mektup

entry188 galeri12 video4
    13.
  1. 12.
  2. BiTLiSLi BABA'dan güzel ve aynı zamanda şiir formatında kullanılmıştır.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Mektup Var...

    Üzerine olsun Hakkın selami
    Gara gözlerinden öperem ogul
    Almışım elime kagıt galemi
    Halim ahvalimizi dökerem ogul
    Ham dolsun eyiyiz şu aralar
    Her senemiz geçen yıldan teybeter
    Buralardan sual edersen eger
    Ne var ne yok tek tek sayaram ogul
    inan bu gış altı metre yagdı kar
    Şepe geldi her yan oldi tarumar
    Hesaplaram hele yaza üç ay var
    Midanem kalmadı dayanam ogul
    iş güç yok tükanda kar edeminem
    Satış yapaminem, mal alaminem
    Öz yagımlan bile gavrulaminem
    Gorkam ki; aklimi ataram ogul
    Sarıkızı sattım, verdim oduna
    Gücüm yetmez yaga yarmıya una
    Zehre de zor atar gışın sonuna
    Şaşırmişem nidem, ne çarem ogul
    Yagmurdan hez oldi bagın duvarı
    Leyi bastı tarladaki budarı
    Bakamadım puta verdim davarı
    Gardaşlaran ancak bakarem ogul
    Burda ne derman var, ne doktor hekim
    Söyle fakir! sen kim, haste olmak kim?
    Gaderim cenk olmiş dönmüyor çarkım
    Kimseye naz edip küsemem ogul
    Deden öldi, kültepeye köyledük
    Nenen haydee! Ziyarete bagladuk
    Ne gün gördük, ne de rahat eyledük
    işte! işte en çok ona yanaram ogul
    Yamalı pantolon, yamalı mintan
    Vazgeçtim bu gış da palto maltodan
    Bu gidişle bir gün çıkıp kaladan
    Özümü aşşagı ataram ogul
    Göndermişem seni böyük şeere
    Okuyup dönesen gelesen bire
    Emegimi harcar isen boş yere
    Seni ters yaturur keserem ogul

    Orda çokmuş kötü avrat sermiye
    Düşmeyesen orospuya gahpeye
    Rabbim seni belalardan sakliye
    Aklın başan dövşir, behtanem ogul
    Umudumuz bir Allah;tur bir de sen
    Okuyasan böyük adam olasen
    Bizi bu hallerden sen kurtarasen
    Sabırnan ayları sayarem ogul
    Bu dünyaya nice açtım gözimi
    Yazan katip kötü yazmiş yazimi
    Böyle sürse, ya boğarem özümi
    Ya bir gün filketen giderem ogul
    Dertliyem Bitlis;in öz halkıyem ben
    Bitlis;in talihi kaderiyem ben
    Bu kötü kaderi bir gün silersen
    Gözlerimi rahat kaparem ogul

    Gözlerimi rahat kaparem ogul...
    2 ...
  3. 11.
  4. 10.
  5. e-mail devri ile unutulmaya yüz tutmuş, sms devri ile raflara kaldırılmış olan duyguların ifadesi sevginin iletisi olan eski bir kağıttır.
    1 ...
  6. 9.
  7. bu zülfü livaneli şarkısının sözlerinde aras ören imzası da görülmektedir.
    0 ...
  8. 8.
  9. ne e-mailin, ne smsin, ne de başka bir şeyin yerini tutabileceği en eski haberleşme araçlarımızdandır. eskiden şişelere konulup denize atılanlarından tutun da güvercinlerle aşıklara yollanılanlara kadar pek çok çeşidi mevcuttu, globalleşip garipleşen şimdiki zamanda ise en revaçta olanları elektronikleri... ama, hiç kağıdın hışırtısının yerini tutabilir mi tuş sesleri? ya da hiç monitörün ışığı, mürekkep kokusuyla bir midir?
    1 ...
  10. 7.
  11. hem yazmak ve göndermek hem de almak dünyanın en güzel mutluluklarından biridir. biri için el emeğiniz göz nurunuzla içinizden geçenleri yazmak, bazen rengarenk bazen bembeyaz bir zarfın içine koyup, zarfın kapağını yalayarak yapıştırmak sonra onu postaneye götürüp pul yapıştırıp yollamak. cevabını beklemek günlerce. ve posta kutusunda size gülümseyen bir zarf bulmak belki haftalar sonra. kin ve nefretin esir ettiği bu yoğun ve ağır dünyada bir anda hafiflemek. alelacele açmak zarfı, okumak, bir daha okumak, gülmek, gülümsemek...

    sonra herbiri belki ölünceye kadar saklanıcak, arada sırada karıştırılıp hatırlanıcak olan mektupların arasına koymak mutlulukla. eski de mi kaldı bu gelenek yoksa? herkesin bir cep telefonu, mail adresi, msn adresi var nasıl olsa, ne kadar kolay iletişim değil mi? mektubun da amacı iletişim belki ama en güzel duygu iletişimi o. sanal değil, tamamıyla gerçek, ellerinizle dokunabildiğiniz, yüreğinizin en diplerinde hissettiğiniz bir gerçeklik.

    *
    1 ...
  12. 6.
  13. farklıdır mektup...posta kutusundaki boşluğu dolduran beyaz bir zarfla başlar heyecan, üstelik daha zarf yırtılmamış, satırlara gömülünmemiştir daha.yollayanın teni değimiştir oysa, bakışları düşmüştür o ak kağıda.hatıra yüklü kervanlar yük alır, yük boşaltır sanki hatıra pazarımıza...

    bir mektup üç satır yazı gömlünün karası
    tırmalamış ak kağıdı,ak kağıdı
    dilinde dostun selamı
    bağlamış dört yanını...
    0 ...
  14. 5.
  15. bekleyiştir,özlemdir

    şairlerin şiirlerini süsler...

    "buruşuyor hala gelmeyen mektubun avucumda"

    N.H.R.
    2 ...
  16. 4.
  17. bir yıldızdoğan eseridir.

    Mektup


    Ya işte böyle iki gözüm. Bakıyorum da şunlara, şaşıyorum, canım sıkılıyor, Allah canımı alsın. Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren, aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum. Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte. Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı. Çünkü bu gençlik bizim, bizim...

    Anlat diyorsun ya ikide bir, yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni.
    Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek ve ben seni nasıl sevmişim vay vay vay ki vay.

    Ben, insanların toprakla haşır neşir olduğu, çocuklarına helâl lokma için terlerini toprağa akıtan, eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık, güneşin toprakla buluştuğu; buram buram dert, buram buram hasret, buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca yiğitten biriyim.

    Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana. Ola ki Allah'a, ola ki vatana ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye. Anamın ak ve helal sütünden midir, nedir; vefasızlığın "v"si yoktur kitabımızda. Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak; nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte.

    Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk; bırak duygularımı yüreğime, yüreğinde bul kendini! Gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah.

    18'inde deli taylara benzer kızlarımız. Geçit vermez yüce dağ gibi heybetli, şahin bakışlarında mertlik; ama yufkadır yürekleri. Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı, onlar ki sevdiklerine gün gibi, güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı, ki onlarda iffet, ki onlarda edep. Onlar sevdiler mi başka severler güzelim.

    21. asırda ne Karacaoğlan'ı, ne Köroğlu'nu, ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz. Gönül bu ya; hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır. Çile ise çile, dert ise dert, pes etmek mi asla! Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm. Yiğitlik yürekte saklı, yiğitlik gönülde gizlidir. Yiğitlik sadece bilekte değil.

    Bizi biz eden, bizi farklı kılan; bu düşüncemiz, bu gönlümüz. Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil, Allah'ın bir emanet kuşu bilip, bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz.

    Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen, git dediğim vakit; kaşlarını çatmadan,arkasına bakmadan gidendir. Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden.

    işte güzelim, diyorum ya ikide bir; gönül dersem gönül, yürek dersem yürek, aşk dersem aşk;
    Bırak duygularını yüreğime, yüreğimde bul kendini!
    Gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah!...
    4 ...
  18. 3.
  19. türkülere, şarkılara da imge, şimdilerde ise tarih olmuş, iletişimin aracı olmaktan öte anlamlar da yüklenen mazruf. "kahraman mektup süper mail"e karşı olsa diyesim gelir bazen ferhan şensoy'u da anımsayarak.nazım hikmet'i de anımsatır bana "buruşuyor hala gelmeyen mektubun avucumda" dizeleriyle ne kadar da çok şey taşırmış mektup insana derim.
    1 ...
  20. 2.
  21. bir attila ilhan şiiri. duvar adlı ilk şiir kitabında yer alır.
    0 ...
  22. 1.
  23. kin kusmak, dert anlatmak, sevgi saygı sunmak, hal hatır sormak gibi pek çok amaçla yazılabilen, yazıldıktan sonra zarfa konulup posta yoluyla alıcıya teslim edilen ve göbek adı name* olan yazılı kağıt.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük