benim bu klipten öğrendiğim bazı şeyler oldu. bende varolan bir durumu ve o durumun yarattığı haleti ruhiyeyi ilk kez başka birisiyle paylaştım. ilk kez başka birisiyle bu duygum hakkında ortak bir paydada buluşma hazzını tattım.
şimdi bendeniz aslında raporlu anksiyete, depresyon ve obsesif kompülsif bozukluk hastasıdır. ilaç neyin bir yararını göremedik daha tam olarak. ama geçecek diyorlar bekliyoruz. ayrıca yoğun sosyofobik bir bireyim. yani birincisi toplum içine çıktığımda kendimi aşağılık, suçlu, diğer insanlardan ezik gören bir bünyeyim işte. zaten benim giydiğim kıyafetlerle beni görenler de büyük ihtimalle benimle aynı çıkarımda bulunuyorlardır. yani öyle bir giyinmek işte. hatta giydiklerini haftalarca çıkarmamak, saç-sakal traşı olmamak, kendine bakmamak dışında gün geçtikçe kendini bombok bir hale sokmak, bunların tek müsebbibi olmak (eğitim fakültesi eğitim-öğretim yönergesi gibi oldu). yani burada bu kadar kelimeyi bir araya getirmek için hemoroid olduğuma bakmayın. gün içerisinde ben bu kadar kelime konuşsam birileriyle ohooo diyeyim sen anla.
şimdi bu klibi izleyince başta üstü-başı perişan (aa bu benim lan), yerlerde yatan (o kadar değilim ama hehe) bir adam gördüm ve dedim ki. ulan az kaldı bu hale gelmeme. neyse efendim bu adam yerdeki paraları alıp yola koyuluyordu. yolda giderken düşüyordu, yerleri yalıyordu adeta yerleri süpürüyordu. sokak kedilerine köpeklere falan sürtüyordu. yanından geçtiği kızlı erkekli grubun iğrenirce bakışlarına mağruz kalıyordu. anlayacağınız toplumdan saygı görmediği malumdu (sanırım bu duyguyu biliyorum) ve bunu haketmiyordu. (bunun nedenini sonra söylicem bi dur)
en sonunda bu adam kıyafetlerinden sıyrılıyor ve arkasına bakarak (sanırım burada yaa şaşırırsın tabi .arrağam demek istiyor) sırıtıyordu.
işte buradaki ekrandaki ağır klasik, klasik olduğu kadar içinden müthiş manalar ve dersler çıkarılabilecek cümle beni gerçekten etkiledi.
"farklı görünsek de aynı şeyleri anlatıyor ve yaşıyoruz"
sizce de böyle değil midir sevgili canlar. bir insanı kıyafetine bakarak yargılamak niye? neden adam kötü giyindi diye onu aşağılama yoluna gidip egona 31 çektiriyorsun (bu cümlede güzelmiş ha... hem ajitasyon da var içinde) o adamın senden eksiği olduğunu nereden biliyosun.
işte anormal bir insandan melekler klibine dair bir anlatı. sanırım benim gibi birinin de bu klipten başka manalar çıkarması beklenemezdi. işte bazı haller içinde insan böyle nüansların da farkına varabiliyor. kim bilir hayko cepkin o klipte ne anlatmaya çalışıyor ve sen ne anlıyorsun. neyse...
hayko cepkinin ermeni ezgileriyle harmanladığı ağıtı andıran, dinleyeni ağlatan müthiş şarkısı. sözleri çok derin anlatmak istediği, çok farklı. anlayana...
Bir olsun gönlünde,bir olmasam da
Bir olsun gönlünde bir olmasam da bir
Yine geldi kör günler niye ötsün bülbüller
Içim acir gündüzler ,yakar
burada nasıl bir aşktan bahsediliyor, nasıl iştir bu. öyle aşıksın ki, tek istediğin onun mutlu olması, seninle veya sensiz. yani hayko diyor ki, bir olsun gönlünde, ben olmasam da biri olsun mutlu olabileceğin falan. çok süper.