Latin Amerika'ya cizvit misyonerlerinin götürdükleri barok sanat,
eşsiz bir lirizm ve coşkulu bir anlatım kazanmıştır. Bu çekiciliği
yerel geleneklerle karşılıklı etkileşiminden kaynaklanır.
Kiliselerdeki süslü mihrap arkalıkları, çok yakınlardaki
tropikal orman bitkilerinin dallı budaklı görünümüyle uyum içindedir;
buna karşılık mimarlık yapıtlarına sakin, mantığa uygun,
hatta ağırbaşlı bir hava egemendir. Brezilya'da, yontma süslemeler,
Portekiz geleneğine uygun olarak, kapı ve pencere pervazlarında görülür.
ikinci derecede önemli öbür sanatlarda ve
heykelcilik alanında (tahtadan, çok renkli heykeller yada taş heykeller) da
bir uyum göze çarpar. Latin Amerika'da ''melez'' diye adlandırılan
bu sanat (en büyük ustası Aleijadinho'dur), XIX. yy'a kadar sürmüştür.
ankaralı bir rock grubu. system of a down'nın sözde ermeni soykırımı yanlısı klip parçalarına tepki olarak yaptıkları parçanın sonundaki mehter marşı espirisi gayet hoştur.
anne ve babanın farklı ırklardan olup efendime söyleyeyim bir araya gelerek yavrulaması sonucuda ortaya çıkan velede denir. bu yavrular zamanla dünyanın en güzel yetişkinleri olurlar. bu da asıl doğru olan yavrulama sisteminin bu olduğunu gösteriyor sanırım.
anne bir memleketten baba da başka birine mensupsa doğuştan kendinizi bulduğunuz gruptur.
çocukken farklı olmanın ikilemleriyle büyür, büyüdükçe bu farklılığın güzelliğini yaşamaya başlarsınız.
rom adlı çizgi romanın (#7384438) en pislik karakterlerinden biri olan yaratık.
--spoiler-- darkon bir babanın insan bir kadına olan aşkı ve evliliği sonucunda doğmuştur. ama sonradan darkonlar onu bulup kötülük potansiyelini ve gücünü açığa çıkarınca önce ana-babasının ölümüne yol açmış, sonra da insanların ve rom'un başına feci bela olmuştur. gerçek görünümü ve kokusu iğrençtir, ama aynı zamanda darkonlar gibi şekil değiştirme yeteneğine sahiptir. türünü çoğaltmak ve genetik deney yapmak için sık sık mutant insanlarla (bu yüzden x men ile yolları birkaç kez kesişir) çiftleşme çabalarına girmektedir. karşısına çıkanlara gücü ve görüntüsüyle dehşet hissi yaşatmaktadır.
--spoiler--
bir soy atlasa bulgaristan- yunanistan karışımı bir melez olabilirdim. olamadım çünkü rum olan babam değil dedem, bulgar olan annem değil anneannem.
buna rağmen ilk görenler soyumun nereye dayandığını sorar genelde. yani birinci dereceden melez olmasanız bile simanız fark edilir, bir sıradışılık vardır yüzünüzde.
melez insanın işi zordur. türkçe'nin en basit sorularından biri olan "nerelisin?" karşısında kimsenin yaşamadığı sıkıntıyı yaşar, hele bir de; ne annenin ne babanın memleketinde doğmuşsa. "aslında babam şuralı, annemde oralı ama ben doğma büyüme buralıyım." gibi komplike bir cevap hayat boyunca peşini bırakmaz. hatta bazen öyle sıkılır ki çareyi yalan söylemekte bulur. yazık!