"
bir süre sonra kuşu yiyen bu yılan bahçıvana musallat olmuş. tam bahçıvanı ısıracağı sırada bahçıvan bu yılanı öldürmeyi başarmış. tabi ki hemen halifeye giderek bu durumu da anlatmış. halifenin buna karşılık söylediği şey ise yine "men dakka dukka"
bahçıvan bakmış ki eden karşılığını buluyor. yılana yaptıklarından sonra kendisinin de başına bir bela geleceğini düşünmeye başlamış. bir süre sonra da düşündüğü gibi olmuş ve bahçıvan istemeden kötü bir iş yapmış. halife de bahçıvanın cezalandırılmasını emretmiş. ancak bahçıvan cezalandırılmadan önce son isteği olarak halifeyle görüşmek istediğini söylemiş. kabul etmişler ve bahçıvanı halifenin huzuruna çıkarmışlar. halife bahçıvana sormuş "cezayı hak etmediğini mi düşünüyorsun, sana haksızlık mı yapıyorum?". bahçıvan "hayır" demiş, "ancak bu dünyada her insan yaptığının karşılığını buluyor, yaptığınızı bulma sırası size de gelecek". "men dakka dukka!"
eden bulur. ne ekersen onu biçersin. bugün yediğin hurmalar yarın g.tünü tırmalar. düşmez kalkmaz bir allah. deyimleri ile tam olarak olmasa da mantıken benzerlikleri olan deyimdir.
tayyip erdoğan son günlerdeki öğrenci olayları karşısında polisin orantısız güç kullanmasını haklı bulduğunu ifade etmiş. arapların men dakka dukka sözünü hatırlatan erdoğan ve şu sözleri sarf etmiş:
"Bu nasıl bir özgürlük? Kusura bakmayın ben böyle özgürlükten yana değilim. Arapların atasözü vardır. Men dakka dukka. Kim vurursa ona da vururlar. Olay bu."
Başbakan CHP için söylemiştir.
''Arapların atasözü vardır. Men dakka dukka. Kim vurursa ona da vururlar. Olay bu. Sırf o grupları hükümete karşı diye o grupları destekleyenler, o gün o kitlenin hedefi oldular. Kendi arkadaşları da şiddete maruz kaldı ve eylemi sonunda faşizm olarak niteledi''
çok seviyorum bu lafı, herkesin kafasının bi köşesinde mutlaka bulunmalı, herhangi bişey yaparken, karşısındakini yaftalarken, içeri tıkarken, darbeci derken, şikeci derken, yobaz derken vs. mutlaka bu laf düşünülmeli.hiç bir düzen ebedi olmadı bu dünyada, bunun bilincinde olanlar, bu gerçeğe göre hareket etmeli zira men dakka dukka.bugün sen çalarsın birilerinin kapısını sabahın 5inde evini aramak için yarın bi gün de senin kapını çalarlar.bugün sen içeri tıkarsın birilerini ve yıllarca bekletirsin, yarın yine men dakka dukka.
''Kapı çalanın kapısı çalınır.'' Yani, kim birisine bir kötülük yahut iyilik yaparsa ona o şey yapılır. Mesela: ''Su-i zan eden su-i zanna mâruz olur.''
eden bulur anlamına gelmektedir.
başbakanın beşar'a "ey beşar,men dakka dukka" diye seslenmek bahanesiyle türk halkına yavaştan arapça temellerini atma eylemidir * (bkz: paranoyada son nokta)
south park'ta usame bin ladin'in filan söylediği anlamsız bir söz olduğunu sanmıştım ki gerçek olduğunu öğrenince çok güldüm. demek bizim anlamsız sandığımız o sözlerin anlamı varmış. bu da benden gelsin o zaman: (bkz: dakka baka baka)
diyenleri alkışlayıp "adam cool yaa" diyenlerin men dakka dukka denince "arabistan bla bla bla" demelerine hiç yabancı değiliz nedense,
bu ülkede ingilizce fransızca bağır bağıra şarkı söylenirken birileri kürtçe şarkı söyledi diye sürgünlere yollandı, hey benim ülkem hey.