Cumartesi günü Ankara'da büyük bir memur yürüyüşü var... Öğrenciler falan da katılacaklar ama bu esas olarak bir memur yürüyüşüdür. Bürokrasi, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmaması için son tavrını koyuyor, başka bir şey yapamayınca yürüyüş yapıyor.
Memur yürüyüşüdür çünkü düzenleyenler emekli askerler. Önde yürüyecekler de rektörler.
Siyasi partiler ve sendikalar da destek vereceklermiş, belki Ecevit'e benzeyen vatandaş Ali Ekber Yavuz da mavi gömleği, kanca burnu ve kasketiyle katılır, memurları heyecanlandırır...
Düzenleyenler, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Emekli Subaylar Derneği. Bunların başında da Emekli Orgeneral Şener Eruygur, Emekli Orgeneral Rıza Türkoğlu ve Emekli Orgeneral Hurşit Tolon var.
Atatürk askerin politikaya karışmasını şiddetle yasaklamıştı ama 'emekli olduktan sonra karışabilirsiniz' demiş miydi, hatırlamıyorum... Demişti galiba, kendisine başkaldıran paşalara, kurtuluş savaşımızın diğer bazı komutanlarına ya üniforma ya meclis demişti, ya askerliği sürdürür ve politikaya karışmazsınız, ya da emekli olur, kısa bir süre sonra ismet Paşa tarafından kapatılacak olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na girer, muhalefete geçersiniz!
Kendisi ve ismet de askerdi, ama onlar politika yapmış sayılmıyorlardı...
Dolayısıyla, emekli paşaların şimdi yürüyüş düzenlemeleri legal ve de helal.
12 Eylül yönetimi tarafından sıradan birer devlet memuru düzeyine indirilmiş rektörlerin memur yürüyüşünde yürümeleri de normal ve de doğal.
Elbette Anıtkabir'e gidilecek, elbette çelenk konulacak ve saygı duruşunda bulunulacak, deftere de birşeyler yazılacak.
Böyle bir yürüyüş ancak Ankara'da yapılabilir çünkü istanbul kozmopolit bir şehir (Ankaralı bir gazeteci ona orospu dedi) ve istanbul'da Anıtkabir yok.
Lakin bu yürüyüşte başbakan cumhurbaşkanı olmasın diye slogan atacak yürek de birçok Ankaralı'da pek yok galiba... Yürüyüşün adı, cumhuriyetine sahip çık mitingi olarak saptanmış. Laf kıvırtılıyor ve dolaylı imalarla yetiniliyor. Aynı yürüyüş PKK'yı protesto amacıyla da yapılabilirdi.
Ben en çok yürüyüşte söylenecek marşları sevdim... Onuncu Yıl Marşı ve de Harbiye Marşı... Yanında, Ankara Marşı.
Üniversite rektörleri, yani bilim adamı olduğu varsayılan kişiler, yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız diye haykıracaklar!
Aynı marşı söyleyecek öğrenciler, acaba 'yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle' dizesindeki Osmanlıca satvet kelimesinin ne anlama geldiğini öğrenmişler midir?
Bunlar yeterli değildir, bu yürüyüşte, üç genç kızın ormana gidişini anlatan bir isveç şarkısına yazılmış Türkçe sözler de söylenmeliydi kitleler tarafından. Ayrıca, Atatürk'ün sevdiği şarkılardan Vardar Ovası ve Aliş'imin Kaşları Kara falan da düşünülebilir, günün anlam ve önemine uygun olur.
Ben ayrıca mitingin düzenlendiği alanı da sevdim... Tandoğan Meydanı...
Ankara valisi Nevzat Tandoğan'ın adı verilmiş olan meydan... Hani şu, bu memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz, size ne oluyor lafıyla tarihe geçmiş olan adam...
intihar mı etmişti, yanılmıyorsam?
Şakayı bırakalım, bu yürüyüş bütünüyle demokratik bir haktır. Sonuna kadar kullanılacaktır.
Düzenleyen ve destek verenlerin yaşları tuttuğu için, onlar da bizim gibi, konuyla ilgili olarak Süleyman Demirel'in yürümek, yollar ve aşınmak kavramları üzerine altmışlı yıllarda etmiş olduğu özlü sözü de hatırlayacaklardır...
Ezcümle, yürüyüş çatır çatır yapılacaktır.
Etkili olacak mıdır? Muhalefet saflarında ve basında, evet. Peki bir sonuç alınacak mıdır? Hayır.
yürüyüşün sonunda açlıktan sürünen dar gelirli memurun son duyduğu ayak sesleri olur genelde. bir süre sonra asfalta yada kaldırmda başına üşüşen insan kalabalığını görür..