memelerini aklınla birlikte özledim

entry3 galeri0
    1.
  1. ahmet altan'a ait bir mektup.

    Sen, belki de bu mektubu aslında sana yazdığımı hiç bilmeden okuyacaksın.

    Ben, senin bunu okurken parmağınla yanağına dokunduğunu, gözlerini hafifçe kıstığını, saçlarını kulağının ardına attığını görmeyeceğim.

    Elimin uzanamadığı yerlere kelimelerimle sokulmaya çalışmamın, kırılgan harflerden kurulmuş görünmez bir köprüden sana doğru yürürken düşmekten böylesine korkmamın, sana tek bir bakışla anlatabileceğime inandığım ve birçoğunun belki bir ismi bile olmayan birçok duygunun her birine isimler bulmaya uğraşmamın beni nasıl yaralayıp yorduğunu bilmeyeceksin.

    ilerde bir gün bana çok karmaşık ve anlaşılmaz gözükecek olsalar da, şu anda bana, kendime saplamak için elimde tuttuğum solgun bir bıçak gibi sade ve içmeye hazırlandığım zehirli bir su gibi berrak gözüken duygularımın, keskin ve yakıcı tadını, onların üstünü örten sözcüklerin altından çıkarıp çıkarmamakta duyduğum kararsızlığı da herhalde sana hiç anlatamayacağım.

    Halbuki bütün korkunçluğu sadeliğinde gizli olan duygularım o kadar açık ki.

    Ben senin memelerini aklınla birlikte özledim.

    Gülüşün, kasıklarının buğday yalazı parlaklığıyla birlikte aklıma geliyor.

    Yorulduğumda, bıktığımda, yenilginin tam kıyısında durduğumu hissettiğimde, beni sadece bana dokunarak iyileştirebileceğini biliyorum.

    Değmeden, hatta bazen seni görmeden, hissettiğim bedeninin o yumuşak sıcaklığını istiyorum.

    Yalnızım.

    Kendimi yalnız hissediyorum ki bu yalnızlıktan da kötü.

    Benim yalnızlığımı ve kendimi yalnız hissetmemin yalnızlıktan da kötü olduğunu anlayacak senden başka kimsem yok.

    Ve sen de yoksun.

    Belki de hiç olmayacaksın.

    Sözcüklerden oluşturmaya uğraştığım bir köprüden sana ulaşmaya çalışacağım.

    Ve biliyor musun, sen bütün bunları okurken, ben yazdıklarımı şakacı gülüşlerimle reddedeceğim.

    Beni bir gün görürsen, gördüğünün bu satırları sana yazan adam olduğuna inanmayacaksın.

    Duyduğum aşkı, özlemi ve bunları duymaktan duyduğum korkuyu güvenli bir duruşun ardına saklayacağım.

    Yüzümde satırlarımdan bir iz aradığında, onlar orada olmayacak.

    Sana nasıl yalvardığımı hiç işitmeyeceksin, sıradan bir "Nasılsın" sözcüğü saklayacak o yalvarışı.

    Ama bütün bunlar, bu sahte kibir, bu şakacı gülüş, bu sıradan "Nasılsın" sözü, bu güvenli duruş, içimdeki sesi dindirmeyecek.

    Bütün bunlara hiç aldırmadan bana sarılmanı bekleyeceğim, bazen benden babandan korktuğun gibi korktuğunu, bazen beni çocuğunu okşar gibi okşadığını görmek isteyeceğim.

    Aralarında dolaştığım kalabalıklar içinde benim yalnızlığımı gören ve kendimi yalnız hissetmemin yalnızlıktan da kötü olduğunu sezen bir tek sen varsın.

    O kadar sade ki duygularım.

    Memelerini aklınla birlikte özledim.

    Gülüşün, kasıklarının buğday yalazı parlaklığıyla birlikte aklımda.

    Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum.

    Sana ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana bir daha dokunmazsan, işte o zaman, korkarım sonsuz ve sensiz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim.

    Beni tut, beni her şeye rağmen tut
    2 ...
  2. 2.
  3. erkek sevdiği kadının hem memelerini hem de aklını özlerse ortaya çıkan sonuçtur.
    erkek : bana meme, bana meme .
    kadın : yapma ama. çok yorgunum .
    erkek : o zaman akıl, akıl. ( kadının kalçalarını kastediyo ).
    1 ...
  4. 3.
  5. ahmet altan'ın kelimelerle nasıl oynadıgının, ifade etmek istediklerini nasıl da güzel süslediğinin ve bazı insanların* duygularını farkında olmadan onlardan daha iyi anlattıgının en güzel örneğidir bu yazı. ama memelerini aklinla birlikte ozledim cümlesi, sanki ahmet altan illaki bir cinsellik vurgulamak istemiş de bu mektuba nasıl iliştireceğini bilememiş, yazılmamış olmasın diye yazmış gibi eğreti gelir bana hep. olabildigince güzel bir mektup oldugundan bu kısmını görmezden gelirim. bir de hafızam beni yanıltmıyorsa birkaç sene evvel bir gazetenin sevgililer günü özel ekinde yayınlanmıstı bu mektup.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük