henüz izleyip bitirdiğim film. ilk önce bi dumura uğradım, sonra düşünürken "haa, haaa, haaaaaa"lar art arda geldi böyle bir tuhaf oldum. hani bir müziği çok severse eargasm oldum der ya ecnebiler, işte bu film bana braingasm oldurtmuştur. velhasıl kelam, izleyiniz.
elim, gözüm oynayarak izlediğim ve bu yüzden bişey anlamadığım, ama milletin tepkisinden dolayı " çok iyi bir film, mutlaka izlemelisin" diyerek millete yalanlar söylediğim film. tüm kafamın karışıklığına rağmen tavsiye ederim.
yüksek zeka ürünü bir film. Filmi izlerken ara veremezsiniz. Bi çay demliyim, bi telefonla konuşiyim diyemezsiniz. Kopar gider. Bir anlamazsınız. Kaçar yani ucu. Ama ne film abicim. Adamlar yapmış. Cavur yapmış abi.
christopher nolan'ın dünya üzerinde yazılabilecek en iyi senaryolardan birini yazıp çektiği 2000 yapımı film. filmde yarım saniyelik bir sahneyi bile kaçırmanız, filmi anlamamanıza yetecek kadar iyi kurgulanmıştır.
yazın film kültürünü* geliştirmek adına imdb top 250'yi hatim etme çalışmalarıma başlamamdan dolayı yıllar önce gördüğüm ve "memento, bu ne biçim isim yeaa?" kaprisleriyle bir kenar attığım bu filmi az önce bitirdim.
--spoiler--
baş karakterimiz lenny'i karısının katilini yakalamak için hafıza dezavantajından dolayı notlar kullanan zeki biri sanarken aslında söz konusu vatandaşın kendi notlarıyla kendi dünyasını yaratmış don kişotvari bir psikopat olduğunu anlayınca şoke oldum. neyse ki ters kurgulu olduğunu erken anladım ki kafam daha da allak bullak olmadı. bir ara bir daha izlerim.
--spoiler--
çok karışık ve çok farklı tarzda bir film. bulmaca gibi. çok dikkatli izlemek gerekiyor, ayrıntılar çok fazla. ilk başlarda sıktı biraz ama parçalar yerıne oturmaya başlayınca o tadı alıyorsunuz. ama yine de abartıldığı kadar da zor değil anlamak, 3-5 kere filan izlemeye gerek yok. sadece çok dikkatli izlenirse (bazı noktalar yine anlamsız kalabilir) ama yine de anlamış olursunuz olayı.
finish çok çok iyiydi gerçekten.
izlediğim en enteresan filmlerden birisi, sıra dışı bir film olduğunu inkar etmek filme verilen emeğe saygısızlık olurdu fakat cem yılmaz ın doritos reklamında "insan yiyecek bunu insan" repliğin de söylediği gibi yönetmenin filmi çekerken birazda film izleyicisini düşünmesi gerekirdi diye düşünüyorum zira karmaşık bir hikayeyi onlarca farklı ayrıntıyla süsleyince daha karmaşık ve gizemli bir hikaye yakalanmış olmuyor aksine seyirciye uzun süre temposuz giden bir hikaye bırakmış oluyorsunuz, ben bu nokta da yönetmenin filmin izleyicisinin beyninde vay be çok sıkı film ya da müthiş bir filmdi düşüncesinden çok karmaşık ve anlaşılması zor fakat gene de izlenilmesi gereken farklı bir yapım düşüncesi canlandırmak istediğini düşünüyorum. itiraf etmek gerekir ki nihayet film bittiğinde çok kaliteli yapımların son bir kaç dakikasında ortaya çıkan enteresan tablodan aldığınız keyfi bu filmde bulamıyorsunuz daha çok filmin enteresan hikayesine takılıp kalıyorsunuz.
christopher nolan' ın en zayıf halkası olmasına rağmen bir çok filmi cebinden çıkartır. kurgusu ve çekim tekniklerini sıradan ya da kalburüstü bir filmde bulamazsınız. oyunculuklar gayet başarılıdır. ve filmi başından sonuna kadar pür dikkat izlemek gerekir. en ufak bir detayı kaçırdığınız zaman filmi anlamakta, toplamakta zor oluyor.
özellikle sonuyla insanı dehşete düşüren ters kurgulu film. bu film yıllarca sizde derin izler bırakacaktır. basit görünen bir çok şeyde önemli ayrıntılar saklıdır. bu yüzden film ara vermeden dikkat dağılmadan izlenmelidir. filmi izlemeyenlerin film yorumlarını fazla okumaması gerekir ki izlediklerinde tadı kaçmasın.
--spoiler--
leonard hastalığının yanında yaşadığı travmanın etkisiyle, içini kemiren suçluluk duygusundan ve üzüntüden sürekli kaçmakta, unutmak istemekte ve kendine yeni hedefler belirlemektedir. leonardın karısı yaşarkende üzerinde dövme vardır. demek ki teddy leonard'ın hastalığını kullanıp biraz para kazanmak istemek dışında hep doğru şeyler söylemiş ve yapmıştır. kadın, teddy, jimmy, dody herkes masumdur. leonard ise başına gelen bu çok kötü hadiseden sonra sadece hafıza sorunu yaşayan biri olmamış aynı zamanda kendini inanmak istediği şeye inandırmış ve kendine alternatif gerçeklik yaratmıştır. filmin bir yerinde karısının sürekli aynı kitabı zevk aldığı için okuması gibi leonard da intikam hazzını hep yaşamak istemekte ve bu dramdan kaçmak için sürekli kendini meşgul etmektedir. bu filmin en sarsıcı yönü, hafıza sorunu yüzünden karısını kendi elleriyle öldürmüş birinin dramını size tüm etkileyiciliği ile size hissettirmektir.
--spoiler--
bu türde izlediğim ilk filmi. sondan başa gidiyor ve o kadar da anlaşılması zor bir film değil. ama kim derse ki ben ilk izlememde
anladım yalan söylemiş olur. bazı noktaları anlıyorsunuz ama filmi tam anlamıyla çözmek çok zor. eğer filmi izledikten sonra yapılan yorumları okursanız dahada kolay şekilde anlarsınız.