iq'su bursa hadi olsun olsun çanakkale plaka kodu olan insanlardır. ulan adam orda senin de haklarını savunuyor ne diye dövüyorsun adamları. bak çoğu kişi polis bey yerine memur bey der. e peki memurlar eylem yaparken sen gidip memur döversen ne anlarım ben senin memurluğundan. hayır tanınmamak için kask taka taka kask kafalı olmuşlar heralde...
Kendisi bile Sürekli az maaş alıyoruz, böyle hayatın a... s.... şeklinde serzenişte bulunan düzenin polisidir. Bu düzen ona emekçiye, işçiye, öğrenciye, halka saldırmasını söyler ve o düzenin kolluk gücü olarak piyon misali bunu gerçekleştirir.
polis ,korkak entellerin bir numaralı düşmanıdır. ancak karı gibi konuşan ama bir türlü icraat yapamayan entellerin. yanında kız arkadaşını sikseler durun beyler konuşarak halledebiliriz diyen aşşağlık entellerin. genelde beyoğlu istiklal caddesi civarında karı kız düşürmek için dolaşan entellerin. 10 yaşındaki çocuğu çantasını karıştırırken gördüğü halde korkudan sesini çıkaramayan sonrada polise görevini yapmıyorsun diye bir numaralı uzvu çenesiyle diklenen entellerin. hayatı içki ve sex üzerine kurulu entellerin. ..... acıyorum size. entel dedim diye götünüz kalkmasın enteli orospu çocuğu manasında kullandım olmayan üzerine alınmasın.
memur görüntüsü altında, bölücülük yapan marjinal sol grupların işidir. taş atan, kaldırım kıran memur görmedik, duymadık.
memur boşuna çabalamasın, grev ve toplu iş sözleşmesini devlet vermez, vermemelidir. "memur bir fabrika işçisi değil, devlete biat eden bir sadıktır." bu sözlerim 657' e aynen girsin.
herkes işini yapıyor, polis de bir devlet memuru, kanunları korumak ve uygulanmasını sağlamakla mükellef, eylemci memurlar illegal davranmadıkça polis onlara dokunmaz. polis dolayısıyla kuyruk acısı olan provokatörler için;
(bkz: memur sensin polis de sana girsin)
hakedeni döven polistir. bu mantıkla hareket edersek, yani memur eyleminde bulunan memuru döven polis memuru üzerinden yola çıkarsak bu ülkede adalet güçleri hiçbir şey yapamaz. özgürlük için yola çıkan pkklıları niye dövsünler lan o zaman? adalet için yola çıkanları niye dövsünler? öncelikle mantığınız yanlış. kardeşim yok ama 5 yaşında olsa bu verdiğiniz tarzda bir örnek vermezdi. bunu bilmenizi isterim. kendinizi acındırmayı bırakın artık. benim ailem de memur ailesi sayılır, o insanlar benim ailem için de orada. peki ben niye polis haklıdır diyorum hiç düşündünüz mü? memur haksız olduğu için mi polis işini yaptığı için mi? olay bu kadar açık ve net. kurallara uymuyorsan ikaz edilirsin, sürdürürsen bunu bir kez daha ikaz edilirsin ama yok ben devam edecem provakasyona dersen dayağı yersin . bu olay bu kadar basit. oradaki polis memurları ve emniyet amirleri sizden salak değil. hepsi sizden çok daha iyi eğitim görmüş, hepsi fiziken ve zihnen belli yeterliliği aşmış seçilmiş insanlar. hepsi düşünebilen insanlar. her şeyden önce insanlar ve daha fazla maaş almayı herkes gibi onlar da ister. ama onların ayrımını yapabildiği bir şey var. gerçek emekçi ile, gerçek memur ileart niyetli kişileri ayırabiliyorlar. tıpkı 1 mayıs'ın kimi yerlerde çok güzel geçtiğini gördüğümüz gibi. insan olana sopa atılmaz. bu kadar.
devlet işleri bu kadar basit değil. ''vur dedi bende vurdum. banane''. bu mu ya.emir dediğin kanuni kanunsuz konusu suç teşkil eden emir olarak üçe ayrılır.kanunsuz emir gecikmesinde sakınca bulunan halde yazılı verilir sorumluluk verene aittir.konusu suç teşkil eden emir yerine getirilmez. emri verende yerine getirende sorumludur.polis orda zor kullanmışsa kanunun verdiği yetkiyi kullanmış ve görevini yapmıştır. aksi görevi ihmal olur o da suçtur.2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu...bazı çıkarcı sendika başkanları yerini sağlamlaştırmak ve hükümet karşısında kendi özel menfaatlerini (mesela memurlardan kesilen sendika aidatları oranını artırmak )korumak için cahil memuru sokaklarda polisin müdahele edeceğini bilerek kanun dışı eylem yapmaya zorlamışsa elbetteki poliste kendi görevini yapacaktır.kimse görevini yaptı diye eleştirilemez. not: polis değil ama adil olmak isteyen hukuk öğrencisiyim.
edit: eksi veren arkadaşım canın sağolsun. ama inşallah oraya toplu ulaşım araçlarıyla gelen devlet memurlarıda birgün lüks arabalarda gezip villalarda oturan sendika başkanları kadar refah içinde yaşar boğaz kenarında şık mekanlarda işadamlarıyla ,yaptıkları eylem ve getirileri hakkında sohbetler edebilirler.zamanında türk iş başkanı bayram meral'in oğlu gibi 4-5 milyar maaşla sendikalarda danışman olarak çalışma imkanı bulabilirler.
hak edeni döven polistir hikayelerine inanmış kurtlar vadisi ile büyümüş bebelerin savunduğu polistir. bu ülke için çalışan her yurttaş kadar polisi de saygısı olan bir fert olarak diyebilirim ki polis sadece hükümet yandaşlığı yapmıştır. eyleme katılmadan yorum yapan gevendelerin genel konuşmaları memur eylemini yansıtmaz. art niyetin olmadığı, tüm sendikaların ortak karar alıp düzenlediği, amacı sadece memura yapılan zammı protesto etmek olan sadece valiliğin önüne çelenk bırakmak isteyen memurların karşısındaki tavırlarını dün görünce artık saygı duymalı mıyım diye düşündüm. kendilerininde memur olduğunu unutmuş veya hükümet tarafından sırtı sıvazlandığı için kendisi gibi ülke çalışanına biber gazı sıkmış, cop kullanmış hiçbir şekilde savunulabilecek tarafı olmayan hükümet çalışanıdır. ve artık benim gözümde devlet polisi değil; ''hükümet polisidir.''
ayrıca şunu da belirtmek isterim dün eylemden dönüp eve geldiğimde netten neler olup bittiğine baktım. şöyle bir haberle karşılaştım: ''polise ve astsubaylara 300 tl zam.''
mali dengeler sadece kaba kuvvetle dengeleniyor bu ülkede.
maasina dolgun zam almis polis memurudur. tuzu kuru, sirti pektir.
hükümet'in ordusudur.
"copla" emri cikarsa, hak hukuk kanun degil, esas olan emirdir. hatta yasal olmasa bile.
habur'da "pisman degilim, gövde gösterisi yapip gene daga cikip insan öldürecegim" diyenlerin ayagina mahkeme kurup zorla af karari cikarirken, "tam bagimsiz türkiye" ideali uguruna ölmüs deniz gezmis'i anmanin neredeyse terör kapsaminda suc saylacagi bir ülke'ye yaskisir efendim.
pesinen: aman hemen sikayet edin, sövdü deyin,hakaret etti deyin, mahkemeye verin, savciliklarda suc duyurusunda bulunun. bu sözlükte artik milleti böyle susturumaya calisiliyorlar cünkü.
yasaları uygulamak, düzeni korumakla görevlendirlilmiş bir memurdur. olay çok kısa bir biçimde özetlenebilir. memurlar haklarını aramak istiyorlar değil mi? evet. bunun için ne yapmaları lazım? eylem. eylemin ilgi çekmesi, medyatik olması için ne lazım? olay. peki olay çıkarsa kim rant sağlar? cebini doldurmak isteyen kendini işçi gösterip kapitalin göbeğinde olan sendika başkanları. peki olay kimin zararına olur? memur. arkadaşım polis hiçbir suretle yasal sınırlar içerisinde kalan, kamu düzenini bozmayan bir eyleme kaba kuvvet kullanarak müdahale edemez. izinli gösteri yapmak herkesin hakkıdır, bu hakkı kullanırken göstericilerin güvenliğini sağlamak ise polis vazife ve salahiyet kanununda belirtildiği üzere polisin görevidir. amam sırf olay medyatikleşsin, popüler olsun diye bazı provokatörler yardımıyla bu eylemciler polise taş atacak, haklı davaları uğruna(!) kaldırım taşlarını sökecek ve diğer şahısların güvenliğini tehdit edecek olurlarsa polis de müdahale eder. yani bu kişilerin memur olması işledikleri suça meşruiyet sağlamaz. eğri oturup doğru konusalım polis hiçbir şekilde izinli ve yasal sınırlar içerisindeki göstericilere müdahale etmez.
ayrıca Ben anlamıyorum arkadaş insanları mesleğine, konumuna göre yargılama işini. Polisler yalakadır, şöyledir, doktorlar böyledir. Yok ulan böyle bir Dünya. Bütün herkes fabrikasyon mu, aynı mı? Herkes aynı mı düşünür aynı mı davranır? Herkesi aynı kefeye KOYAMAZSIN. GENELLEME YAPAMAZSIN. Yaparsan haksızlık edersin. Beş parmağın beşi bir değil. Aynı ailedeki kardeşlere bakın, birbirinin taban tabana zıt olanlarını bile görebilirsiniz. Insanlar hakkında bir yargıya varmak bu kadar kolay olabilir mi?
Ama bir konuda şu genellemeyi kesinlikle yapabiliriz: Insanları tanımadan etmeden etiket yapıştırıp kafalarında yargılayan insanlar sığ insanlar, dar düşünceliler. Geniş bakmıyorlar, bakamıyorlar, başka alternatiflerin ve olasılıkların olabileceğinin farkında değiller, saygılar.