--spoiler--
sondaki polisin itiraf ettiği sahneyi kessinler. onar dakikalık sahneleri de düz bir şekilde tekrar düzenlesinler (ki benim için ters kurgulanmış bir film yaratıcılık örneği değildir.), al sana sıradan bir senaryo. sadece kafa yoruyor "lan bir önceki sahnenin başı neydi" diye. eğer kafa yormak isteseydim gider geometri çözerdim, film izlemezdim. hayır, ben de seviyorum zekice kurgulanmış, insanı sürekli şaşırtan filmleri. ama bu değil ki izleyicinin hafızasını sına.
--spoiler--
benzer bir yorum okumadım ama, bana göre filmde işlenen ve eleştirilen konu; adalet sistemi. 10-15 dakika sonra kaybolan hafızasıyla baş roldeki karakter, esasında mevcut adalet sistemini temsil ediyor. bir adli olayın oluşundan itibaren adaletin gerçekleşmesine kadarlık kısımda gerçekleşen işlemler, polis ve adliye süreci lenny'nin hafızasındaki hastalığa benzetiliyor. hasta olan sistem hatırlamak için sürekli notlar alıyor, ifadeler, tutanaklar, belgeler vs. gerçeğe bu şekilde ulaşılabileceğine inanılıyor.
ama adalet sistemi öylesine hastadır ki, teddy'nin anlattığı üzere gerçek suçlu bulunmuş ve öldürülmüşken bile, suçun mağduru adaletin gerçekleştiğine ikna olamıyor. yine sistemin hasta olduğunu fark edip kendi amaçları için kullananlar oluyor; natalie, otelci ve teddy gibi. son olarak da, teddy gerçekleri açık açık söylediğinde, sistem bunu da kabullenmiyor, düşman olarak tanımlıyor ve onu yok ediyor.
bilemiyorum senaristin kafasından bunlar geçti mi geçmedi mi, ama dikkatli izleyiciler filme bir de bu yönden bakıp değerlendirebilirler.
Uzun süre önce izlemiş olmama rağmen hala anlayamadığım yerler olan filmdir.
Sondan veya baştan nasıl başlıyosa başlasın aman be.
Filmin sonundada iyi bir küfür edebilebilirsiniz.
tam boş zaman filmidir. ilk defada anladım diyenler ikinci kez izlediklerinde aslında ilkinde anlamadıklarını üzülerek farkedeceklerdir. bazılarımız da ilk seferde anlamamıştır ama ikinci kez izleyecek kafayı bir türlü bulamadıklarından anlamaz anlamaz hayata devam etmektedirler. ismi lazım değil o kişilerin.
leonardın filmin sonunda söylediği söz çok manidar: ben aslında hiç birinizden farklı değilim.. yani işin özü her insanın bir yalanı vardır bu hayatta inanmak istediği.
filmi izlerken leanord bir söz söylüyor:
"içinde bir suçluluk duygusu ama nedenini bilmiyorsun..."
film boyunca "neden böyle dedi" diye düşündüren, sonunda da "hmm demek bu yüzdenmiş" dediğimiz muhteşem ötesi film.
ayrıyetten dikkat! beyinde overload'a sebep oluyor...
sahne gecişlerinin mükemmeliyeti yüzünden diğer unsurlarına dikkat edemediğim film. belki de o yüzden tek numarası sahne geçişleri gibi geliyor, bilemedim.
insanların kendilerini zeki zannetmeleri için yapılmış bir film. bir nevi ilaç. yoksa boktan bir senaryosu ve çekimi var. ilk seferse anlayanı da boğaziçi'ne yerleştirmiyorlar.
Baş ağrısına neden olabilecek christopher nolan yapımı film. o kadar dikkatli izlemek zorundasınız ki, uykunuz varken ya da hastaysanız izlenilmemesi gereken filmlerden. olabildiğince dinç bir şekilde izlenilmesi tavsiye edilir. aksi takdirde 'bu ne amuagoyim?' etkisi yaratabilir.
christopher nolan için 'adam coşmuş yaa dedirten filmdir. Tersten giden olay örgüsü filmin kolay anlaşılmaz bir hal almasını sağlamıştır. Sonuna geldiğinizde ise vay be dedirterek bakılır. Çoğu insanın ilk izleyişte kavrayamadığı söylenir.* Kesinlikle arşivlerde bulunması gereken filmdir.