adolf hitler'in sapıkça fikirlerini merak edenler için çok sıkıcı, akıcı olmayan, saçma bir kitap. sonunu getirene kadar 100 takla atmıştım. olmamış alfie olmamış.*
Adolf Hitler'in bi ara Almanya'da kutsal kitap ilan ettiği 1900 lerin başında arian ırkının fiziksel özelliklerinden bahseden bir kitap yayınlayan bir yazardan etkilenip, çıkardığı ve kendi hayatını ve fikirlerini anlattığı kitap.
kimi insanların "sen nasıl böyle bir kitabı okursun" diye çıkıştığı kitap. işyerinde biri demişti bana bunu. "sen ayşe arman'ı okuyorsan bana bunu söylemeye hakkın yok" diye suçlamıştım bunu. ulan dünyanın kaderini ciddi ciddi değiştirmiş bir adamın kitabı bu. seversen zaten oku, sevmesen de genel kültür mantığıyla oku. okumuyorsan sus biraz bari. hitler'i merak etmek bile suç mu ?
avusturya'nın sınır kasabalarından birinde, memur çocuğu olarak doğan 11 yaşında birinin gözünden reich ve habsburg'u ele alarak başlayan kitap.
kitabı ele alırsak, hitler, konuşma ve ikna yeteneğini gözler önüne sermiş. kendi düşüncelerini savunmuş, bunlara kanıt göstermiş, ve de okuyucuya nedenini anlatmış.
kendisi, bir aristokrat olmadığından, gerçekte olan biten şeyleri tarafsızca ve olayların içinden kaleme almayı bilmiş.
halkı sınıflara ayırarak, bunların farklarını, yararlarını-zararlarını, yapılması gerekenleri özetlemiş.
habsburg hanedanı'ndan nefretinden, antisemitizmden, ve antimarksizmden bahsetmiş kitabında. okuyunca anlıyorsunuz ki, adamın kendince haklı nedenleri var.
hitler ismi geçince, "gebersin, nefret ediyorum" diyen bir önyagıya sahip insanın, değil okuması, eline alması imkansız olan kitaptır bu "kavgam". önce, adam neler yaşamış, başından neler geçmiş, neler çekmiş, neden bu işi yapıyor, işi gücü yok da öylesine mi yapmış tüm bunları, bunları bilmek lazımdır.
şu anda durduğumuz yerden, "hitler yahudileri öldürdü, demekki şerefsizdir" şeklinde temelsiz, at gözlüklü bir düşünceye kapılmak normaldir.
fakat unutmayın ki, adam, ırkını en yüksekte tutmuştur. ha evet, biraz abartmıştır, ama bu, onun sevgisini gösterir.
ayrıca, atatürk'ün nutuk'u ile, bu kitabı karşılaştırmak yanlıştır. bir kere, ideolojiler farklıdır. atatürk, "ne mutlu türk'ün diyene" felsefesinde iken hitler, "ne mutlu alman'ım diyene, alman olmayanın ..ına koyayım" felsefesindedir. bu sebeple, şu kitap bu kadar satmış, şu şöyle olmuş demek yanlıştır.
evet kitap akıcı değil, çoğu paragrafı anlamadan boş gözlerle süzüyorsunuz ve sonra diğer sayfaya geçiyorsunuz, ama ana düşünceyi her zaman anlıyorsunuz.
evet, insan yaşamlarını sonlandırması belki yanlıştı, fakat, alman ırkı sevgisi artık obsesifliğe dönüşen bu adamın yaptıklarında, yine "çoğunluğun iyiliği için" kavramını benimsediğini göreceksiniz. bizce haksız olsa da, kendine göre haklı yazmış. bir o kadar da gaz yazmış. objektif olmanın imkansız olduğu hassas bir konu bu.
hitler, ırkını fazla sevdi, hatta biraz abarttı, ve ülkesini dış mihrakların elinden kurtarmak için böyle işlere kalkıştı. belki yanlış belki doğru yaptı bilemem, ama kavgasında, kendine göre haklıydı...
adolf hitler'in bir süre hapis hayatı yaşaması sırasında tarafından yazılan kitap. daha sonra belgesele de çevrilmiş olan bu kitap, bir insanlık ayıbını daha gözler önüne serer. kitabıyla aynı ismi taşıyan bu belgeseli bizzat kendisi, olup bitenin çekilmesini istemiştir. bu kitapta adolf hitler açık ve seçik bir şekilde yahudi ırkını tamamen ortadan kaldıracağı sinyalini vermiş ve bu amacını açıklamıştır.
ön sözünde adolf hitlerin aslında hayalinin ressam olmak olduğunu ancak faşist olduğunu özetlenmesi üzerine korkulup fırlatılıp atılan kitaptır. ee el kadar çocuğa kavgam okutmaya kalkarsan olacağı odur. o yaşlarda ben de ressam olmayı hayal ediyordum da.
her yahudi gencinin kütüphanesinde bir tane bulunması gereken yol aydınlatıcı eser.
hamam a gider iken gaz odasına gitmemeyi öğrenmeleri lazımdır. yani yahudi arkadaşlarım her temizlik iyi değildir. bakmayın siz iran ın temizlenmeye ihtiyacı olduğuna, bırakın kendileri temizlensinler.
insanları önce küçük bir çocuğun gözüyle anlatmaya başlayarak, büyüyene kadar değişik evrelerde ayrıştıran, farklı ve bir daha belki de asla yakalanmayacak bakış açıları oluşturabilen kitap.
bir insanın, tutkuları için kendini ve en çok sevdiklerini gerektiğinde nasıl feda edebildiğinin müthiş bir hikayesi.
2nci dünya savaşında almanların yaptıklarının sebeplerini anlayabilmek için, koskoca bir milletin nasıl ırkçı davranımlara sevkolduğunu kavrayabilmek için mutlaka okunması gereken kitap.
ne kadar eleştirirseniz eleştirin, ne kadar nefret ederseniz edin; adolf hitler, dünya tarihinde gelmiş geçmiş en büyük liderlerdendir, en büyük siyaset adamlarındandır; milattır her şeyden evvel.
nefretinizin kaynağıdır, ırkçılığı ilk defa sistem haline getirmiş insandır.
bu bağlamda siyasete ilgi duyan insanlar tarafından mutlaka ama mutlaka okunması gerekir.
adolf hitler'in nasyonal sosyalist fikirlerini açıkladığı ve aslında iki ciltten oluşan kitaptır. birinci ciltte savaş anıları ve kendi anıları da dahil olmak üzere dönemin politik yapısını inceler. ikinci ciltte ise ideal devlet üzerine yazılmış bir doktrin kitabıdır.
hitlerin bu kitabı yazarken pek bir zorlandığı, vakit kaybettiği, bu sebeple eşi eva braun ile çeşitli aile içi problemler yaşadığı ve akabinde "ne kavgam bitti ne sevdam mına koyim" şarkısını bestelediği rivayet edilir. daha sonra sezen aksu bunu yeniden yorumlamış son kısmı türk aile yapısına ters bularak şarkıdan çıkarmıştır.
ha bir de can sıkıntısı kötü şeydir, çok pis saçmalatır.
adolf hitler'in 1923 kasiminda basarisiz bir darbe girisimi sonucu tutuklanip cezaevine konuldugunda yazdigi kitap. Aslinda bir kitap degildir. Cezaevinde kaldigi 9 ay boyunca yazdigi musvetteleri rufolf hess' e yollamistir. Kavgam daha sonralari bu metinlerin birlestirilmesiyle olusturulmustur.
Kitapta elestirilecek bir husus bulamayan tipler kitabin edebi bir deger tasimadigini, okumasinin sikici oldugunu vs ileri surerler. Evet kitap bir edebi deger tasimaz. Netekim Adolf hitler bir edebiyatci degil bir siyaset adamidir. Ve daha oncede soyledigim gibi adolf hitler bu kitabi " ulan dustuk mapus damlarina bi kitap yazalimda vakit gecsin " mantigiyla kaleme almamistir. Kendisi bu kitabi yazdiginda oldukca genc sayilabilecek bir yasta ; 35 yasinda idi. ve o yastaki bir insana gore normalin cok uzerinde bir askeri ve siyasi bir deha oldugunun ispatidir bu kitap. kendisini elestiren, katil, cani, psikopat gibi yakistirmalar yapan sozde aydin ve yazarlarin 35 yillik meslek hayatlari boyunca " insan haklari, demokrasi, sivil anayasa " vs gibi teranelerden baska bir soylemleri , temiz insanlik adina yeni acilimlari olmadigini dusunur isek yaptiklari sey eziklikten baska bir sey degildir.
yeni basımı ile eski basımı ile arasında çok fark olan kitap. 1970lerde basılmış versiyonunda yahudilere ana avrat söverdi, yeni baskısında kitabı biplemişler.