ajitasyona bak. adam ifade vermek için bulunduğu hastaneden çıkamıyor fakat babasının cenazesine gidecek kadar sağlığı iyi demek ki... birilerini savunacaksın bari haberin çarpıttığı gibi hapiste değil hastanede tutuklu olduğunu yazsaydın. gazetelere hesap sorulmaz da burası gibi interaktif yerlerde rezil edilirsin.
evet değil kendisi. uzaktan yakından alakası yok. kemalistim diye takıldı imparatorluk kurdu kendine. bu ülkede zengin olmak istiyorsanız kemalist olacaksınız, devletçi takılacaksınız. ulan hangi memur çocuğu bu ülkede vakıf üniversitesi kurabilir be. kolay mı o işler bir organ nakliyle bir proflukla. ne proflar var 50'sinden sonra ev alabiliyor kendisine eğer şanslıysa.
neyse.
demiş ki bu zat-ı muhterem savcıya, ecevitle alakalı konuşamam hipokrat yemini ettim. ya amca ne alaka hipokrat yemini falan. adam sana ne soruyor sen ne söylüyorsun. üstelik terör örgütüne başkanlık etmekten suçlanıyorsun neyin peşindesin allasen.
tamam saygımız var hipokrat yeminine ama sen doktorluktan başka her şey yapmışsın be amca. şirket olmuşsun resmen. o ne olacak peki?
"turlu dolaplar" cevirdigi iddia edilen ama bu dolaplarin ne oldugu bir turlu anlatilamayan bilim adamidir... turkiye' nin dunya capinda une ve basariya ulasmis az sayidaki bilim insanlarindandir.. kisisel olarak sevilmeyebilir.. ama bilim adina yaptiklarinin yanindan degil uzagindan bile gecemeyecek captaki beyinlerin "dolap ceviriyor" diye bok atmasi kara cahilligin yansimasidir.. ama pardon, sizin internetteki sacmasapan bir oylamada cemaat mensuplarinin insanustu yuklenmesi ile "100 yilin entellektueli" secilmis ilk okul mezunu efendileriniz var degil mi?.. bu ulkenin haberal' a ne ihtiyaci var ki zaten o efendiler dururken.. aferin size.. aynen devam simdi.. ee baska ne dolaplar cevirmis haberal? valla iceri alinmasaymis gotumuze atom bombasi sokacakmis diolla.
60 kusur yaşında olmasına rağmen dipçik gibi görünen iletişim fakültesindeki konferans salonuna giden merdivenleri bir ceylan edasıyla seke seke çıkan, türkçenin önemini ısrarla vurgulayıp, ısrarla yünivörsiti diyen yünivörsitide okutulan derslerin türkçe olması gerektiğini savunan ama kapı gibi 6 kredilik mesleki ingilizce derslerini bize dayayan, hala ergenekon yüzünden içerde tutulan biricik yunivörsitimin biricik rektörü. yüzünden kan damlar ben yakından gördüm.
babasının cenazesi için izin bile alamamış eski rektördür.
henüz ispatlanmış bir suçu yokken hapiste yatması bir yana, azılı katilmiş gibi babasına son görevini yapması dahi engellenmiştir.
ergenekon vardır yoktur, bu konuya hiç girmiyorum.
eğer böyle bir şey varsa ve de haberal suçluysa tabii ki cezalandırılsın.
ama henüz suçu ispatlanmamış bir insanı hapse tıkıp, babasının cenazesine dahi göndermiyorsanız ben bu işte kötü niyet ararım arkadaş. suçu ispatlanmış bile olsa göndermeniz lazım ya daha o level a bile geçemedik.
akp'nin ve yalayıcılarının sıklıkla ülkeyi ulaştırdıklarını söyledikleri modernlik düzeyine gerçekten erişilmiş olsa devlet tarafından çoktan açılmış olması gereken dializ merkezlerini yurdun dört bir yanına açmanın, dünyanın sayılı organ nakli uzmanlarından birisi olup buna rağmen yurt dışında değil doğduğu ülkede hizmet etmenin ve onlarca ücretsiz ameliyat yapmanın karşılığı kurduğu üniversitenin girişine heykeli dikilerek değil ergenekon kepazeliği kapsamında suçunu dahi bilmeden hapise atılarak alan gerçek vatansever. dün toprağa verilen babasının cenazesine dahi katılma izni verilmeyen aydın insan. bravo sana tayyip efendi! haberal'ın babasının cenazesine katılmasını önleyerek vatanı kurtardın. yüce divan'da zaten hesap vereceksin de, öteki tarafta da ellerimiz yakanda unutma.
cumhuriyetimizin yetiştirdiği en büyük bilimadamlarından biridir. harcanmaya çalışılmaktadır. ergenekon kapsamındaki gözaltılardan birinde içeri alındı ve kısa bir süre sonra kalp rahatsızlığı geçirdi. şu an hiçkimse kendisinden HABERALamamaktadır.
atatürkçüyüm, vatanseverim, cumhuriyetçiyim maskeleri arkasına saklanıp kürsüsünün arkasından türlü dolaplar çeviren, başkent üniversitesi eski rektörü.
genel cerrahtır. anjiyo yapamaz kalple ilgili ameliyatlara giremez.adamı daha neler yapacaklar merak ediyorum. bilim adamıdır, insan yetiştirir, nokta.
mevzuyla ilgili sivilay abla'nin super yorumuna maruz kalmis "bilim" adami. keske sadece hep bilimle ilgilenseymis, hep bilimle ilgilenseymis. zira ona ihtiyacimiz o alandaydi.
Yazık gerçekten yahu. Gerçekten ne çok darbesavar varmış bu sözlükte.
Komik gerçekten, deliller yetmedi mi diye yazan sözlüktaşlar var. Bir kaç delil gösteriversinler bir zahmet.
Mccarthy döneminde de böyleydi ABD'de ve bu konuda da bir entry girildi bugün. Ama iktidar karşıtı olmak ve hükümeti beğenmemek ergenekona dahil edilmeyi mi gerektiriyor ?
Bizim her gün bir bilimadamı çıkardığımızı sananlara söylemek isterim ki bu insanlardan fazla kalmadı ve tükendiklerini sizin onlara ihtiyacınız olduğunda çok geç kalınmış olacak.
Mehmet Haberal, 1975'te Hacettepe Üniversitesi'nde yanık ve organ nakli ünitelerini kurdu ve Türkiye'de ilk kez canlı vericiden böbrek naklini gerçekleştirdi.
1978'de Avrupa Organ Nakli Vakfı'ndan temin edilen organla Türkiye'de ilk kez kadavradan böbrek naklini yaptı.
1979'da organ ve doku nakli yasasının çıkmasını sağladı ve Türkiye'de ilk kez yerli kadavradan böbrek naklini gerçekleştirdi.
1980'de Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı'nı kurdu.
1982'de Türkiye Organ Nakli ve yanık tedavi Vakfı'na bağlı ilk hemodiyaliz merkezi'ni kurdu.
1983'te o zamana değin tüm dünyada en fazla 36 saat saklanabilen kadavra böbreklerin soğuk iskemi sürelerinin 111 saate kadar uzatılmasını sağladı.
1985'te Ankara'da Türkiye Organ Nakli ve Yanık tedavi vakfı hastanesini kurdu.
1988'de Türkiye'de ve bölgede kadavradan ilk başarılı karaciğer naklini gerçekleştirdi.
1990'da Türkiye'de Avrupa'da ilk kez çocuklarda canlıdan kısmi karaciğer naklini ve dünyada ilk kez erişkinde canlıdan kısmi karaciğer naklini gerçekleştirdi.
1992'de dünyada bir ilk olan aynı canlı vericiden kısmi karaciğer ve böbrek naklini gerçekleştirdi.
1993'te başkent üniversitesini kurdu.
1994'te izmir'de Başkent Üniversitesi Zübeyde hanım Araştırma ve Uygulama merkezi'ni açtı.
1998'de yalova'da, Türkiye'de kırsal kesimde hizmet veren ilk diyaliz merkezini kurdu.
2000'de Alanya Başkent Üniversitesi Hastanesi'ni açtı.
2002 Başkent Üniversitesi Adana Seyhan Hastanesi'ni kurdu.
2003'te Başkent Üniversitesi Konya Hastanesi'ni açtı.
2004'te Kanal B televizyonunu, Radyo Başkent'i ve Başkent Haber Ajansı'nı kurdu.
1730 böbrek, 320'den fazla karaciğer nakli yaptı.
1428 Türkçe ve ingilizce bilimsel yayını var.
2 ingilizce ve 4 Türkçe kitap yazdı.
25 ulusal ve uluslararası ödülü var.
Mehmet Haberal, eğer bu kadar işin içinde, bir de ergenekon örgütlenmesinin içinde yeraldıysa ve orada bir şeyler yaptıysa tebrik etmek gerekir. Bu zamanı nasıl buldun diye? Ama biz öyle bir ülkeyiz ki, osman Yağmurdereli,bir milletvekili, kanser hastası olup hastaneye yattığında Aykut isimli bir magazinci onun numara yaptığını ve ilgi çekmek için bu yola başvurduğunu yazdı. Sonuçta biliyorsunuz ki Osman Yağmurdereli rahmetli oldu. Bizim halkımızın refleksleri o kadar zayıf ve o kadar tepkisiz ki, o adam hala işine bir şekilde devam edebiliyor.
Bir insanın iktidarı ve iktidardakileri eleştirmesi suç değildir, böyle bir özgürlüğü vardır. Bu onu mahkum mu ediyor. Asit kuyuları ile alakası nedir ki bir arkadaş bunu örnekliyor. Çamur at izi kalsın. Bu insanlara düşünceleri yüzünden hayat zindan ediliyor, bu şekilde cezalandırılıyor. Orman arazisine tecavüz ettiğini söylemiş bir arkadaş, doğrudur belki ama bu sebepten tutuklanmıyor. Kaldı ki antep ve samsun'da, istanbul'un göbeğinde iktidar partisinin üyeleri, belediye başkanları ve hatta ne yazık ki bakanları alenen arazi tecavüzünde bulunduklarından dolayı ergenekoncu mu sayılıyor.
Bunca kanıt var madem neden sanıklara düzgün bir suçlama getirilmiyor?
Yazık ki bu insanları harcıyoruz. Anlamak mümkün değil, nasıl bir hırstır bu.
Yargı suçluyor, medya yazıyor, tv gösteriyor. iktidara iletildiğinde ise başbakanımız "yargıya intikal etmiş bir olayın benimle ne alakası var." diyor.
Ama aynı başbakan Nato genel sekreteri olabilmesi için Rasmussen efendi'ye Hz. Muhammed karikatürleri için özür dilemesini ve Roj tv'yi kapatmasını şart koşuyor. Danimarka kanunları olduğunu düşünmüyor mu acaba yoksa başbakanların bu tip yaptırımları olduğunu biliyor mu?
yoğun bakımda kaldığı süre içinde günde en az 10 kişiyle görüşen (örnek: mesut yılmaz, hüsamettin cindoruk, hüsamettin özkan), bir o kadar insanla da (örnek: yusuf ziya özcan, yunus söylet) telefon ile iletişim kurabilen hasta(!)
hâlâ yoğun bakımda(!) olan haberal, kalp rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakıma alınmıştır... bu nedenle yoğun bakımda bulunan hastalarla görüşülmesini bırakın, yetkililer dışındakilere yoğun bakım odasına giriş-çıkış izni bile verilmemektedir.
darbeci midir bilemem ama bildiğim tek bir şey var, kemal kılıçdaroğlu'nun istanbul büyükşehir belediye başkanı olması için kanalında çalışan bir adama (adını unuttum) "her türlü puştluğu yap" talimatı vermiştir.
ergenekon ile bağlantısı olduğunu ummak istemediğim ve buna üzüleceğim şahıstır zira kendisi iyi bir bilim adamıdır. ancak bilim adamlığı dışında başka işlere bulaşmışsa cezasını çekmelidir. iyi adam olmak bu ülkeye hizmet etmek bir insanın suç işlemeyeceği anlamına gelmeyeceği gibi işlenen suç varsa bunları mazur göstermemelidir. demokrasi diye birşey var kardeşim.
uludağ sözlük darbesavar yazarların darbeci olduğu kanısına, ancak ergenekon sanığı olmasıyla vakıf olduğu profesör.
hurşit tolon başlığına bakın, şener eruygur başlığına veya türkan saylan'ın başlığına ergenekon operasyonundan önce sırf cumhuriyet mitingleri sebebiyle bir kısım kişiler tarafından "darbeci" addedilmişler.
ama haberal? ergenekon sanığı olarak gözaltına alındığından beri "darbeci" diye nitelendiriliyor ulusözlük darbesavarları tarafından, öncesinde ne darbeciliği var, ne de düşüncelerinin eleştirilmesi? peki şu anda elinde tek bir delil var mı? elinde tek bir dayanak var mı? aşk mektuplarının, nutuk'un, atatürk posterlerinin, burs verilen öğrenci bilgilerinin delil diye götürüldüğü, özel yazışmaların medyaya sızdırılarak veya iddianameye konularak sulandırılan bir operasyondan bahsediyoruz yani genel olarak her ne kadar ciddi belgeler ortaya sunulsa da -12. operasyonda elde edilen bilgileri görmedik henüz, buna rağmen delil görmeden darbeci addeliyor insanlar- bir o kadar her türlü saçmalığın delil diye sunulabildiği/sunulabileceği bir operasyon.
birileri de bir takım ilginç bilgi fakirliği ile cevaplamaya gayret etmişler demiş ki, "mahkemece mustafa balbay'ın hakkındakiler kanıtlandı ve kendileri yalanlamadılar bunu" diye. yahu kardeşim mahkemece bir şey kanıtlanmışsa, bunun kararını mahkme "suç delilleri sabit olduğundan x yıl hapis ile cezalandırılmasına" gibisinden bir cümle ile hüküm verir ama henüz böyle bir duruşma olmadı? ayrıca mustafa balbay tutuklama kararının akabinde hücreye gönderilmiş ve bu haberler yayınlandığında bir kısım medya tarafından, bu haberlere karşı yalanlama "fırsatı" bulamamıştır ki, eğer birazcık takip ediyorsan süreci mustafa balbay'ın avukatı ile ilk buluşmasında bu haberlerde çıkan şeyleri yalanladığını görebilirsin. ben seni bir yere kapatsam senin hakkında türlü iftiralar atsam ama senin cevap verme imkanın olmasa, bu imkanı vermesem üzerine de desem ki, "bakın yalanlama yok" diye düşünsene içine düşürüldüğün durumu? neymiş mahkemece kanıtlanmış. hukuk anlayışınızı takdir ettim gerçekten.
neyse bu ve bunun gibi haberleri referans alıp "darbeci" diyorlar. yahu adam hakkında bilginiz nedir ki? tek bilgi ecevit'in hastanesindeyken ağırlaştığı, başka hastaneye nakledilince iyilşemiş vs. birileri işi abartmış işte ecevit'in durumunu kötüleştirmişler ülkede istikrar istemiyorlarmış falan ulan bunu söyleyen adamları zannedersin kırk yıllık ecevitçi? ecevit vefat ettiğinde arkasından küfür etmedikleri kalanlar, 2001 krizinden dem vurup her türlü lafı edenler sanki başka kişilerdi? amaç nedir ki?
ergenekon operasyonunda bir sürü kişi gözaltına alındı kimileri salındı kimileri tutuklandı ve haberal gözaltına alındığı andan beri bir kampanya "darbeci" haberal tanıdık olduğu için rahatça söyleyebiliyorlar peki ya salıverilen 31 kişi? onlar da darbeci değil mi? hani gözaltına alındılar ya operasyon kapsamında ismin geçti bir kere darbecisin! ya haberal da salıverilseydi ne olacaktı? gözaltına alınmasını darbeci olmak için yeterli gören zihniyet ne diyecekti? ayıp.
bugün başlığı bile olmayan kişiler, zerre tanınmayacak kişilerin 13. dalgada ismi geçince buradaki darbesavar büyük demokratlar üşüşecekler "ergenekon operasyonunda gözaltına alınan darbeci" lan adam hakkında zerre fikrin yok, tanınmış bile olsa belki adamın adını 2. veya 3. duyuşun ama maşallah her haltı biliyor gibi takılırlar. eminim burada birçok adam mehmet haberal'ın kim olduğunu, geçmişte neler yaptığını ergenekon operasyonu ile öğrendi ama ağzından tükürükler saça saça "darbeci" demeyi bir halt yemek zanneder.
bu adamlar yargılanıp aklanırlarsa ne olacaksınız çok merak ediyorum.
teker teker cevaplayayım;
1. günlüklerin özden örnek'e ve mustafa balbay'a ait oldukları mahkemede kanıtlandı. kendileri de yalanlamıyorlar bunu.
2. asit kuyularından çıkan kemik parçalarının hepsinin dna raporu açıklanmadı. açıklanınca öğreneceğiz. ayrıca bulunan bir mezarda kemik parçaları ile birlikte tişört te çıkmıştı. hangi hayvanın tişört giydigini bana yazarsanız sevinirim.
3. tuncay güney'in hiçbir konuşmasına inanmayıp "bu ifadeleri işkence altında verdim" deyince inananlara bişey söyleyemiyorum.
4. bulunan o silahların yerlerini gösteren krokinin kimlerin evinden çıktıgını söylememe gerek yok sanırım.
5. dışarda ödül kazanmanın dokunulmazlık sağladıgını öğrenmiş oldum bu arada. öyleyse ülkemize en büyük ödülü, nobel edebiyat ödülünü kazandıran orhan pamuk'a neden vatan haini diyorsunuz?
6. ermeni tasarısını kabul eden fransa ile bilimsel ilişkilerini kesmenin, fransızca derslerini kaldırma aptallığının da yapılmış olduğunu ve bununla övünüldüğünü öğrendim. ne mutlu bana. bunu yapan adama da bilim adamı diyorsunuz.
7. ecevit'e yapılan darbenin baş aktörü bu kişi. tedavide kullandığı ilaçları bile açıklamayan bir başhekim bu zat. buna da mı iftira diyorsunuz?
8. gün olur devran döner cümlesi tam olarak bugün tutuklananlara söylenmesi gereken cümledir. bana değil.