Bir aralar gönderecek birileri bulurdum benimmişler gibi uzun uzun mektuplar yazardım çok değil daha geçen seneyr kadar mektup yazdığım insanlar vardı ben mektup yazmayı seviyorum olayı buymuş meğer. Şimdi yazacak kimsem kalmadı öylesine yazıyorum hala yazmaya devam ediyorum bir karakter oturtup ütopyama utanmadan aşık olup yokluğuna mektuplar yazıyorum. Belki de hastayımdır emin değilim ama mektubun yeri başka bende atamadım kendimden bunu kendi el yazman, evinin kokusu ruhun siner satırdan yazıdan başka şeylerde taşır o sayfalar. iyidir mektup yazmak ankesörlü telefonları kullanmaya devam etmek gibi biraz eskiyi seviyorum zannedersem eskiyi kaybetmekten gerçek hisleri veren olguların yok olmasından korkuyorum. Sobayı sevdiğim gibi eski kandil evleri sevdiğim gibi mektup yazmayı da seviyorum.
hem yazmayı sevdiğimden hem tekniğimi geliştirmek istememden ötürü devam ettirdiği eylem. ayrıca şahsi düşünceme gore mektup türündeki eserleri okumak zor olsa da, onun barındırdığı samimiyet diğer hiç bir türde yok. hem okuyanin hem yazanın sadece bana özel diyebileceği bir tür mektup. eski mektup geleneği şimdilerde yerini çok daha hızlı farklı şeylere kaptırsa da tekrar canlanması durumunda gençlerimiz SMS dışında da birşeyler yazmayı öğrenecekler.
Teknoloji öyle bir boyuta ulaştı ki, insanlar duygularını çok hızlı tüketiyor ve bünye bu hıza ulaşamıyor. Flörtleşmeler, mesajlaşmalar artık duygusuzlaşmaya başladı. Mektup yazmak çok daha asil bir davranış bence. Duyguları bir emek ile kağıda topluyorsun ve yolluyorsun. Teknolojik duygusuzluktan çok daha uzak. E-kitap okuyamam ben mesela. O kitap sayfalarını, o duyguyu hissetmeyi seviyorum. Belki de bu yüzden mektup yazıyorumdur.
Çocukken mektup arkadaşlığı vardı. Akrabalara derslerde yazardık. Bir keresinde aşk mektubu almıştım. insanın el yazısı ile duygusunu okumak bir başka.