çok ağır ve net bir yazıdır. yüzünde zerre kadar utanma ifadesi, ruhunda zerre kadar vicdan ve iman taşıyanların kendi kendilerine sormaları gereken şeylerin sorulduğu yazıdır. alkışladığımdır.
son bir haftadır ağır yazılar yazmaya başlayan bir yazarın son olarak bugünkü yazdığı ağır yazıdır. neden bir haftadır ağırlaştırdı bilemeyeceğim, fakat daha önceleri gittiği sanat galerilerini yazan, naif bir köşe yazarının bu denli sertleşmesinde önemli bir neden vardır herhalde diye düşünüyorum.
tayyip erdoğan'ı kendi silahı ile vurmuş yazıdır. eğer bir siyasi lider bu kadar dobra konuşursa böyle zor durumlarda kalma riskini de üstüne almayı kabullenmiş demektir.
yazıda asıl verilmek istenen mesaj, asıl anafikir şudur;
"şerefsiz!"
türkiye'nin içinde bulunduğu durum budur.
bu durum da maalesef önce varlık vergisi akabinde 6-7 eylül olayları ile başlayan türkiye'deki paranın el değiştirmesi, kaymak tabakadaki zümrenin birbirlerinin yerlerine geçmesinin bir neticesidir.
ulan nerden nereye bağladık konuyu be!
türkiye cumhuriyeti salon davetlerinden, balolardan, atatürk yolunda barış toplumu olmaktan nerelere geldi.
anlayana...
rüzgar nereye esiyorsa oraya doğru yazmanın bir orneğidir. Madem bu kadar alıngandın daha once de bi muhalefet yazı yazsaydın da özgürce yazdığına inansaydık. Patron iktidarla iyiyken korkudan ses çıkarma, görmezden gel kötü olunca bütün içindekini dök.
Ben dönek demiyorum ama bana korkak bir kalem gibi geliyor. Aydın Doğan'ın istediği doğrultuda yazmıyor olsa bile gazetenin içinde bulunduğu havaya, yönetildiği doğrultuya göre yazıyormuş bence. fikren, hayat görüşü olarak belkide akp ile rte ile zıt bir insan ama dün konuşmayıp bugün konuşmak, dün galeri yazıp bugün bu kadar agresif yazmak olmuyor, güven vermiyor malesef. Keske bu sekilde 6 ay once de yazsaydı, yazabilseydi de ona guvenimiz tam olsaydı.
dimdik duran ve bu yazıdakileri söyleyecek bir hürriyet çalışanı vardı onu da kovdular.
bu kadar alkışlanınca, övülünce bir şey yazdı sandım. neymiş ispatlayamayan şerefsizmiş. zaten cümlenin kendi içinde değil mi cevabı? sen bir haftadır başbakana yüklen sonra aydın doğan'la alakam yok. ayrıca çok kıvırmaya müsait cümleler kullanmış mehmet bey. ''onun talimatlarıyla fikir değiştiren'' demiş mesela. talimata ne hacet mehmet bey? zaten talimata gerek duymadan incilerinizi döküyorsunuz. kısacası efendim. alt metinlerde insanlara şerefsiz demeyle kaliteli yazar olunmuyor.
tek kelimeyle siktir lan dediğim yazıdır. şimdiye kadar neredeydin alparslanım, cengaverim, dağ delenim? akp 2 dönemdir iktidar biliyorsun değil mi? memleketti babalar gibi sata sata artık satacak hiç bir şey bulamayan iktidar akar sulara yöneldiğinde ne yapıyordun babur'um? sanat galelerinde gördüğün ( şimdi sanatseverler kızacak ama harbiden öyleydi) boktan bi resmin "derinlemesine" analizini yapıyordun. akp'nin diğer politikalarına karşı tepksizsizliklerini sayfalar dolusu yazabilirim burada, ama gerek yok bilen biliyor zaten. bilmeyen de bu yazına bakıp kahraman ilan edebilir seni yeniçerim benim.
aydın doğan'dan talimat almadığın doğru bak ona bir şey demem. hiyerarşiyi bozmamak lazım. aydın ertuğrul'a, ertuğrul sana. israil aşığım benim. ertuğrul'un kanatları altında yaşamaya devam haydeee.
aydın doğan gibi türkiye'nin en karanlık adamını şuursuzca savunup yine aynı kişiden maaş alan birinde ne kadar şeref(!) varsa o ölçüde şerefi olan yazarın bugün yazdığı yazıdır. hiç başbakanın belgelerle falan ispatlamasına gerek yok biz buradan görüyoruz neyin ne olduğunu.