inişsiz çıkışsız bir çocukluk geçirmektir. Babam- annem işten çıktı durumumuz kötü diyemezsin, kriz kötü etkiledi işler kötü diyemezsin, şirketimiz iflas etti diyemezsin, 2 evimiz 3 arabamız var diyemezsin diyorsan genelde bir sorun vardır. Memur çocuğu olmak bence en güzel bir şeydir.
sabahtan akşama kadar babaanneyle vakit geçirmenin zorluklarını bilmektir. babaanne dini eğitim vermeye çalışırken arapçayı komik bulup sure uydurmaya çalışmaktır. tabi çocuk aklımla yaptığım bir şeydi. şimdi asla öyle bir şey yapmam, günah.
"Benim memurum işini bilir" (bkz: allah razı olsun turgut özal) çocuğu olmamaktır. Açıkcası hiçbirimiz işimizi bilemedik ama orta ve orta üst dediğiniz buysa o biziz ak *
Bazıları birkaç yıl içinde şehirler gezdirir, lojman lojman dolaştırır.
Benim hiç 3 yıldan fazla kaldığım şehir olmadı. Doğal olarak çocukluk arkadaşım da olmadı. Hâlen görüştüğüm ilkokul arkadaşım, ortaokul arkadaşım da olmadı. Lisede bile okul değiştirdim ben, her ne kadar memur çocuğu olmanın bi sonucu olmasa da. Üniversiteyi de böldüm, fakülte değişmese bile sınıfım değişti. Evet bu memurluğun sonucu.
Gerçi böylece farklı farklı insanlar tanıdım, şehirler gezdim. Uzun süreli arkadaşlıklarım olmasa da kısa süreli dostluklarım oldu. Kolay kopabilmeyi ve rahat kaynaşmayı, toplum içine atılabilmeyi öğrendim. Eksileri kadar artıları da oldu bunun.
Özetle, hayatı doğma büyüme aynı şehirde yaşayan biriyle aynı zorlukta değildir.