"giderim buralardan
giderim bir gece vakti
umurunda olmaz, umurunda olmaz, umurunda olmaz
bilirim" kısmı son derece güzel olan ahmet kaya parçası.gurbette olanların dinlememesi gerekenlerden.
insanın içini acıtan duygu. memleketinin adını duyunca ya da memleketiyle ilgili duyduğu en ufak birşeyde gözlerinin dolmasına sebep olur. başa çıkması çok zordur, dirayet ister. **
gece insanı yatağından, burnunda tanıdık kokularla uyandıran, zaman zaman uyutmayan, bir süre sonra gördüğü her yeri, her şeyi, herkesi tanıdık sanmaya sebep olup, sonunda pes edip bunu bir işaret olarak algılayıp eve dönmeye sebep olan his...
dile kolay gelen ama başınıza geldiğinde gerçekten içerden vuran bir hasrettir. hiç bilmediğiniz başka bir ülkeye gidersiniz. hiç kimseyi tanımıyorsunuzdur. bütün sevdikleriniz türkiye'dedir. yeni arkadaşlıklar kurmaya çalışır, arkadaşlarla beraberken bu hasreti dindirmeye çalışırsınız. ama eve dönüp yalnız kaldığınızda sıla özlemi yine sızlatır burnunuzun direğini. telefona sarılırsınız hemen dindirmek için. ama başka zaman geçmek bilmeyen yarım saatler, bir saatler bu zaman su gibi akıp geçer. sırf annenizin sesini daha çok duyabilmek için saçma saçma konular açarsınız. daha önce annenizle hiç konuşmadığınız konularda. ve zaman geçer telefonu kapatırsınız. öpüyorum dersiniz en içten. tabi bu kelimenin yarısı boğazda düğümlenir. çıkamaz. öylece telefonu kapatıp kalırsınız bir süre.
yıllarca yaşadığın şehre söversin, değerini bilmezsin gurbete gittiğinde anlarsın değerini geri geldiğinde bi koklarsın, doya doya bakarsın memleketine oturur faleze karşı bira içersin.. işte o zaman anlarsın memleket hasretini.
memleketi olan şehrin dışında okuyan, çalışan yada yaşayan insanı alışılmadık hüzünlere boğan boktan durum. ben konuyu öğrenci gözüyle ele alacağım.
tatillerde memleketinize döndüğünüzde doğup büyüdüğünüz o şehir size yabancılaşmış gelir, artık gurbet olmuştur sizin için. tanıdık bi yüz ararsınız ama nafile. takıldığınız bar ve kafeler yoktur artık . liseden arkadaşlarınız yaz okulundadır, staj yapıyordur, yada okulu bitirip ekmek kavgasına girişmiştir. lisede size vermeyen sevgiliniz kaşar olmuştur. unutamadığınız o ilk aşkınız ise çoktan evlenip çoluk çocuğa karışmıştır bile.
her dönüşünüzde anne ve babanızı daha yaşlanmış bulunursuz. bana en çok koyan da bu oluyor. kardeşiniz odanıza yerleşip bağımsızlığını ilan etmiştir. onların artık sizin olmadığınız bir düzeni vardır. kendi evinizde misafir olduğunu hissedersiniz. hani misafirlik sıçana kadar olur derler ya; tüm bu durumlar o yüzden boktandır.
5'er beşer'in en iyi skeçlerinden birisidir... 9. bölümde yer almıştır.. sivaslı olmam ve skeçteki karakteri yine sivaslı olan irem sak'ın oynaması da bu fikrimin sebeplerinden en büyükleri tabi.. http://vimeo.com/32641607