fenerbahçe'nin maç boyunca kaçırdığı golleri son dakika da inanılmaz bir gol atarak unutturduğu ve günün kaybedeni ilan ettiği adam.
korner dönüşünde ilerde bekleyen semih ve guiza'yı tutan iki kişi korner dönüşünde alex'in pas atmasını engellemeye çalışma gafletine düşünce türkcell süper lig tarihinin en enteresan gollerinden birine sebep oldular.
o değilde o kadar topu tutan kalecinin 4'e 1 yakalanmasına harbiden üzüldüm...
hayatı teknik direktörlük yapmakla geçen sözlük yazarlarınca asla teknik direktör olamayacak kişi seçilmiştir. ne güzel bir ülkeyiz yahu, hiçbir insan kendi işine bakmıyor. herkes kendi işinde müthiş başarısız, ama başkasının işinde en iyi. herkes başkasının işini detaylarına kadar biliyor.
evet küçük football manager oyuncuları. mehmet özdilek sizin kriterlerinize göre teknik direktör değildir. sizin gibi ustaların yanında adı bile okunamaz bu adamın. haydi kızlar geçin takımlarınızın başına o zaman, yollayın scoutlarınızı afrikaya. heyyoooo...
eski beşiktaşlı futbolcu olduğu için şaibenin önüne geçen teknik direktördür. dünkü maçta halı saha maçlarında bile görülmemiş 90. dakika rezaletiyle tarihe geçmiştir. 1-0 yenik olsa ya da bir eleme maçı olsa beraberlik işine yaramasa anlarım. lakin lig maçı lan 1 puan alacaksın. hadi kapanma aferin ama hiç değilse 1-2 oyuncu bırak defansta. madem komple hücum yaptırıcan kaleciyide çağırsaydın keşke.
futbol hayatı boyunca kendinden en az bir 10 santim uzun, fiziksel yapısı hadi onu geçtim oyun stili olarak da yakından uzaktan kendisine benzemeyen belçikalı bir futbolcunun adını lakap olarak taşımak zorunda bırakılmış eski futbolcu. hiç mi izlemediniz güzel kardeşim scifo'yu? ne alakası var mehmet'le bu adamın lan?*
ikinci fatih terimdir kendisi. cool, ezik, kameraların kendisini çektiğini farkettiği anda artistlik yapıp tükürecek * kadar fatih terim kokan bir adam!
"futbolcu kardeşlerimi gözlerinden öpüyorum" ekolünün önemli temsilcilerinden. hatta aynı ekolden gelen teknik direktörlerin oylarıyla "en iyi elini nereye koyacağını bilen teknik direktör ödülü"ne layık görülmüştü.
beşiktaş'ı 4 senedir yenemiyoruz, sene 91-92 civarı falan sanırsam. 2-1 öndeyiz, elimde plastik bir topla televizyonun karşısında maçın bitmesini bekliyorum, son düdük çaldığı anda sokağa fırlayıp topu sürerken rıdvaaaaan diye bağırcağım birazdan. dakika 88, şifo soldan ceza sahasına giriyor, gelme diyorum, geliyor hala, altı pas çizgisine değdiğinde topa son derece yumuşak bir dokunuş yapıyor, top engin'in solundan süzülüyor, semih'ten kale çizgisinde bir müdahale, saha karışıyor, bütün stad sahaya giriyor, trt hemen bir vita ardından bir emlak bankası reklamı koyuyor. ekran geri geliyor, durum 2-2. ben o plastik topa var gücümle vuruyorum, tepemdeki florasan patlıyor, üstüme beyaz ve keskin bir yağmur yağıyor. annem pazardan geliyor, poşetleri kenara bırakıyor ve odaya girdiğinde şok, her yanım kan içinde camların üstünde yatıp ağlıyorum, valide de üstüne bir temiz tokatlıyor.
işte bu olayların sebebi olan golü atan oyuncudur.
hiçbir özelliği olmayan sıradan bir teknik direktördür. yani türkiye' de bu çapta pek çok teknik direktör vardır. yani kesinlikle bir abdullah avcı ya da bir yılmaz vural değildir ve olma potansiyeli de yok bence. abdullah avcı' nın hücum anlayışını, yılmaz vural' ın savunma anlayışını beğenmeyebilirsiniz; ancak bua damlar hangi takıma giderlerse gitsinler kendilerini belli ederler. bir futbol anlayışları, oyunu okuma, rakibi analiz etme becerileri vardır.
mehmet özdilek (ve bir kaç isim daha sayarım süper ligden) bence bulundauğu takıma hiçbir şey katmayan bir hocadır. yani o takımın başına rıza çalımbay da gelse, güvenç kurtar da gelse bu durumda olurlardı bence.
beşiktaş'ın efsane yıldızı mehmet özdilek (şifo): sivil bir anayasa için ve daha demokrat bir
ülkede yasayabilmek adına ben de yeni anayasa paketini destekliyorum.
hakkında bu kadar entry girilmesinin sebebinin, şu anki liseli sözlük yazarlarının bu adamı canlı izleyemediğinden kaynaklandığını düşünüyorum.
o nesillere bir bilgilendirme olsun, futbol oynadığı dönemdeki gözlemlerimi anlatayım.
1981 yılından 2001 yılına kadar tek forma, beşiktaş formasını terletmiştir. beşiktaş formasıyla resmi maçlarda 130 gol atmıştır. anlamanız için bugün türkiye'de oynayan bir oyuncu ile benzetecek olursam alex tipindeydi şifo mehmet. alex'in iki katı bir adam olduğunu objektif olarak söyleyebilirim. beşiktaş'ın ligde 34 maçı varsa en az 25 maçta bu adamın katkılarıyla kazanırdı. düz bir orta saha oyuncusu değildi, ofansif bir orta saha oyuncusuydu. çok iyi ara pası atardı ve çabuk bir adamdı. o dönem boyuna göre seçilen kazma defansların arkasına kaçarak bir ton gol atmışlığı vardır. 80 li yıllarda kanaatimce as oyuncu olarak düşünülmemiştir. gelen teknik adamlar o yıllarda şifo'yu bütün maçlarda oynatmışlardı ancak şifo 90lı yılların başında beşiktaş için vazgeçilmez bir oyuncu oldu. özellikle beşiktaş'ın 1995 yılındaki şampiyonluğunda büyük emeği vardır, yıldızlaşmıştır.
bu adam deli gibi kafa golü atıyordu. 1.68 boyuyla aralardan derelerden zıplayan birini görürdük maçlarda, aa gol oldu lan! falan, şaşırırdık. ama bu adamın bütün kariyeri boyunca en güzel golü, futbolculuğunun son döneminde galatasaray'a attığı röveşata golüdür bence. bilmeyenler için:http://www.youtube.com/watch?v=z0aahhzkmtk
profesyonel kariyeri boyunca sadece 1 kart görmüştür. şaka gelebilir ama 1 kart. şimdi ki teknik direktörlük hırslarına bakmayın, futbolculuğunda çok efendi ve şerefli biriydi. şu an öyle olmadığı sonucu çıkmasın, kesinlikle şu anda da öyle. adam gibi adamdır hala.
umarım zamanı geldiğinde ve en uygun zamanda, harcanmayacaksa bir gün beşiktaş'In başına gelir ve onun futbolculuğu zamanındaki ruhu takıma yansıtır.
oyunculuğuna zerre laf edilemez ama hoca olarak kocaman bir hiçtir. oynattığı şey futbol filan değildir. anadoludaki sayısız hocadan zerre artısı yoktur. saha içinde kendisine ' oyuncuların çok sert oynuyor' diyen hagi' ye 'olması gereken bu' yanıtını vermiş sözde futbol antrönörü. bu da yetiştirdiği oyuncu ve öğrettiği zihniyetin son örneği ;
ulan aç bak bakalım, herif maç içerisinde ne kadar hırslıydı. takımının kaçırdığı pozisyonlara nasıl kızdığına, beşiktaş'ın golü sonrasındaki üzüntüsüne ve hakemin kararlarına verdiği tepkilere bak.
sonra da aç galatasaray - ibb maçlarını; abdullah avcı'da bu tarz hareketler gözlemleyebilecek misin onu araştır. abdullah avcı ki, beşiktaş'a attığı her gol için neredeyse saha içinde tur atmadığı kalan bir adamdır.
tamam mı canım? hadi şimdi bas eksini, sonra da tiktir ol git.
beşiktaş' a yattığına zerre inanmamakla birlikte iyi hoca olduğuna da inanmamaktayım. takımında en ufak bir gelişme yok, dahası futbol oynama adına bir çabası da yok. hikmet karaman, yılmaz vural, tolunay kafkas gibi hocalar gittikleri takıma bir şeyler katarlar. başarılı olurlar demiyorum, olamayabilirler ama ortaya bir şey koyarlar illa ki. mehmet özdilek' in ben daha bir şey koyabildiğini, bir fark yaratabildiğini görmedim. aynı şey diğer bir beşiktaş efsanesi rıza çalımbay için de geçerli.
ingilterede ciddi anteranörlük egitimini aldigi söylemis. "Alex Ferguson ve Bobby Robsonla çalistim onlardan çok sey ögrendim. Bana bunu saglayan ise besiktasta 6.5 yil çalistigim Gordon Mille oldu." demistir. Süperligin en iyi teknik adamlarindan birisidir sifo giderek kendini gelistiriyor. Bazi tutumlarini sevmesemde genç oyunculara gereken önemi veriyor. En önemlisi takimi düsünüyor. Antalyaspor hem sportif açidan hemde ekonomik açidan iyiyse bunu mehmet özdilege borçlu.