(#27016243) laf eğlencesinin ne olduğuna göre değişir ayrıca anlatılan şey bir rivayettir o kadar hadisleri sorgulamadan yüzde yüz doğru almışsınız ki rivayetleri bile düşünmeden kabul ediyorsunuz. o rivayette şarkı geçtiği için laf eğlencesi şarkı demek değildir. eğer şarkı olsaydı allah açıkça kuranda belirtirdi. Evrim teorisinin bile bilmeden yalan o kafirler sizi diyebilecek bir zihniyettesiniz ne beklenir ki zaten. ama bilimin gölgesi altında yobazlar olarak kalacaksınız.
Edit: Bu başlığın altında birçok kişi yobaz ve faşişt bir yazar olduğu yazmış ayrıca entrylerinden belli olan yazardır. Bu nedenle cevap bile verilmesi -onun dilinden konuşayım- caiz olmayan yazardır.
yazdığım şiir için, talihsiz bir yorum yapmıştır. yazık değil mi duygulara. sen o şiirden bir mısra yazabilecek misin ? sana onu yazdırabilecekler mi, söyle bana.
medeni ve çağdaş ingiliz dostlarımızın gramerindeki çoğul ekini tekil düşünceli , sıradan , batılıktan uzak , aydınlıktan bihaber , yobaz , bağnaz , demokrasi ve özgürlük karşıtı bir doğuluya yine batılı dünya yeniliği klonlama yoluyla şimdi söyleyip de akşam akşam yüksek standartlarımı bozmak istemediğim bir şekilde uygun yerlere montaje etmektir. şimdi bunlar montajenin de ne olduğunu bilmez arapça marapçaya kafa yormaktan. montaje yani montajlama , asembile etme.
(#27217393) tövbelerin kabul edilmeyeceğine dair "şüphe duyan" yazar. amacım seni kötülemek değil, yanlış anlaşılmasın.
--spoiler--
Cenab-ı Hak, tevbe edilen her günahı affeder. Bir kâfir, küfrüne tevbe ederse, mümin olur, bütün günahları affolur. Bir mümin de Allaha şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse Allahü teâlâ affeder.
(iyilik ve ibadet edene büyük ecir verileceğini müjdeleyin, nefret ettirmeyin!) [Şira]
(Ömründe bir defa Allahı anan veya Ondan korkan Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ buyurdu ki, "Ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim. Günahların bulutlara kadar yükselse de yine affederim. Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. Yeter ki iman ile gel!") [Tirmizi]
Allahü teâlâ, Davud aleyhisselama vahyetti ki:
- Ya Davud beni sev, beni seveni sev! Beni de kullarıma sevdir!
- Ya Rabbi bunu nasıl yapayım?
- Nimet ve ihsanlarımı onlara hatırlat, onlar benden ancak iyilik beklesinler.
Allahü teâlâya hüsn-i zan
Müslüman ömrünün sonlarına doğru, öleceği zaman Allahü teâlâya daha çok hüsn-i zan etmelidir! Yani (Ben her ne kadar günahkâr isem de, Allahü teâlâ beni affeder) diye ümit etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölürken mutlaka Allahü teâlâya hüsn-i zan etmelisiniz.) [Müslim]
(Allahü teâlâ, "Ben kulumun zannı üzereyim. Beni nasıl zannederse öyle bulur" buyurdu.) [ibni Hibban] (Yani "Allah, beni affeder" diye ümit ediyorsa onu affeder. Allahtan ümidini keserek, "Ben mutlaka Cehennemliğim" diyorsa Cehenneme gider.)
Ölüm döşeğindeki biri, Peygamber efendimize (Cehenneme gitmekten korkuyorum; fakat Allahın rahmetinden de ümidimi kesmiyorum) dedi. Resul-i ekrem, (Müminin kalbinde korku ile ümit varsa, Allahü teâlâ da ona umduğunu verir, korktuğundan da emin eder) buyurdu. (Tirmizi)
Allahü teâlâ, tevbe edilen her günahı affeder. Affetmediği tek günah yoktur. Müşrikleri, kâfirleri bile tevbe edince affediyor. iki hadis-i şerif şu mealdedir:
(Hak teâlâ buyurdu ki: Ey Âdemoğlu, dua edip, benden af dilersen, günahların ne kadar çok, ne kadar büyük olursa olsun, hiç birine bakmadan seni affederim. Göklere ulaşacak kadar günah işlesen; ama rahmetimden ümidini kesmeyip, benden mağfiret dilersen, seni affederim.) [Tirmizi]
(Tevbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibi olur.) [ibni Mace]
Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(De ki, ey çok günah işlemekle haddi aşan kullarım, Allahın rahmetinden [bizi affetmez diye] ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah, [iman ehlinin] bütün günahlarını hiç şüphesiz affeder. Elbette O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]
Bu âyet-i kerime ve hadis-i şerifler gösteriyor ki tevbe edince her günah affolur.
--spoiler--
Allah-u Teala'nın edilen salih tövbeyi kabul edeceğinden şüphe bile duyulmamalı sayın yazar, Allah-u Teala "tövbeleri kabul ederim" buyuruyor. şüphe duyulması gereken son nefeste imanlı ölüp ölmeyeceğimizdir.
Edit: kul hakki ve kazaya kalmis ibadetler degil tabi ki. Soylememe gerek varmis meger, bloody crescent icin geldi bu edit. Ayrica kufrunde israr edenler icin de degil.
yeni ateist olmuş mehmet ismindeki kişilerin entel dantel söylenişi. bunun biraz daha düzgünü, yeni ateist olmuş mehmet'ler şeklindedir.
yeni ateist olmuş mehmets, aynı zamanda ateizme hizmetle görevli mehmets'tir ve ateist olsun olmasın herkesi ateist olarak fişleyerek insanları ateist olmaya özendirir.
özentidir sorsan neden ateist oldun iki cümleyi bir araya getiripte sebebini açıklayamaz türkiyedeki çoğu ateist aynı durumdadır farklı olduklarını düşünürler ancak komik durumdadırlar karga bülbül hikayesi gibi iki arada bir derede kalmıştırlar acıyın onlara.
1- cahil demişsin ; cahil cahiliye döneminden gelir. isim babası ebu cehildir. cehalatin babası anlamındadır.
a- müslümana cahil diyemezsin.
2- Levh-i Mahfûz demişsin , Levh-i Mahfûz'u hele bir öğren. kader ile alakasını bul ve göster
3- ilgili entryimde kader kelimesi kuranda geçmiyor demişim. geçiyorsa gösterirsin.
müslüman olduğunu varsayarak bu yazdıklarım sana ;
http://www.uludagsozluk.com/e/27238082/ türkçesi de kıt yazarımsı. bir de arapça öğretecek aklı zaar.
kamer suresi 49.ayeti latince bir yazalım önce ; inna kulle şey'in halaknahu bi kaderin. kader nerde ? kaderin görünce kader mi olur o ? kaderin arapçada denge ile yaratmak anlamına gelir. öyle senin anladığın sorgulamadan inandığın her şey kader her şey kadere göre uydurgaçı ile olmuyor. o zaman sorarlar ; diri diri toprağa gömülen kız bebeklerinin akibetini. o bebeklerin diri diri toğrağa gömülmesi kaderlerimiydi ? komik duruma düşürme kendini.
diğer sorularım da vardı hadi bir koşu onları da sor google'a. baktın olmadı let me know.
uludağ sözlük arap harflerini destekliyordu da benmi yazmaktan erindim ? (bkz: düşünemedi) *
klavye mücahidi. gidip cihat etsene. farz cihatta. dünya çok güzel deel mi ? kaderin de cihat yokmu yoksa ? * te allam.