anadoludan büyükşehirlere gelen kızların ilk olarak yaptığı davranışların başında gelir arkadaş ortamına girmek, barlardan çıkmamak, ilk aşık olduğu adama vermek ve bunu gibi davranışlar. yani bi nevi balık gözünü aştı bir nevi ise kalabalıkta kayboldu.
edit : güzel kardeşim eksilemişsin de, sanki sen farklı düşünüyorsun. hanginizin eve attığı hatun, ailesiyle yaşıyor? ailesiyle yaşayan hatun gece başkasının evine mi gelir? hepimiz biliyoruz işte, yurttayım, evdeyim ayaklarına, kızlar bizim evlerimiz de yatağımız da sabahlıyor. yalan mı?
çok afedersiniz ama ne bok yerse yesin ileride özgürlüğünü kazanıp kendi kendini idare edebileceği için bir adım önde olan kızdır. bilemiyorum, bazı insanları özellikle erkekleri gerer kadının özgürlüğü ve zekası. sen evinde oturup onlara bok atarken onlar para kazanmaya, kendi hayat standartlarını kurmaya başlamıştır bile. belki de sana bu battı ha?
(bkz: asalak yaşam)
adaptasyon sürecinde hayli zorluk geçmiş, etrafta köyden indim şehre modunda uzunca bir süre dolaşmış, övünmek gibi olmasın kendini zerre bozmamış kızlardan biriyim. dışarda okumak zordur, bilhassa bir kız için ama sınırlarını ve amacını biliyorsan açlık dışında pek kayda değer sıkıntıyla karşılaşmazsın. he bir de arkadaş seçimi önemli tabii ki.
cok da tnn
okulunu en iyi şekilde bitirip yüzünün akıyla evine dönebilmiş, ailesinin suratına gururla bakabilmiş kızdr. uzaklar ona kültürel anlamda çok şey katmıştır. farklı insanlar farklı fikirler öğrenmiştir.
türk aile yapısında " kızım gezer tozar biz pek karışmıyoruz güveniyoruz biz ona" diyen ebeveynler olsa bile gerçekten çok ağır bir baskı söz konusu. her anlamda bir tür denetim var bunun dozonu kaçıran aileler de var... ee insan bu duruma isyan ediyor ve ne kadar annesini babasını sevse de biraz "özgür" olma hayali kuruyor.sonrasında da üniversite için başka şehre gittiğinde önce bir sevindirik oluyor oh beee diyor lakin ailesinin varlığının verdiği güvenin uzakta kaldığını gerçekten "yalnız" olduğunu anladığı anda tutunacak başka bir dal arıyor...
yazılanları tek tek okudum ve bu kadar çirkin şeyi bu kadar acımasızlıkla söyleyebilenlere hayret ettim.yukarıda anlattığım süreç üni. dışarda okuyan erkekler için de geçerli sanırım.acaba nerde okuyorlar nası bir arkadaş çevreleri var da bu kızlar hakkında "kaşar" diye genelleme yapıyorlar merak içindeyim.
şimdi deniyor ki "kendi şehri varken başka şehir neden yazmış?" buna verilmesi gereken ilk cevap "sana ne amına koyayım" olmalı ama biz yine de seviyeyi birilerinin ayarına indirip mantıklı cevaplar üretelim. şöyle oluyor güzelim:kız ankara'da ve diyelim ki maliye okumak istiyor. ankara'dakü üniversitelerin puanı eşşek gibi yüksek olduğundan puanı ancak akdeniz üniversitesi'ne falan yetiyor. bu durumda senin beklediğin aile "dışarı gönderelim de orospu mu olsun ulan? bırak okumasın" diyecek bir aile ama inanmayacaksınız da bu ülkede akıllı mantıklı anne babalar da var be güzelim. senin hastalıklı beynin yüzünden kimsenin kızının tahsilsiz kalmasını göze alamıyor maalesef. şimdi başka türlü düşünelim: kız diyelim memleketindeki üniversiteyi de kazanacak puanı yaptı ama dışarıya gitti. bu durumda bunun hayatı anlama olma üzere birçok amaçla yapıldığını söyleyebiliriz. van 100. yıl da ailesinin dizinin dibinde okuyup sonra iş hayatına mecburen dışarıda başlayacak olan kız onca yıllık saflığından mütevellit daha kolay bile av olabilecektir. tabi meseleye işin en başından aklı s.kine inmiş bazı arkadaşlar gibi av-avcı yönünden bakmak zorunda kalmış olmamız ayrı bir ilkellik ya neyse. diyeceğim o ki birilerinin bu ilkellikten kurtulması ve kendini biraz geliştirmesi gerekiyor. ki asıl ürkütücü olan bu tip adamların eskiden ilkel falan bir ahlak anlayışları vardı. ama şimdikiler "eheheh webcamden izleteyim mi lan eheheh" diyecek kadar alçalmış ve iğrençleşmiş vaziyette. aman ha burada öss ye hazırlanan kızlar falan varsa kafaları karışmasın. inanın (ben de öyle inanmak istiyorum) böyle hastalıklı beyinler türkiye de o kadar yaygın değil.
son derece mantıklı bir karar vermiş olan insandır!
dikkat edildiyse insan ibaresi kullanılmıştır kendisi için. zira erkek yada kız, eğer maddi olarak bir sorun yoksa her gencin üniversiteyi başka bir şehirde okuması gayet mantıklıdır bir çok yönden. herşeyden önce belli bir yaşa gelmiş bireyin sosyal olarak tam anlamıyla ben varım demesi için eşşiz bir şansdır kişi için.
memleketinden uzakta üniversite okuyan erkekten hiçbir farkı olmaması gereken insandır.
ancak yurdum insanının gözünde kendisi epeyce farklıdır ne yazık ki. üniversite öğrencisi bir kız, hem de evinden uzakta? abooovv! peki niye böyle düşünürler bunlar? kişi kendinden bilir işi çünkü. ailesinden uzakta üniversite okuyan bir kıza kendisi kötü gözle bakmaktadır da ondan, kendi içinde vardır bu fesatlık, öyle görmüştür çünkü, öyle öğrenmiştir.
bu tip düşünce sahibi insanlar, aslen "kızlar okumaz len" sözünü sarfedebilecek kapasitededirler. kız çocuklarını "orospu mu olacan?" sebebiyle okuldan alıp, sonra da "ühühü, yeteri kadar doktor yok, örtmen yok, nerde bu devlet?!" diye yırtınacaklardır.
.rusbu değildir. bilakis zekidir. hatta memleketinin iftiharıdır ki ana babası çiftçilikle uğraşır, özel üniversiteye gönderecek paraları yoktur ama evlatlarına sonuna kadar destek olmuşlardır. burslu kazandığı üniversiteyi birincilik ya da ikincilikle bitirmesi de kaçınılmazdır. gökkuşağı da sadece kırmızılardan oluşmaz!
