ülke tv'de katıldığı programda erzurum ve sivas kongrelerinde hiçbir kararın alınmadığını, karar metinlerinin meclis'in kuruluşundan sonra ankara'da yazıldığını ve mustafa kemal için "ingilizler olmasaydı bir dernek başkanı olarak kalırdı" diyecek kadar sıyırmış bir profesör.
güya mustafa kemal, o'nun komutasındaki ordu ile çanakkale'ye gömülen ingilizlerle görüşmüş-anlaşmış da meclis'i öyle kurmuş falan-filan. bu densizler ellerinden gelse, oturup cumhuriyet tarihini yeniden yazacak kadar pervasızlaşmışlar demek.
--spoiler--
tembel, okulla alakası olmayan bir adamı nasıl olurda idol gösterirsiniz
--spoiler--
diyerek hayranlığımı kazanmıştır. şu meşhur 29 ekim kutlamasına mantıklı gerekçelerle giydiren akademisyendir. hatta onlar için ''garnizon cumhuriyetçisi'' bunlar diyerek gerçek ve cesur bir aydın olduğunu göstermiştir. helal olsun sayın hocam, bu ülkenin sizler gibi aydınlara ihtiyacı var.
bu adam -bu ülkenin hem de en iyi(!)- tarihçisiyse bu memlekette cümle alem salaktır, tarihçilik de çoluk çocuk işidir demek oluyor. türk-islam senteziyle yoğrulmuş bir ideolojinin ötesine çıkamıyor, bakamıyor bu ademoğlu.
târihçi olanı siyâset konuşmasa oldukça dinlenilesi adamdır. arada saçmalasa bile târih konusunda tarafsızlığa yakın bir yaklaşımı vardır. buna rağmen tipik bir erkek târih okuması (nitekim târih Târih boyunca erkekler tarafından yazılmıştır) ile türkân hâtun'u hürrem sultan ile eş veyâ benzer tutması doğru değildir. selçuklu geleneklerindeki türkân hâtun'un pozisyonu ile osmanlı geleneklerindeki hürrem'in poziyonu aynı değildir. bir tarafta meşrû hak ve nüfûzu (tanınan) bir hâtun vardır diğer tarafta nüfûzunu ancak pâdişâh üzerinde legalize eden bir bizans tarzı entrikacı. imam gazâlî ve nizâmülmülk kutsal değillerdir.
profesör doktor olarak celal bayar üniversitesinde istihdam edilmektedir. çok iyi bir hatiptir. sıradışı tarih programıyla her cumartesi akşamı ülke tv'de turgay güler'in konuğu olmaktadır.