melih aşık'ın milliyet'teki 13 eylül 2010 tarihli yazısında saydırdığı bahanelerdir.
--spoiler--
sandıktan evet çıkması sürpriz olmadı. sezinlediğimiz sonuç buydu... ancak evetlerin yüzde 55in üzerinde çıkması sürpriz sayılabilir. bizce bu sonuca etki yapan sebepler:
- iktidarın evet yönünde devlet imkânları dahil bütün güçlerini seferber etmesi...
- toplumu etkileyecek kişi ve kuruluşlar üzerinde baskı kurulması.
- medyanın ağırlıklı olarak evet yönünde çalışması...
- iş dünyasının bitaraf olan bertaraf olur tehdidiyle tek taraflı oy açıklamaya mecbur bırakılması...
- akpnin propagandaya büyük fonlar ayırması... dağa taşa evet yazılması... cadde ve meydanlarda bir tek olsun hayır afişine rastlanmaması...
- akpnin başarılı pr yürütmesi, ünlü isimleri evet yönünde harekete geçirmesi. hayır demeye kalkışanların takibe hatta baskı altına alınması...
- sokağa çıkıp hayır propagandası yapan gençlerin ve kadınların dövülmesi, itilip kakılması... güvenlik güçlerinin seyretmesi...
- gazetelere günlerce verilen, her biri yaklaşık 40 bin lira tutarındaki tam sayfa ilanlar... iftar yemeklerinin bile evet propagandası için vesile yapılması...
bütün bunlara ek olarak akp sözcülerinin anayasa değişikliklerini halka kendileri yönünden iyi anlattıkları da eklenebilir. tayyip erdoğan gündeme hâkim olmayı başardı. anti demokrat maddeler demokrasi kılıfına iyi uyduruldu. 12 eylülün darbe motifi akp lehinde iyi kullanıldı.
* * *
akpnin kendi tez ve davasını iyi savunmasına karşılık chp ve diğerleri önemli hatalar yaptılar... neydi onlar?
- chp, anayasa değişikliklerinin halka getireceği olumsuzlukları anlatacağı yerde süreci bir seçim kampanyasına dönüştürdü.
- genel başkan kılıçdaroğlu kampanyada havuzlu villa ve benzeri polemiklere çok fazla vakit ayırdı. gereksiz birtakım seçim vaatlerine yöneldi. türban ve genel af konularındaki vaatleri, kendini köşeye sıkıştırmaktan başka fayda sağlamadı.
- chpde kılıçdaroğlu dışında konuşan ağız sayısı çok sınırlı kaldı... baykalcıların kampanyaya sokulmaması güç eksiltti.
- chp referandum için kesenin ağzını açmadı. cimri davrandı.
- referandum kampanyası sırasında alttan alta parti içi çekişme sürdü. kılıçdaroğlu bütün enerjisini kampanyaya vermişken birtakım kişiler perde gerisinde hakkı suha okayı öne itmenin çalışmaları içindeydi.
- kılıçdaroğlunun oy kullanamaması başlı başına skandaldı. chpde parti mekanizmasının çalışmadığının göstergesi oldu.
- mhp etkili olamadı...
- sivil toplum örgütleri ortalarda fazla görünmedi.
- medya tek yanlıydı.. mesela... i̇stanbul baro başkanı muammer aydın, anayasa profesörü erdoğan teziç, aihm yargıcı rıza türmen ve yarsav başkanı emine ülker tarhanı dün aynı anda bir kanalda birlikte gördük. anayasa değişikliğini en iyi savunacak bu isimler referandum sürecinde ekranlarda neden yoktular? çünkü iktidarın hoşlanmadığı isimlere hemen tüm kanallar ambargo uyguladılar. tartışmalar belli kişiler arasında geçti.
sonuç... 120 günlük maratonu, iktidar imkânları, para gücü ve medyayı da arkasına alan akp becerisi ve erdoğan enerjisi kazandı. halkın yüzde 80inin okumadığını söylediği anayasa değişiklikleri yüzde 58 oyla kabul edildi. hayırlı olsun...
not: bu satırları bitirirken londradan haldun ertem arıyor.. ağabey burada seçim sonuçları falan bir gün sonra öğlene doğru belli olur, orada 2 saatte nasıl belli oluyor diye meraklı meraklı soruyor... anlaşılan ingilizler bu konuda hayli geri kalmış.
--spoiler--
(bkz: bu kadarını bekliyorduk aslında)*