--spoiler--
-Öyle bir rektör düşünün ki Soma faciasından 1 hafta önce, Soma Holdingin patronuna plaket verdi.
-Öyle bir rektör düşünün ki Çocukların mezuniyet törenini kapasite yetersiz diyerek iptal etti. O kapasitesiz stadyum Metallica konserine ev sahipliği yapmıştı fakat öğrenciler için uygun değildi. Çünkü bir sene önce Gezi eylemleriyle ilgili komik pankartlar açan öğrencilerin bu sene de şov yapmasından çekinilmişti.
-Öyle bir rektör düşünün ki Kampüs güvenlik görevlilerinin sayısı 1.5 katına çıkarmak üzere kaynak ayırdı ama sosyal bilimler fakültesinin açılması için kaynak bulamadı!
-Öyle bir rektör düşünün ki Yemedi, içmedi Gezide hayatını kaybeden gençlerin anısına dikilen 30 fidanı bir bayram tatili vakti söktürdü.
-Öyle bir rektör düşünün ki Pirinçler üzerinde (Mersin Limanında ele geçirilmişti) araştırma yapan ve GDOludur diye rapor veren Biyoteknoloji ve Genetik Araştırmalar Merkezinin itibarını sıfırladı. Çünkü Tarım Bakanı Hayır o pirinçler GDOlu değildir demişti. Bu demeci en kıymetli bilimsel veri kabul eden rektör üniversitesinin merkezini analizden çekti.
-Öyle bir rektör düşünün ki Onlarca idari personeli sürgün etti, afiş asıyor diye öğretim görevlileri hakkında soruşturma başlattı.
-Öyle bir rektör düşünün ki Doktoraları biten bir çok araştırma görevlisini işten attı. ilgili bölümleri ve fakülteleri bu araştırma görevlileri ile çalışmaya devam etmek istediğini söylemesine rağmen Bu akademisyenler istanbul idare mahkemesinde dava açtı ve bir ay önce kazandı. O mahkeme kararına göre üniversitedeki kadrolarına geri dönmeleri gerekiyordu. Evet bir kısmı döndü. Fakat iki araştırma görevlisi için mahkeme kararı olmasına rağmen göreve iadeleri yapılmıyor. Neden? Çünkü bu iki araştırma görevlisi, Hüseyin Mercan ve Aykut Tunç Kılıç rektöre göre hiç makbul kimseler değil. Çünkü bu iki akademisyen rektörlüğün yukarıda saydığım uygulamalarını eleştiriyor ve daima öğrencilerinin yanında duruyor. O nedenle hukuksuz biçimde işsiz bırakılıyorlar. Ceza gibi, gözdağı gibi işsiz bırakılıyorlar.
--spoiler--