MEhmet Pişkin bana hep bir değişik hissetirir kendini bazen sanırım onda o cümlelerinde kendimden bir şey duyuyorum diyedir belki. Neslican hanımı tanımıyordum ölene kadar toprağı bol olsun pek diyecek bir şeyim yok. Mehmet Pişkin’nin ölümü beni daha çok etkileyen ve üzen bir durum. Spesifik bir sebebi yok ama. Hanım abla içinde üzüldüm ama bazı şeyler çok şov bazı şeyler çok hayatın içinden. Neyse daha fazla yazarsam linç yiyeceğim.
Her canlı bir gün ölümü tadacaktır diyerek sonlandırıyorum entrymi sağlıcakla kalın.
Bugünde aklımıza gelmesi tuhaf.
Bir yandan hayata var gücüyle sarılmış ve savaşı kaybetmiş birinin konuşulması,diğer yandan öleceği günü arkadaşının etkilenmemesi için doğurmasını bekleyen ve ölüme koşan biri.
Vedasini defalarca izledigim kisi, yasamina son verirken bile nasil bu kadar sakin olabildigini hala kabul edemiyorum. tek bildigim isteklerinin yerine getirilmemesi.
ve inanin bunun manevi eksiklikle alakasi yok.
bir sure sonra hersey anlamsiz geliyor, tum umutlariniz tukeniyor.
hayatta bir insana ney zevk ve mutluluk veriyorsa onlarin artik saman tadi verdigini hayal edin.
ya da en cok istediginiz seylerin oldugunda bile herhangi bir his vermedigini.
Çok iyi anlıyorum kendisini, maddi imkan filan bazen bir işe yaramıyor işte. insanın yaşama dair bir hedefi kalmayınca, hiç birşeyden zevk almayınca yaşamanın anlamı kalmıyor.
"incelik ve derinlik sahibi birisi olmaya çok özen gösterdim; artık bunu sağlamaya çalışmak ciddi bir yük. "
bu gece, bu saatte yine aklımdasın güzel insan. söylediğin cümlelerin hiç birini ömrümün sonuna kadar unutamayacağım sanırım.
intihar eden yüzlerce insan var. Bu adamın tek farkı artistik bir final yapmış olması.
Vedası bile zerafet dolu. Ve ne yazık ki özendirici oldu...
Çok karmaşık aslında, neresinden tutsan elinde kalıyor.
Çoluğuna çocuğuna yedirecek ekmek bulamadığından intihar eden bir baba ile mehmet kişisinin hayattan aradığını bulamamasını kıyaslayamak istiyorum ama yapamıyorum.
Herkesin acısı, acı eşiği, tahammül sınırı, dayanma gücü çok farklı.
madem intihar ediyorum neden bunu cümle aleme duyurmuyorum hastalığından muzdaripti rahmetli. al istediğin oldu herkes seni konuşuyor. mutlu musun gittiğin yerde mehmet efendi.
çok basit bi mantıkla kendi doğumuna karar veremeyen bişey, kendi ölümüne de karar veremez...bu şahıs..."korkak" bir şahıstır...korkmuş ve korkusuna yenilerek ziktirip gitmiştir...
sadece basit bir korkaktır!!
bi de son derece egoisttir...sadece kendini düşünen, ben yaşamak istiyorum, ya da, ben ölmek istiyo0rum, tipinde bir şahıstır...
nası tesadüfen doğduysan, öyle de tesadüfen ölürsün, bunun tartışması olmaz...
"ince bir insan olmak benim için çok önemliydi fakat artık takatim kalmadı, başa çıkmakta zayıf kalmışım ve kendimi toparlamakta zorlanıyorum...o konudaki ışığı kaybettim açıkçası." diyerek naiflik, incelik ve meczup tavırla hayatına kendi isteğiyle son veren güzel insandır. intihar, tanrıya sessiz ama büyük bir başkaldırıdır.
hayatını, çaresizliği, teslim oluşu ve vazgeçişi adım adım, hüzünle anlatarak ölümü seçmiş duygu ve dert yüklü Adam.
Adını her duyduğumda içim kıyılır.
Bu kadar üzüldüğünü, hüzünlendiğini, yaşamdan vazgeçecek kadar umutsuzluk yaşadığını gören, anlayan bir tek dostu, arkadaşı olmadı mi?!
Hepsi mi kördü, hepsi mi duyarsızdı?
Yoksa var olup, aslında olmayan insanlar mıydı acaba?
Sevginin, paylaşımın, sarıp sarmalamanın, yalnızlığı gidermenin, en büyük şifa olduğunu düşünenlerdenim.
Ruhu şad olsun...