memleketteki demokrasi anlayışı sadece sandığa oy atmaktan ibaret. Gerisi hikaye. Şu an sadece milletvekili denilen yiyici kitleyi doyurduğumuz ve onların bizim adımıza kararlar verdiği kağıt üstünde bir demokrasiden söz edebiliriz.
şimdi hak yemeyelim demokrasi kırıntısı oluyor nadirde olsa referandum uygulamalarıyla. Ama onda da bir şeyler yapıp algı oyunlarıyla istediklerini almayı başarıyorlar.
Şu an, show tv'de yüz bin kibrit adı altında verilen, malum medya kuruluşu tarafindan, anladığımız kadarıyla adı sansürlenmiş filmdir. Evet, sene 2015 ve sorsan memlekette demokrasi var.
demokrasinin kişi ve duruma göre kullanılmamasını, ortak payda ve değerlerde buluşurken, farklı cenahtakilere de saygı göstermemiz gerektiğini anlatan çok net bir türk filmi...
mesaj şudur aslında;
menderesin asılmasına sevinenler 10 sene sonra kendileri asıldı. buna da sevinenler 12 eylülde birlikte aynı koğuşlarda işkence gördüler. aradan sıyrılıp sivri zekalı takılanlara da 28 şubat darbe görünümlü harekat çelme atmıştır...
demokrasi azizliğini göstererek kendilerini kullanmaya çalışanların aslında kullanıldığını göstermiştir tarih boyu...
"of bitse de gitsek" havasında bir film. bir delinin dürülen hatıra defteri. O adnan menderes i oynayan dangoz menderes ten başka herkese benziyor. Filmde sosyal mesaj bol serpiştirilmiş
köye komutan olarak atanan komutanın fil hastası olan eşinden bıkıp köyün delisinin kardeşiyle fingirdediği film. o değilde o şişman kadın gereksiz olmuş. şafak sezer ile birlikte o kadın film kalitesini düşürdü.
ödenekli liberal tayfadan veya vicdanını kaybetmiş dindarlardan yahut elini işçi mücadelelerine değidirmeyecekkadar 'sterilize olmuş' ve değerlerine küfrettiği halde devrimcilikten kendini alıkoyamayan patronajlardan değilseniz eğer, kabul ettiğiniz zaman, hrant dink'in öldürülüşünü, fizy'nin kapatılışını, LGBTT cinayetlerini, Kürt gazetelerine yapılan cüppeli, cüppesiz baskıyı, ve daha bir dolu argümanı göz ardı etmenize sebep olacak olan 'aforizmaamcırması', 'kabız aydın yanılsamasıdır'
oyunculuk konusunda kimseye lafım yok.
zaten böyle bir filmde kimseden bi dustin hoffman, al pacino vb. olması beklenmez.
osuruk, küfür, el hareketleri gibi ufak güldürme çabaları çocuklar üzerinde etkili olsa da, mesaj vermek için kasılan bir filmde yersiz ve aleyhte gülünç.
filmde dikkatimi çeken iki şey var;
1. flashback lerin gereksiz oluşu!
2. köye atanan komutanın abazanlığı.
En güzel Sahnesi Deli Baradan'ın adnan menderese seslenişi ve bu halka güvenme yarın seni astıkları vakit hepsi kaybolur ortadan. Başbakana inceden ama anlamlı bir mesaj göndermiştir.
konu itibariyle hoşa gitse de genel anlamda pek de beğenilecek bir tarafı olmayan film. adam osurmasa güleceğimiz de yoktu hani. sıkılıp kalkıp gidecektik. etkileyici tek sahne ' denizleri darağacına götürmesinler' repliğinin yer aldığı sahnedir, ki sırf bu cümle için bile filmin sonuna kadar beklenilebilir.
bir de şu filmlerin sonu ölümle bitmesin be kardeşim filmden sonra depresif bir ruh hali sarıyor insanı.
ayı oynatan darbukatör bayram gibi saçma bir karakteri berbat oynayıp da yılların sanatçısı ünvanını işkembeci gazıyla alan eski boş beleş yeni ulusalcı müjdat gezen'in kendi gibi boş filmi.