içinde yaşadığın yıllar boyunca belki on yıl belki yirmi yıl belkide doğma büyüme orada kaldığın halde kıymetini bilmediğin memleketinin ondan ayrıldıktan sonra gözünde tütmesidir.
insan memleketindeyken farkına varmadığı çoğu şeyi hatta kızdığı nefret ettiği şeyleri bile memleketinden ayrı kaldığında özler. uzun bir süre sonra tekrar geri döndüğünde aaa ben şunu nasıl göremedim ? gibi soruları kendinize sorabilirsiniz. yeni gittiğiniz yerlerde alışık olduğunuz pek çok şeyi bulamazsanız bu size dahada zor gelir. yirmi yıldan fazla ufak ayrılıklar dışında istanbul'dan ayrılmamıştım.
son iki sene ayrılığı tattım. bir çok farklı şehre gittim şunu çok açık bir şekilde söyleyebilirim ki istanbul'da trafikte kalmayı bile özledim lan.eve ziyaretlere geldiğimde boğaz başka bir güzel geldi bana. çamlıca tepesinden gece vakti beylerbeyine inerken boğaz köprüsünün o duruşu sanki ilk kez görüyormuşcasına hoş geldi gözüme. gece ışıklandırmasıyla boğazdaki dolmabahçe sarayı selimiye kışlası , marmara üniversitesi haydarpaşa kampüsü , kuleli lisesi... ve bunlar gibi bir çok tarihi bina kendime gelmemi sağladı. istanbul'dayım dedim geldim işte buradayım.
havası bile ayrı, i her şeyiyle farklı insanın memleketi olarak gördüğü yer.
ayrılmayınca kıymetini bilemezsin işte ayrılınca da kavuşmak insana böyle şeyler hissettiriyor.