müge anlı'nın sunduğunu öğrendikten sonra mektubu olan kişinin "yok yanlışın var, bana gelmemiştir o, isim benzerliğidir. hadi kaçtım ben kib ok bye." şeklinde topuklaması muhtemel olan program. alternatif olarak "hem sen postacı mısın, sanane benim mektubumdan, defol git" de denilebilir.
nostaljik kitle iletişim aracımızdan insanı soğutan program. bu akşam programın bir kısmını izleyerek en az orada zırlayan seyirci teyzeler, kaynım bana kaydı diyen ablalar ve de eski paparazzi müge anlı kadar suçluyum kabul ediyorum ama malum yaz sezonunda bütün programlar ter kokusu kadar iğrenç, başka alternatif yoktu da baktım ve şimdi çok pişmanım. annemle babam ayrı olmadığı için, soyunu sopunu bilmediğim akrabalarım olmadığı için ve beni koyup giden bir yavuklum olmadığı için o programa çıkamam ve bundan dolayı çok mutluyum.
ya ne mektubu ya diye düşünmeme neden olan şey.
yahu elektronik çağdayız, her tarafımız iletişim aygıtları ile dolu, dolayısıyla bu programa çıkanlar televizyona çıkıp acının pornografisinin yapıldığı bir programa alet oluyorlar, hepsi bu. çok ilkel. hem felsefi hem de teknolojik olarak.
artık çoğunluk olarak resmi yazışmaların tebliğat kanununa göre şekli olarak yapıldığı postalama yönteminin sonucu olarak, tebligatı veren postacının kapıyı çaldığında söyleyeceği söz. haciz ihbarnamesi bekliyorsanız kapıyı açıp burada öyle biri yok deyin. *
nerde o eski günler dedirtiyor ayrıca. çocukken postacı beklerdik, ona bak postacı geliyoru söylerdik. zamane gençlik işte o saman kağıdın ve postacı bekleme heyecanını bilmiyor.