başlığa değil de anlayışa, daha ne arıyorsun be gafil demek lazım.
hayır, sanki zengin olanlar hayatlarının her anını neşe, mutluluk ve halayla geçiriyorlar.
laaaaaan: başlığı açan nerede.
ne olursak olalım bir şekilde zaten sonumuz "gebermek" olacak. burda insanoğluna dair şöyle bir gerçek var; herkes kendinde ait olmayanı ister. çevrenizdeki insanlarla konuşun göreceksiniz. memura sorsanız "bıktım her gün traş ol, kravat tak, dosyalarla uğraş. özel sektörde olsam ne güzel saçımı uzatır topsakal bırakırım, kot giyer giderim" der. özel sektördekine sorsanız " keşke kendi işimi yapsam sabah işe geç gider onu bunu denetler patronluk taslarım, 1-2 seneye yatımı yazlığımı alırım" der. kendi işini yapana sorsanız "memur olsam ne güzel, her ay kazandığım belli, eve gittiğimde işi düşünmeme gerek yok, vergisiyle osu busuyla uğraşmam, emekli olunca da köşeme çekilirim" der. özümüzde tembellik gözümüzde başkalarının sahip oldukları var.
Haklı bir yazar önermesi. Kimse kızmasın memuriyet hayatı bir cok seyden mahrum olmadır geçim sıkıntısı desen cabası zaten. Siz hiç hayatından cok memnun bir memur gördünuz mü? Ben görmedim. Hep geçim sıkıntısından bahsederler ömürlerinden yarısından coğunu çalışarak geçirirler neden maaş yüzünden çünkü emekli olduklarında aldıklari maaş bu zamana kadar yapmış olduğu emeğe karşılık hakarettir. Bakmayın benim böyle laf ettiğime benimde olup olacağim memur ama böyle düsünunce ben bu hayatı istemiyorum şükür etmek lazım halimize ama kimse gelip bana cok iyi bir haltmış gibi memurluğu övmesin.
haklı önerme. 2 yıl önce benim gibi memuriyeti seçmeyip özelde çalışan arkadaşlarım ilk türk uzay gemisini yapıyor şimdi. atomu parçalayanlar mı dersiniz, samsung a çip tasarlayanlar mı... hepsi accayip işler yapıyor. ben çok sıkılıyorum ama.
babadan zengin değil ve ticaret yapacak potansiyel (sermaye, zeka, beceri) sahibi olmayan hemen herkes için geçerli olan durumdur. memuriyeti sadece devlet memuru olmakla kısıtlamak yanlıştır.
aletnatifi için abd'de kullanılan terim ''homeless'', saygımız var.
büyük hükümdar, rockstar, sinema yıldızı olacağını hayal etmekte ısrar edip kendi yaşantısına dönemeyenlerin kaderi olan durumdur. sürekli başkasının tabağında olana bakıp kendi tabağına iç geçirenlerin de öyle.
Sakin bir hayat herkesin hayalidir sanırım ama ne yazık ki büyüdükçe bunun mümkün olmadığını anlıyoruz. insanlar buna izin vermiyor, çalışmak özellikle. Tatil adına bir şey yok. Sanki sonsuza kadar yaşayacakmış gibi çalışıyoruz ve tatil adına bir şey yok. insanlar garantisi varmış gibi çalışıyor, bir gün tatil yapabilmek için tüm ömür çalışmak zorunda olan bizler miyiz? Bizi buna mı mecbur bırakıyorlar. Toplumun bunu anlaması lazım.
Beterin beteri var ama bu da beter. Ofisteki tipler iyiyse yine eziyet olmaz ama ofisteki tiplerin hiçbiriyle aran yoksa sıyırman ve isyan etmen kaçınılmaz.
Memur değil de çok zengin edecek bir girişimde bulunsan bu sefer de zengin kulvarında sıradan olacaksın. Ultra zengin olsam bir tokaya 10 bin lira vermek benim için sıradan olacak mesela.
Farklılık olsun diye sık sık sektör değiştirsen bu sefer de değişim rutinin olacak. her hayat sıradanlaşmaya mahkum sanırım.
657 sayılı devlet memurları kanununa göre; milletvekilleri, bürokratlar, askeri görevliler, polisler, yurtdışı temsilciliklerdeki personeller, milli istihbarat uzmanları, hakim, savcı, genel idari hizmettekiler vs hepsi memurdur. çoğunun görevleri gereği sıradan hayatı olamıyor, sizin sıradanlık ölçünüz nedir?