insanların kendilerini zeki zannetmeleri için yapılmış bir film. bir nevi ilaç. yoksa boktan bir senaryosu ve çekimi var. ilk seferse anlayanı da boğaziçi'ne yerleştirmiyorlar.
sahne gecişlerinin mükemmeliyeti yüzünden diğer unsurlarına dikkat edemediğim film. belki de o yüzden tek numarası sahne geçişleri gibi geliyor, bilemedim.
filmi izlerken leanord bir söz söylüyor:
"içinde bir suçluluk duygusu ama nedenini bilmiyorsun..."
film boyunca "neden böyle dedi" diye düşündüren, sonunda da "hmm demek bu yüzdenmiş" dediğimiz muhteşem ötesi film.
ayrıyetten dikkat! beyinde overload'a sebep oluyor...
leonardın filmin sonunda söylediği söz çok manidar: ben aslında hiç birinizden farklı değilim.. yani işin özü her insanın bir yalanı vardır bu hayatta inanmak istediği.
tam boş zaman filmidir. ilk defada anladım diyenler ikinci kez izlediklerinde aslında ilkinde anlamadıklarını üzülerek farkedeceklerdir. bazılarımız da ilk seferde anlamamıştır ama ikinci kez izleyecek kafayı bir türlü bulamadıklarından anlamaz anlamaz hayata devam etmektedirler. ismi lazım değil o kişilerin.
Uzun süre önce izlemiş olmama rağmen hala anlayamadığım yerler olan filmdir.
Sondan veya baştan nasıl başlıyosa başlasın aman be.
Filmin sonundada iyi bir küfür edebilebilirsiniz.
benzer bir yorum okumadım ama, bana göre filmde işlenen ve eleştirilen konu; adalet sistemi. 10-15 dakika sonra kaybolan hafızasıyla baş roldeki karakter, esasında mevcut adalet sistemini temsil ediyor. bir adli olayın oluşundan itibaren adaletin gerçekleşmesine kadarlık kısımda gerçekleşen işlemler, polis ve adliye süreci lenny'nin hafızasındaki hastalığa benzetiliyor. hasta olan sistem hatırlamak için sürekli notlar alıyor, ifadeler, tutanaklar, belgeler vs. gerçeğe bu şekilde ulaşılabileceğine inanılıyor.
ama adalet sistemi öylesine hastadır ki, teddy'nin anlattığı üzere gerçek suçlu bulunmuş ve öldürülmüşken bile, suçun mağduru adaletin gerçekleştiğine ikna olamıyor. yine sistemin hasta olduğunu fark edip kendi amaçları için kullananlar oluyor; natalie, otelci ve teddy gibi. son olarak da, teddy gerçekleri açık açık söylediğinde, sistem bunu da kabullenmiyor, düşman olarak tanımlıyor ve onu yok ediyor.
bilemiyorum senaristin kafasından bunlar geçti mi geçmedi mi, ama dikkatli izleyiciler filme bir de bu yönden bakıp değerlendirebilirler.
--spoiler--
sondaki polisin itiraf ettiği sahneyi kessinler. onar dakikalık sahneleri de düz bir şekilde tekrar düzenlesinler (ki benim için ters kurgulanmış bir film yaratıcılık örneği değildir.), al sana sıradan bir senaryo. sadece kafa yoruyor "lan bir önceki sahnenin başı neydi" diye. eğer kafa yormak isteseydim gider geometri çözerdim, film izlemezdim. hayır, ben de seviyorum zekice kurgulanmış, insanı sürekli şaşırtan filmleri. ama bu değil ki izleyicinin hafızasını sına.
--spoiler--
bu türde izlediğim ilk filmi. sondan başa gidiyor ve o kadar da anlaşılması zor bir film değil. ama kim derse ki ben ilk izlememde
anladım yalan söylemiş olur. bazı noktaları anlıyorsunuz ama filmi tam anlamıyla çözmek çok zor. eğer filmi izledikten sonra yapılan yorumları okursanız dahada kolay şekilde anlarsınız.
özellikle sonuyla insanı dehşete düşüren ters kurgulu film. bu film yıllarca sizde derin izler bırakacaktır. basit görünen bir çok şeyde önemli ayrıntılar saklıdır. bu yüzden film ara vermeden dikkat dağılmadan izlenmelidir. filmi izlemeyenlerin film yorumlarını fazla okumaması gerekir ki izlediklerinde tadı kaçmasın.
--spoiler--
leonard hastalığının yanında yaşadığı travmanın etkisiyle, içini kemiren suçluluk duygusundan ve üzüntüden sürekli kaçmakta, unutmak istemekte ve kendine yeni hedefler belirlemektedir. leonardın karısı yaşarkende üzerinde dövme vardır. demek ki teddy leonard'ın hastalığını kullanıp biraz para kazanmak istemek dışında hep doğru şeyler söylemiş ve yapmıştır. kadın, teddy, jimmy, dody herkes masumdur. leonard ise başına gelen bu çok kötü hadiseden sonra sadece hafıza sorunu yaşayan biri olmamış aynı zamanda kendini inanmak istediği şeye inandırmış ve kendine alternatif gerçeklik yaratmıştır. filmin bir yerinde karısının sürekli aynı kitabı zevk aldığı için okuması gibi leonard da intikam hazzını hep yaşamak istemekte ve bu dramdan kaçmak için sürekli kendini meşgul etmektedir. bu filmin en sarsıcı yönü, hafıza sorunu yüzünden karısını kendi elleriyle öldürmüş birinin dramını size tüm etkileyiciliği ile size hissettirmektir.
--spoiler--
christopher nolan' ın en zayıf halkası olmasına rağmen bir çok filmi cebinden çıkartır. kurgusu ve çekim tekniklerini sıradan ya da kalburüstü bir filmde bulamazsınız. oyunculuklar gayet başarılıdır. ve filmi başından sonuna kadar pür dikkat izlemek gerekir. en ufak bir detayı kaçırdığınız zaman filmi anlamakta, toplamakta zor oluyor.