kendisi soyadı gibi şahane sesli bir insandır. kadife gibidir, şakır durur, dinleyip huzur bulunası nadir sanatçılardan biridir. (bkz: incesaz)la pek çok güzel çalışmaları mevcuttur.
sesiyle olduğu kadar zarif ve asil görüntüsüyle de türk sanat müziğine çok yakışan, kendisi gibi yine müzisyen olan tamburi necip gülses ile evli güzide sanatçımızdır.
son albümü beyaz köpükler'de eşi Necip Gülses albümün proje yönetmeliğini yapmıştır. Tanıtım konserinde de albümün isim şarkısı Beyaz Köpükler'i eşinin gözlerine bakarak söylemiştir ki zaten çeşitli duygularla yüklü dinleyiciler olarak sevgilerine gıpta etmişizdir.
bülbülüm altın kafeste şarkısını bu sesten dinlemek, ölmeden önce yapılması gerekenler listesinde mutlaka bulunmalıdır. bütün bedeni baştan aşağıya saran ağlatan bi ses.
yalnızca sanat müziği söylemeyen, sanat müziği yaşayan ve hatta bizzat sanat müziği olmuş ilahe.
biraz ansiklopedik bilgi kasmak gerekirse, kendileri 1958 konya akşehir doğumlu. itü türk musikisi devlet konservatuarı şan bölümünü tamamlamış. 1981 yılında trt istanbul radyosuna girmiş. Halen trt istanbul radyosunda devam etmekte olan melihat gülses müzik kariyeri boyunca dünyanın bir çok kentinde çok özel organizasyonlara katılmış ve başarılı müzisyenlerle çalışmış. türk sanat müziği başta olmak üzere, trakya, atina rumeli türküleri ve TRT istanbul Radyosu Tango Orkestrasında tangolar seslendirmişliği dahi vardır. evli ve iki çocuk annesidir ayrıca.
tüm bunların yanında güleryüzü, naif sesi ve zerafeti ile çok ayrı bir yeri vardır nazarımda. çok orjinal ve minicik dudakları bile ne kadar nazende bir sesi ve yapısı olduğunun resmidir. saray asilzadesi şıklığında işlemeli taftalar içinde şarkı söylerken mikrofonu tutuşu, hafif gerdan kırışı, gülümsemesi ve göz süzüşü hepsi bir bütün, bir nihavend masal gibidir.
inanılmaz zarif bir ses sanat müziği severlerin zevkle doyumsuzca dinleyebilecekleri nadide sanatçılarımızdan.'kapın her çalındıkça' ve 'yaşlı gözlerimi kuruttum bu gece ' müthiş seslendirdiği eserlerden sadece ikisi...
Son günlerde 'günaydınımmm, nar çiçeğimmm, sevdiğimmmm' şarkısını dilime doladığım, hayatımı dolduran bir ses, gerçek bir sanatçı. Hüzne doymak bilmeyen ruhumu kadife sesiyle rahatlatan, 'çok güzel sesi var, çok şahane, ay aman da müthiş' cümleleriyle tasvir edilemeyecek bir güzelliği var.
Firar (isimli şarkıyı seslendiren (bkz: prenses))
bir sihir gibiydi şehre inerken gece,
mektubun güvercin oldu vardı gizlice,
gel diyor, geç olmadan gel, geçiyor yıllar,
böyle başladı, dönülmez bu müthiş firar.
madem ki yeminimiz var, madem aşk mukadder,
işte geldim, bilmesinler yarına kadar,
bil ki artık dönüşüm yok, gitti son vapurlar,
sakla beni, bulmasınlar sabaha kadar.
belki herkesin dilinde şimdi bu firar,
belki verildi kararım, şimdi yoldalar.
kendisini bursa'da en sevdiğim insanla beraber dinleme fırsatım oldu.
isterdik biraz hareketli şeyler çalsın ya da en azından bizim beklediklerimizi çalsın ama olmadı.
hayatımın en güzel geçen zamanlarından olan bir saatin fon müziği olmuştu o gece.
kendisini çok severiz.
saygı duyulasıdır.
bir de not, allah'ım hiç de öyle fotoğraflardaki gibi ufak tefek bi bayan değil. sahnede dev gibi up uzundu.
ya da bizim gözümüzde devleşmişti o akşam.