türkiyede gördüğüm en ihtişamlı jübile maçına sahip oyuncudur. futbolculuk kariyeri ve yaşamındaki ağırbaşlılığıyla tanınsa da türkiye-isviçre maçı sonrası attığı tekme kendisini insanların gözünde tepetaklak etmiştir.
futbolculuk hayatında gerek performans gerekse kişilik açısından dört dörtlük olduğu için, isviçre maçındaki hareketiyle bizi fazlasıyla şaşırtan kişi. çünkü milli takımın bütün ekibinden beklerdik de şifo mehmet'ten beklemezdik o hareketi. ayrıca kendisi türkiye'de futbola en anlamlı ve görkemli jübileyle veda eden futbolcudur.
futbolculugu uzun yillar yapmis ve cok az mac kacirmis olan bu adamin kirmizi kart sayisi 0 (sifir). gel gor ki antrenorken mac bitiminde isvicreli futbolcuya celmek takan da bu adam. fatih terim sen nelere kadirsin bu nasil okazyon?
durmadan atmasyon haberler sallayan, sonra da ''biz demiştik, biz demiştik'' diyen fotomaç'ın yalancısı olaraktan;
--ehb, kandilli'den bildiriyor--
fotomaç'ın haberine göre, dün başkan yıldırım demirören kandilli'deki evinde sergen yalçın'la bir araya geldi ve beşiktaş'ta görev almasını teklif etti. sergen de yüksek bir ücret isteyince, görüşmeler tıkandı. akabinde gerçekleşen üçlü (mustafa denizli-mehmet özdilek-yıldırım demirören) görüşmede, karar alındı ve beşiktaş'ın yeni teknik direktör yardımcısı mehmet özdilek oldu.
--ehb, kandilli'den bildirdi--
futbol oynadığı dönemde fenerbahçe'ye transfer olacağı gün beşiktaş tarafından kaçırılmıştır. o dönemler futbolcu kaçırmak, ani transfer hamleleri falan pek bir modaydı.
ayrıca antalyaspor'un yeni teknik direktörüdür. antalyaspor'un kendisinin son şansı olmayacağını umuyorum. antalyaspor'da kendini ispatlayıp iyi bir teknik direktor olmasını, bir an önce hakettiği yere gelmesini diliyorum ki gerek insanlığı, gerek beyefendiliği ile zaten gönüllerimizde hakettiği yere gelmiştir.
her fırsatta vefadan dem vuran, evlatlarına her türlü kolaylığı sağlayan imparatore fatih terim'in yaptığı vefasızlığa kurban gidecekti, hayatında yaptığı tek hata bütün kariyerine mal olacaktı. hatta bir kaç yılı da bu yüzden heba oldu şifo mehmet'in. bu yüzden teknik direktörlüğe geri dönmesine çok sevindim.
beşiktaş-antalyaspor maçının bitiş düdüğünün ardından inönü'de takımdan önce şifo mehmet'e tezahürat yapılmıştır bütün taraftarlar hep bir ağızdan şifo mehmet diye inletmiştir stadı. beşiktaş taraftarının asla unutamayacağı efsaneler arasındadır.
bir beşiktaşlı olarak beşiktaş'ın işini zorlaştırmış olan teknik direktödür. dünkü maçta sivas'ın yaptığı 3 oyuncu değişikliğine nedense hiç bir cevap vermemiş, daha da abartıp 82'de takımı on kişi kalmasına rağmen ve kesinlikle fiziksel olarak takım net bir düşüş yaşamasına rağmen yine oyuncu değişikliği yapmamıştır. gol yemeyi bekledi herhalde.
bir teknik direktör kendi takımı aleyhinde bu kadar net bir hata yapmamalı, ciddi olarak sorgulanması gerekir antrenörlük yeteneği...
ilk 9 haftada sadece 2 puan almış antalyaspor'un başında başarılı işler çıkarmış 18 haftada 30 puan toplamıştır, ligin ikinci yarısının beşiktaş'tan sonra en başarılı takımı yaratmıştır.
sivasspor karşılaşmasında 60. dakikadan sonra baskıyı yemesine rağmen oyuna müdahale etmemesi teknik adamlık yeteneğini sorgulamamız için tek başına yeterli değildir, ha bana göre hatadır. bülent uygun maçı kazanmak için kamanan ve sezer badur'u sahaya sürerken ve maçın seyrinin değiştiğini iyiden iyiye hissettirirken hiçbir değişiklik yapmamış olması dahası ilk oyuncu değişikliğini 10 kişi kaldıktan sonra 85. dakikada, kalan oyuncu değişikliklerini dalga geçermiş gibi golü yedikten sonra 89 ve 90. dakikalarda yapması tuhaftır.
sivas maçını ise beşiktaş'tan ziyade antalyaspor için kazanmalıydı, zira ankaragücü ve kocaelispor'un kaybettiği bir haftada en azından 1 puan alarak bir nebze rahatlamalıydı.
antalyaspor'u ligde bırakacak başarılı sonuçların altına imza atan anadolu takımı için başarılı teknik direktör.
beşiktaş'ın başına gelmesi için ise geçtiğimiz hafta oynanan sivasspor karşılaşmasındaki eylemlerini görünce, daha çok ekmek yemesi gerektiği kanısındayım.
--spoiler--
mehmet özdilek'in "ordu geçtikten sonra sok götüne borazanı" sözünü doğrularcasına oyuncu değişiklikleri yaptığı karşılaşma.
60. dakikadan beri baskıyı yiyorsun, orta sahan düşmüş, şenol adlı topçun hata üstüne hata yapıyor, sivas maçı almak için tüm kozlarını sahaya sürüyor sense işini allah'a bırakmış moddasın.
sen 85. dakikaya kadar oyuncu değişikliği yapma, 10 kişi kaldığın için kamber'i al oyuna, golden sonra da 2 oyuncu birden değiştir. vay anam vay.
bu takım ligde kalacak ama sen de böyle yönetim hataları yapmayacaksın şifo.
--spoiler--
zira çoğu maçta son dakikaya kadar oyuncu değiştirmiyor ve "maç böyle gitsin de, ben son dakikalarda oyuncu değişikliğini zaman çalmak için yapayım" mantığı güdüyor, tabi o böyle düşünürken tıpkı içerdeki trabzonspor maçı gibi, dışardaki antep maçı gibi, geçen haftaki sivasspor maçı gibi son dakikalarda yediği golleri çıkaramayarak, mağlup oluyor veya galibiyeti kaçırarak berabere kalıyor. oyuna zamanında müdahale etmeyi öğrenmeli.
dün akşam hiç bir zaman iyi bir teknik direktör olamayacağını, zaten sapır sapır dökülen takımının son dakikada üçe sıfır yakalanan defansıyla bir kez daha ispatlamıştır
26 eylül 2009 antalyaspor fenerbahçe maçında ne yapmaya çalıştığı anlaşılamayan taze teknik adam. maçın 90. dakikasında senin takımının en gerideki adamı kalecisine 50 metre uzakta ve fenerbahçe gibi bir takıma karşı bunu yapan takımı uyarmıyorsun bile, artık gözünü nasıl bir galip gelme hırsı bürümüşse. chelsea fc falan mı var altında, daha önce puan kaybetmeden giden fenerbahçe'ye karşı alınacak 1 puan neyine yetmedi? hak yerini buldu ve antalyaspor kabak gibi yenildi, birtakım anadolu takımlarının da bu garip mantaliteyle hiçbir yere gelemeyeceği tescil edilmiştir.
lugano ve bilica gibi bir tandem varken, sanki hava topu alacakmış gibi veysel cihan adlı traktörü sahaya süren, özellikle gökhan gönül oyundan çıktıktan sonra rakibin sağ kanadındaki derin boşluklar bulunduğunu fark edemeyen, bu boşluklardan faydalanmak için birkaç defa fırsat gelip, veysel cihan adlı su motorunun hareketlenmediğini, hareketlendiği pozisyonlarda ise topu rakibe kaptırdığını göremeyen, gökhan gönül çıktıktan sonra veysel cihan adlı kamyonu oyundan alıp balili'yi sürse çok ciddi pozisyonlar yakalayıp, fenerbahçe'yi şoka uğratacağını kestiremeyen, necati'yi oyundan alırken veysel cihan adlı otobüsü sahada tutan, 85 dakika takımını beraberliğe yatırıp, sanki tur atlayacakmış, şampiyonluk veya düşmeme maçıymışcasına takımının kaleci hariç rakip yarı sahanın 30 metresine toplaşmasına müdahale etmeyen ve mağlubiyeti kendi elleriyle getiren, büyük takımları bırakın, bir bursaspor, kayserispor veya trabzonspor'un başına bile geçmek için yetersiz olan, bir yılmaz vural, nurullah sağlam, erdoğan arıca veya ümit kayıhan'dan farkı olmayacak teknik direktör.
not; bu yazı uludağ sözlük yazarı olmayan ve dün akşamki antalyaspor- fenerbahçe maçını tribünden izlemiş antalyaspor taraftarı bir yazara aittir.
26 eylül 2009 antalyaspor fenerbahçe maçı sonunda ikinci golü korner dönüşünde yediklerini zanneden teknik direktördür. "kornerlerde iyi adam paylaşmamız lazım" diyerek de sıvamıştır. korneri sen kullanıyorsun neyin adamı, neyin paylaşımı? üstelik korner de kullanmadın o pozisyonda. korner kullanıyor olsan, sülalece saldırmak yerine 1-2 adamı geride bırakırdın zaten, eminim.