ingiliz şirketi BP'nin işlettiği deniz platformunun çökmesinin ardından iki haftayı aşkın süredir devam eden faciadır. ilginçtir büyük küçük, güçlü güçsüz tüm devletler ve hatta kurumlar, bir şeyleri birilerinin gözünden kaçırmak için dillerini kulaklarına sokmuş, elleriyle toz kaçmış gibi yaptıkları gözlerini oğuşturuyorlar.
gören gözler için yine de güçlünün kucağında hoplatılan, gücün önünde diz çökmüş durumda olanın tek tek kurum veya insanların olmadığı kucakta hoplatılan ve diz çöktürülenin bizatihi insanlık olduğu o kadar açık ki...
nükleer santrallere, filtresiz fabrika bacalarına, balina ve fok balığı katliamlarına olanca gücüyle karşı koyan grenpeace örgütünden bile nedendir bilinmez (aslında bilinirde biz öyle diyelim öyle olsun) ses seda çıkmıyor.
Meksika Körfezi açıklarındaki Deepwater Horizon adlı petrol platformunda meydana gelen ve bütün yapının sulara gömülmesine ve 11 işçinin ölümüne yol açan patlamanın ertesinde deniz yatağında kırılan borulardan günde yaklaşık 5 bin varil petrol iki haftayı aşkın bir süredir suya karışıyor...
günde 5 bin varil...
balıkların, yosunların, deniz analarının, deniz yıldızlarının, istiridye, midye ve havyarların üzerine boca edilen 5bin varil ham petrol...
aylardır devam eden felaket. abd ve bp'li yetkililer dışında hiç kimseden ses çıkmıyor.petrol sızıntısı halen daha devam ediyor. ağustosta sızıntıyı durdurmak için yeni bir yöntem daha denenecek. birleşmiş milletlerden,avrupa birliğinden, çevre ve doğal yaşamı korumak üzere faaliyet göstern resmi yahut gayriresmi hiçbir örgütten ses çıkmıyor ya da biz duymuyoruz. hatta bizim ülkemizde de nükleer santaleri altın madenlerini, boğazdan geçen petrol gemilerini protesto eden greenpeace örgütünden dahi ses çıkmıyor. neden? cevap çok açık değil mi.
kapitalizm dünyayı düzürken dünya güçlüğün kucağında orgazm çığlıkları atıyor...
