Samatya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde asistanlık görevini yaparken, dün görev yaptığı hastanenin camından atlayarak intihar eden doktor.
Bunun birçok sebebi olabilir ama asıl sebebi SABiM ismindeki oluşum. Hasta rapor ister, doktor yazmaz, hemen şikayet ederler. Hasta ilaç ister, doktor gereksiz ilacı yazmaz, hemen şikayet ederler. Sonucunda da doktora soruşturma açılır. Bu kadar kolaydır.
Dün sabah saatlerinde savunması alınmış bu genç doktorun. Savunmasının ardından da, 6. kattan atlayıp yaşamına son vermiş. işte bu kadar kolay.
Türkiye, istanbul'dan aldığı kara bir haberle yıkıldı. Aslında insanlar aldıkları bu habere pek de yabancı değillerdi. Bir can daha yaşamına son vermişti adına intihar koydukları ürkütücü bir tercihle. Onu diğer intiharlardan farklı kılışı seçilen yerin bir hastane oluşu ve intihar edenin mesleğiydi. Saygın bir meslekken yanlış politikalar sonucunda yerini adım adım kaptıran doktorluk mesleği, bir neferini daha kaybetmişti. Geriye gözleri yaşlı ve bir o kadar da acılı bir anne, ne olduğunu anlamakta güçlük çeken ve şoka girmiş iş arkadaşları kaldı.
"Beni acımla bırak" feryadı, tam da bu noktada kendini buldu. Acılarla yanan en sevilenler, güçler savaşına girişmiş birkaç grubun protestoları ile silkeledi kendini. Olayın şokunu atlatamamışken, şaşkınlığını yaşıyorlardı şimdi de. Ellerine aldıkları siyah beyaz pankartlarla ölümün "kendince" sebeplerini eleştiren güruhlar, ne aileyi, ne de dostları acılarıyla bırakmıştı. Onlar için bir tek ülkü vardı, o da; her şartta ve zamanda muhalefet olmak! Acılardan prim çıkarmakta, ölümler üzerine muhalefet kurmakta onların üzerine yoktu çünkü.
Doktor Melike Erdem henüz 30 yaşındaydı. Daha hayatının baharında, bir hastanenin 6. katından atlayarak ölümle yüzleşmeyi seçmişti kendine. Kim bilir, ne yükler binmişti omuzlarına? Ne yükler vardı da üzerinde, taşıyamayacağını sanmıştı atmadan önce kendini ıslak bir betona.
O giderken, tüm ölümlülere bazı mesajlar bırakmıştı aslında. Gidişler, ardında hüzünlü gözyaşları bırakıyor ve gözyaşları en çok da annelerin yüreğine dökülüyordu. Ölümler üzerinden nemalanılıyordu bir de Pervasız ve fütursuzca cenazeyi yok sayan insanlar, kandırılmışlık hakikatiyle kendini meydanlara vurabiliyordu.
Doktor Melike'nin ansızın gidişi, bıraktığı mesajlarla birlikte bazı gerçekleri de yeniden hatırlattı. Ölümüne sebep sanılan nedenler, ölmeye sebep değildi belki ama, bir doktorun arkasında bıraktığı çok acı tecrübe ve hatıralardı...