iki elle anca sütyen kopçasını açtığım zamanlardı. yani gereğinden fazla naiftim. saflığımı ve hayata olan çocuksu merakımı kaybetmemiştim o zamanlar.
sırtını dönerdi bana. ellerim titreyerek ulaşırdım, tenin kumaşla ayrıldığı bölgeye. sevinçle açardım kopçayı. medeniyetin vücudumuza olan engellerini, çocuksu bir heyacanla alt üst ederdim. kalbim uçacak gibi öperdim o nehir yatağı sırtını. heran kanat çıkacakmış gibi devingen omuzlarına giderdi dudaklarım serserice. hayatının aktığı şahdamarından öperdim onu, kalbi dudaklarımda atardı bir müddet. yüzünü gölgeleyen saçlarını titreyen ellerimle toplayıp dudaklarını öpene kadar, yatak örtüsündeki bir şekle bakardı heyacanla sevgili kadınım. heyacanla titrerdi, vuslatı beklerken, kaybolurdu nervesimin imgelediği hayal dünyasında. sonra histerik sevişmeler elbette.
karşı karşı otururduk, çırılçıplak, yatağın üzerinde. ben onun mükemmel oval memelerine bakardım, yumuşardı zaman, çikolata kıvamına gelirdi. onun yanakları kızarırdı, kestane kokusu sarardı odayı, utanırdı sevgili kadınım. ellerini o nazenin yumuşaklığa atar, memelerini gizler, hayat dolu kahkahalara boğardı zamanı. hiç bitmesin isterdik bu andan münezzeh zaman. sonra ben avuçlardım, küçük bir çocuğun annesinin memelerini avuçladığı gibi. bu kez ben boğulurdum anın müthiş hazzına, kahkaha atardım umarsızca.
o zamanlar çok naiftik, severdik birbirimizin memelerini.
tanım: bir kadının kendi vücuduna olan hayretli sempatisi.
kahkaha atarken göğüslerinin bir yukarı bir aşağı sallanmasından hoşnut olmayan büyük ve sarkık göğüslü hatun eylemi.
not: abazan değilim. mantık uydurarak insanlığa yararlı olmak istedim sadece. bunun nedenini öğrenince hayatınıza yeni anlamlar yüklediniz dimi? valla ben yükledim, erdim, bir garip oldum.
gülüyorsunuz ama o da sizin eksikliğiniz. ekonomik krizin kasıp kavurduğu, sütyenin karneyle satıldığı, sütyen kuyruklarında beklerken çocukların doğduğu zamanlara karşı mücadeleci bir kahkaha atan güçlü bir tavırdan bahsediliyor. ben öyle anladım.