"Gülhane Parkı'nda eşi ve çocuğuyla piknik yapan Zekeriya (Sertel) Bey'in de hayatı, karşısına dikilen bir polis memurunun emniyete davetiyle değişecekti. Eşi Sabiha Hanım'la birlikte sahibi olduğu Resimli Ay dergisinde yürüttüğü demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile Ankara'nın ve bizzat Mustafa Kemal'in tepkisini çekmiş olan Zekeriya Bey, ayrıca komünist olarak da tanınıyordu. O günlerde Resimli Ay'ın en önemli temalarından biri Milli Mücadele'nin sadece birkaç kahraman liderin değil, işçisinden köylüsüne, memurundan askerine, kadınından gencine tüm halkın eseri olduğu, bu adsız kahramanları anmak için de bir "Meçhul asker" anıtı dikilmesiydi. Bu kampanyaya cevap gecikmemişti. Akşam gazetesinde "Üç Aliler Divanı"nın en ünlü üyelerinden Kılıç Ali imzalı bir yazı çıkmış, yazıda, savaşı halkın değil Atatürk'ün yaptığı ileri sürülmüştü. "Ordunun ve halkın savaşabilmesi, ancak kudretli ve kabiliyetli bir komutana sahip olmasıyla kabildir" diyen yazar "Meçhul asker fikrini ortaya atıp, başkomutanın önemini azaltmaya çalışmak, bir nankörlük olur" diyordu. Yazarın Mustafa Kemal'in en has yaverlerinden biri olması, Zekeriya Bey'in baltayı taşa vurduğunu gösteriyordu." Ayşe Hür
can yayınlarından çıkan "hatırladıklarım" adlı kitapta anılarını anlatmıştır. yalın, sürükleyici bir anlatımı var. okuyun, sonra da sabiha'nın anılarını okuyun.