- Mustafa Kemal diktatördü ...
- istiklal Mahkemeleri binlerce kişiyi astı.
- Kurtuluş Savaşı olmadı, Yunan ordusu kendiliğinden çekti gitti
- izmiri Türkler yaktı ...
- Türkler, Varlık Vergisi ile azınlıkların mallarını ellerinden aldılar.
- Dersimde masum insanlar katledildi
- Ermenilere soykırım uygulandı.
- Osmanlı başarılıydı, cumhuriyet beceriksiz.
- Türk ordusu Kıbrısı haksız yere işgal etti. vs ... vs ...
1990larda adına aydın denen bir grup dönek solcu özel olarak Türk tarihini yerin dibine batırmakla görevlendirildiler.
Onlara yurtdışından burslar sağlandı. Davetler yapıldı. Seminerler düzenlendi. Dış ülkelerde izzet ve ikram ile ağırlandılar.
Onlar eliyle bir yapay tarih ve Türk imajı oluşturuldu.
Kendine düşman bir kültür iklimi yaratıldı.
Şimdi gençler de bu iklimden besleniyor ... Ya yanlışları doğru diye biliyorlar ...
Ya da kendi uluslarına, tarihlerine kuşku ile bakıyorlar.
Sağduyulu, doğru düşünen gençler yok mu? Elbet var. Ancak onları ya hayata küsmüş, bir köşeye çekilmiş ya da gösterilerde polisle çatışırken görüyoruz ...
Çünkü onlar ya kurumlardan dışlanıyor ... Ya da yozlaşmamak için sisteme kafa tutuyorlar.
Evet her ülkenin tarihinde iyi ve kötü sayfalar vardır. Ancak gündemi bu kadar tek taraflı suçlamayla dolu bir ulus şu anda dünyada yoktur.
Sürekli suçlanan bir toplum kendine güvenini kaybeder, bölünmeye, erimeye, işgal edilmeye hazır hale gelir ...
Türkiye o yüzden sürekli suçlama altında tutulmaktadır. Amaç gençleri onursuz, gurursuz, edilgin bireyler yapmaktır.
Gençlerin kendilerine öğretilen safsataları püskürtmek ve doğruları keşfetmek için çok okumaları, çok çalışmaları gerekiyor ...
Mardinin Nusaybin ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinden dönen öğrenci ve öğretmenlerin içinde bulunduğu otobüs ve araçlar taşlı saldırıya uğradı. Saldırıda 3 öğrenci ile 1 öğretmen yaralandı. Polis, öğrenci ve öğretmenlere taşlı saldırıda bulunanları yakalamak için başlattığı çalışmayı sürdürüyor...
Diyelim ki polis saldırganları yakaladı. Ve onlar da polise:
- Abi siz Ankarada Cumhuriyeti kutlayanlara saldırınca kabahat olmuyor da biz saldırınca mı kabahat oluyor? Derse polis ne diyecek?
hiç bir şeyi olduğu gibi kabul etmeyen ,muhalefet ederek daha iyisinin yapılabileceğini düşünen nadir yazarlardandır.ilgiyle takip ederiz efenim.haldun ertem ve fahrettin fidan rumuzlu ara yazılarını yazan kişide kendisidir denmektedir.
"Cumartesi günü öğretmen eyleminde polis adeta düşmana saldırır gibi saldırdı, yere düşmüş yaşlı başlı öğretmenleri bile topluca gazlayıp copladı. Çok değil, bir gün sonra... Aynı polis, istanbul Kadıköyde BDPnin düzenlediği Rojavaya destek mitinginde nasıl mı davrandı? Gazetelerden okuyoruz:
Miting alanının karşısında bulunan kullanılmayan bir binaya SKYP El Tayyip Rojavadan El Kaideni çek yazılı pankart asıldı. Polisin pankartı indirmesi üzerine mitinge katılanlar sözlü tepkilerinin ardından binaya taş attı. Bunun üzerine polis ekipleri binanın girişini tutarak grupların içeri girmesini engelledi. Taşların polislerin üzerine yönelmesi üzerine polis binanın girişinden kaçmak zorunda kaldı.
Bilvesile 10 - 15 gün kadar önce Cizredeki bir eylemden gazetelere yansıyan görüntüyü anımsadık... Elinde kocaman bir taş olan PKK yandaşı üniformalı bir polisi önüne katmış kovalıyor... Polis can havliyle kaçıyordu.
Ülkenin bölünmesine karşı çıkan öğrenci, öğretmen, işçi, emekli, aydın olursa önünüze katıp kovalayacak... Yakaladıkça öldüresiye gazlayacak, coplayacak Destan yazacaksınız! Eylemci bölücü olunca, müşfik davranacak, sıkışınca kaçacaksınız... iktidar politikası polise böyle yansıyor...
tehlikeye karşı uyarıyor.
--- alıntı ---
ABD Avrupa Komutanlığı 6 adet F-15C hava muharebe uçağının ingiltere’deki üslerden incirlik Üssü’ne gönderildiğini bildirdi. Hava savaşında etkili olan bu uçakların Türk hava sahasının korunmasına destek için görevlendirildiği açıklandı. Washington Times gazetesi “F-15’ler Suriye’ye Rus uçaklarını düşürmek üzere gönderiliyor” diye yazdı. ABD Avrupa Komutanlığı uçakların “Türkiye’nin talebi üzerine gönderildiğini” belirtti. Anlaşılan bu uçaklar sınırda devriye görevi yapacak. Strateji Uzmanı Cahit Dilek tehlikelere dikkati çekiyor:
“Sınırlarımızın korunması için ABD’den talepte bulunulması aslında devletin en temel egemenlik haklarından birinin ABD’ye devredilmesi anlamındadır.
Sınır hattında veya Suriye topraklarında Rus uçağı düşürülürse Rusya, Türkiye’yi saldırganlıkla ve Türk topraklarına yönelik karşılık verebilecektir.
Baltık, Doğu Avrupa, Karadeniz ve Suriye’de Rusya’nın etkisini artırmasından endişelenen ABD, NATO’yu kullanarak Rusya’yı durdurmanın hesabını yapmaktadır. Ancak Türkiye’nin bu itişmenin içine girmesi ülke çıkarlarına uygun değildir.”
Milliyet'in koca çınarı sağlık sorunları nedeniyle 5 haftadır ara verdiği köşesine dönmüş.
Geçmiş olsun. Umarım daha uzun süre yazılarıyla aramızda olur.