normal şartlar altında siyasi hayatının fiilen bittiği söylenebilir. ama normal şartlar geçerli olmaz buralarda. asker susuzluğa da müdahale eder mesela. hukuki oyunlar sahnelenir yeniden. melih gökçek yine aday olur sonra, yüzde 47 ile filan yine başkan.
3 gündür evde suların akmasını sağlayan belediye başkanım. iyi insan. o olmasa susuzluktan ölecektik.
tabi bu kadar sevinmek için 10 gün kadar önce eşeğimizi kaybettirmiştir ama olsun.
herhangi bir sözlüğe girip kendisi hakkında yazılanları okuduğunda yüzünün nasıl bir hal alacağını merak ettiğim şahıstır. bir tür taharet musluğu şeklini alması muhtemel, zira ankaralı'nın en büyük sorunu bu belki de. ha tabi şöyle bir yorum yapması da muhtemel şu günlerde; "sözlükler su tasarrufunu engelleyen türde yazılarla dolu, kapatmak gerek"
15 dakikadır bu adam hakkında bir şeyler yazmaya çalışıyorum; hiçbiri "entry'de hakaret ya da küfür var" temalı gammazlamalar sonucu piç olmama garantisi veremedi bana.
sakinleşince yazarım diyorum ama söz konusu insanın nefret yaratma konusunda bu denli bir allah vergisi yeteneği olduğu için beklemem gereken zaman sonsuz işaretiyle sembolize ediliyor.
tanımıda şöyle: tebası olan ankara halkına sevgisinden olacak, eşeğini önce kaybettirip sonra buldurmuş olandır. kraldır, devletlüdur.
rastgele bir sözlüğe girip kendi hakkında yazılanları okusa öyle güzel sırıtır ki, insan omurgasına kadar ürperir. ankara halkını 10 sene dönere doyuracak kadar tazminat var adama sözlüklerin birçoğunda.
çölde kurulan ülkelerde bile su kesintisi olmazken izlediği politikayla başkenti çöle çevirdiği söylenen belediye başkanı. "allah'ın bu kadar Âfet vereceğini öngöremedik, müslümanlar ankara için dua etsin" diyerek nasıl bir yönetici olduğunu bir kez daha göstermiştir.
kuraklık, tanrı'nın yazgısı, cezÂsı vey insanlara vermiş olduğu bir eziyet değildir. tanrı'nın, insana o aklı verme nedeni, yağmur duasına çıkacak yerde barajlar, su kemerleri yapacak yeteneğe sâhip olmak ve bunu düşünebilmektir, "dağdan nehirden su taşıyın" diye yol göstermiştir. dua, şükrandan ve mÂnevi tatminden öteye gitmemelidir.
bundan 3240 yıl önce bu topraklarda yaşayanlar bile kuraklığa çÂre bulmuşlardır, yağmur duası ile değil baraj ile(güngör uras bir ara bahsetmiştir). alacahöyük antik kentinde m.ö. 1240 yılında hitit kralının yaptırdığı ve bugün bile su tutan baraj ibretlik bir eserdir.
ayrıca küresel ısınma yalnız ankara'yı değil tüm dünyÂyı etkilemektedir. hangi şehirde yöneticiler, susuzluğa karşı halka geçici olarak göç etmeyi tavsiye edebilir?(ankaralılar tâtile çıksın - melih gökçek'den inciler) bu nasıl bir devlet adamlığıdır? nerededir halka hizmet etme anlayışı? öyle bir insandır ki bu melih gökçek, kendisi hakkında yolsuzluk suçlamalarında bulunanlara "bu iddialarla gelenler şerefsizdir" diyecek kadar sokak ağzıyla konuşmaktan çekinmez. ee balık baştan kokar demişler... başını da biliyoruz bunun...
2007 yılı ankara'nın en yağışsız yılı olmamıştır, daha kurak yıllar da yaşanmıştır... ayrıca yağış olmamışsa, kızılırmak suyunun alınacağı kesikköprü ve hirfanlı barajlarında 6 milyar metreküp su nasıl birikmiştir bu da ayrı bir merÂk konusu.
sorunun temeli beceriksizlik, keyfîlik, planlamadan ve bilimden uzak yönetim ve din istismÂrı ile halkı duaya çağıran anlayış.
ankara'nın son durumu ise denilenlere inanmayı güçleştiren cinsten. mamak, 9 gün su alamadı. yeni kesintilerin yakın olduğu söyleniyor. büyükelçiliklerde olağanüstü hâl var. hastÂnelere tankerle taşınan sular yetmiyorken eğer dinci bir vakfınız varsa rahatlıkla bu tankerlerden têmin edebiliyorsunuz(milliyet gazetesinden alıntı). gerçek bir müslüman öncelikle insana insan olduğu için önem vermeli, pis ideolojilerine yakın diye ayrım yapmak, câhil bırakılan bir kesimi damızlık inek olarak görüp onları en hassas yerlerinden, inançlarından yakalayıp istedikleri yöne çekmek? bu nasıl bir müslümanlıktır?
yağmur duası şamanizmden kalmadır. inananlar elbet edebilir. ancak bu dua, 21.yy türkiye başkentinde devlet katında yapılan bir çağrı ile(700 câmide birden verilen vaaz) yapılıyorsa ve halk bundan medet umuyorsa bu durum tam bir acz örneğidir. Âcizlik kokandır.
diyÂnet işleri başkanı ali bardakoğlu "susuzluk allah'ın cezÂsı değil, tedbir almamanın cezÂsını çekiyoruz, önce tedbir al sonra yalvar" diyerek melih gökçek'e en güzel ve en yetkili yerden bir ayar vermiştir.
dua, tedbir almanın alternatifi değildir. çalışma sen dersine, ardından kıçını yırt yalvarırken, kalacağın gene de kesindir.
ancak ne olursa olsun gene seçilmesi mümkündür melih gökçek'in. %47 nasıl oldu sanıyorsunuz. bu adam suları keser, ardından bidon bidon su dağıtır. bu şekilde oyları toplar gene. yazık, cidden...
son olarak bu su kesintileriyle ilgili;
ikinci düny savaşından sonra ingiltere'De kömür darlığı var. iktidarda işçi partisi. bakan, kömür tasarrufu için halka sıcak suyla daha az yıkanılmasını tavsiye ediyor. muhÂlefet lideri churchill "majestelerinin hükümetinin gün geçtikçe niçin daha fazla kokuştuğunu şimdi anlıyorum" diyor.
oldukça yakın bir durum.
önce suları kesip daha sonra tasarruf etmeyi nasihat ederek dünyada tek bir örneği olmayan davranış sergilemiştir, normal şartlar altında önce tasarruf tedbirleri alınır, işe yaramadığında ise su kesintileri başlar, bu davranış bile onun ne kadar garip bir adam olduğunu kanıtlıyor aslında...
ne hikmetse hakkında sözlüğe girdiğim 10 küsür entrynin de silinmesinden sonra hakkında entry girmeye tırstığım ankara büyükşehir belediye başkanı. ***
inanılmaz bir adam. idarecilik zaten yalancılığı da barındırır ama hayatımda bu kadar pişkin bir insan evladı görmüş değilim. bi oyun oynamaya çalıştı aklınca, beceremedi. suyu kesecekti sonra millet bıkınca bu hengamede ihaleleri araya kaynatacaktı. sonunda da su getiren kahraman olacaktı. oysa ters tepti, su vermek zorunda kaldı. ama buna da bir bahane gerekecekti yoksa millet "yahu madem su vardı neden kestin" diye sorabilirdi. bunun için de tasarruf yalanını uydurdu. "size su vereceğiz tasarruf ederseniz bundan böyle hep suyunuz var" dedi. kimsenin tasarruf ettiği yoktu. zaten su kıtlığı yoktu ki. şimdilerde "teşekkürler ankara" gibi ilanlarda karşıma çıkmakta. kendisine o kadar güzel şeyler söylüyorum ki aile içinde ve arkadaş çevremde. ne yazık ki bunları sözlüğe aktaramıyorum.
ankara büyük şehir belediye başkanı melih gökçek ve çetesi yıllardır ankara halkının iliğini kuruttuğu yetmiyormuş gibi suyunuda kuruttu. başkanlığı boyunca kendini süs havuzlarına, bir çoğu gereksiz yerlerde olan üst geçitlere, gecekondu yıkımına adamış şahsiyet ne patlak su şebeke hatlarını onarmış ne de daha önceden az çok tahmin eedilen susuzluk problemine karşı bir önlem almıştır. istifa etmesi gereken bu başkan bunlarlada kalmamış ankara halkını sürüklediği mağduriyete karşı pişkince ankara halkı ve bu durumu protesto eden insanlarla dalga geçmektedir. elbette istifa etmesi veya dikkatlerin ve yapılan protestoların olması iyidir. ancak küresel ısınma ve kuraklık su sorunu tüm boyutları ile kentsel dönüşüm programı olsun gökçek ve hatta belediyeler ile sınırlı değildir. dünyada uygulamada olan işbirlikçi kapitalist ve emperyalist neoliberal politikaların bir sonucudur.