türkiye'de bir çok ilklere imza atmış ve ülkemize birçok fayda sağlamış olduğuna inandığım profesör kişilik. lakin bu kişiliğin ülkeye güzel şeyler yapmış olması ergenekon sanıklığını ve darbe yanlısı olduğu gerçeğini değiştirmez. ilgili mahkemelerde yüzlerce belge vardır efenim bu amcamızın adının geçtiği.
doktor olduğu için hapse girmemiş kişidir. ne biçim duygu sömürüsü lan bu böyle, kendiniz inanıyo musunuz bu dediklerinize, elinde neşter varmış, çok cici bi arkadaşmış, piyango buna vurmuşmuş, taaa ecevit.in hastalığından beri bu adam hakkında ne biçim şeyler söylendi, savcıların bu kişi hakkındaki iddianamesi de uydurma dimi, hepsi muazzam senaryo yetenekleriyle yazdılar, şu an türkiyede sayısız üniversitede sayısız doktor profesör var hepsi işinde gücünde, bu adamla niye gıcıklığına uğraşsınlar, bu kadarını algılayamıyor mu bazı beyinler anlamıyorum.
hayır haberalın suçsuz olduğuna inanabilirsiniz, karşı karşıya gelip iki çift konuşmadığınız adama baştan sona kefil de olabilirsiniz, ama lütfen elinde neşteri vardı doktordu filan diye damardan girmeye çalışmayın, böyle zırlaya zırlaya adam savunulmaz ki, haberal hakkında savcılar ne demiş ne dememiş, bi bakın isterseniz, ondan sonra kefil olun bu adama.
şayet kendisi yolsuzlukla suçlansaydı acaba aday gösterilir mi diye düşündüren kişidir. bir kişinin suçu ispatlanana kadar elbette masumdur, lakin yolsuzlukla suçlanan bir kişi düşünün, suçsuz bile olsa kimse o adamı cezaevinden kurtarmak istemez, suçsuzluğuna inansa bile istemez, ama güzel ülkemizde darbeye teşebbüs, milli iradeyi hiçe sayma gibi suçlar yüz kızartıcı suç sayılmadığından göğsünü gere gere aday yapılmıştır kendisi.
yurdum davarları tarafından eline silah bile almadan terörist ilan edilmiş tıp doktoru.
henüz mahkeme bile adamı suçu bulmadı. henüz ortada terör örgütü varlığı resmen kabul edilmedi.
öcalana sayın diyenler haberala terörist diyor. ne günlere kalmıştır ülke.
doktor olması, kariyerli olması onu yargı önünden kaçırmaması gereken kişidir. türkiyede işinde gücünde olan hangi doktoru içeri alıyorlar ki, hiç bir iktidar öyle bi doktorla uğraşmaz, ama sen masonluk yaparsan, bi takım alavere dalavere işlere girersin, darbe tezgahlarına çanak tutarsan, kusura bakma burası dingonun ahırı değil.
tek umudum mahkemenin kendisini serbest bırakmaması. milli iradeyi hiçe sayan insanlara çanak tutmakla suçlanan, demokrasiyi yok etmeye çalışmakla suçlanan bir insanın önce temizlenip sonra meclise gelmesi lazım.
Thomas Starzl...
tanır mısınız kendisini? büyük ihtimalle tanımazsınız, ben sizi kendisiyle tanıştırayım:
Thomas Starzl bir doktor, bir cerrah. abd'nin Denver şehrinde yaşıyor, mesleğini icra ediyor.
Thomas Starzl organ nakline kafayı takıyor, sürekli onun üzerinde çalıyor. köpekler üzerinde nakiller yapıyor, araştırıyor, yıllarını veriyor. yıl 1963 olduğunda abd'de bürokratları ikna ediyor ve insan üzerinde organ nakli yapabilme iznini alıyor. bu arada öyle izin almak kolay değil, ne fırtınalar çıkıyor. cani diyenler, hokkabaz diyenler, bu iş günah diyenler gani. neyse zor bela eleştirileri atlatıp altı hastaya karaciğer nakli yapıyor. ama o zamanlar teknoloji geri, Thomas Starzl ne olup bittiğini anlayamadan altı hasta da ölüyor. eleştirenlere gün doğuyor tabii, vurdukça vuruyorlar. dava açıyorlar, ne tazminatlar; meslekten atılmasını istiyorlar.
gel zaman git zaman, thomas starzl azimle çalışıyor ve 1967 yılında ilk başarılı karaciğer naklini gerçekleştiriyor. sonrasında başarının tesadüf olmadığı anlaşılıyor ve karaciğer nakli imkansız olmaktan çıkıyor. 1991 yılında emekli olana dek bizzat kendisi 2000 karaciğer nakline imza atıyor.
Thomas Starzl'ın hikayesi esas bu noktadan sonra başlıyor:
abd; bir zamanlar meslekten ihraç edilmesi düşünülen, sonraları tıp dünyasında devrim yapan bir adamdan özür diliyor. devletin tüm imkanını, her türlü çalışanını bu kimsenin emrine sunuyor. öyle ki Thomas Starzl abd başkanının sağlık danışmanlarından biri oluyor, yani abd başkanı bir telefon kadar uzağında; öyle ki her gittiği yerde cia tarafından korunuyor, en üst düzeyde ağırlanıyor. kendisi türkiye'ye de geliyor, sanki abd başkanı gelmiş gibi abd büyükelçisi resmi tören ile karşılıyor. ve daha da önemlisi; Pittsburgh'a gittiğinizde organ nakli merkezini göreceksiniz, başınızı kaldırdığınızda binanın üzerinde bu cerrahın ismi yazıyor.
burada çıkarılacak ders şudur: abd, bir bilim adamına haksızlık ettiğini anladığında onu baştaçı ederek özür diliyor. bunu herkes görsün, başkaları da çalışsın onlar da bu imkanlara sahip olsun diye yapıyor. yani diyor ki "eğer bilim üreteceksen bütüm imkanları ayakların altına sererim."
bir de mehmet haberal var...
"tanır mısınız kendisini?" diye sormayacağım, çünkü biliyorum tanıyorsunuz. ben yine de anlatayım:
mehmet haberal bir doktor, bir cerrah. ankara'da yaşıyor, mesleğini icra ediyordu.
mehmet haberal, 1975 yılında -az önce anlattığım- Thomas Starzl'ın yanına gidiyor. tıp tarihindeki devrimlerin birine şahit olmak, ülkesine o devrimden parçalar götürebilmek için denver'a gidiyor. türkiye'ye döndüğünde hacettepe üniversitesi'nde ilk böbrek ve ilk karaciğer nakillerini gerçekleştiriyor. hatta iki gece ilk karaciğer nakli yaptığı hastanın yanında uyuyor, bunu duyan ihsan doğramacı bir gece kendisini ziyaret ediyor.
mehmet haberal uluslararası düzeyde kitaplar yazıyor, türkiye'de organ naklini gerçekleştiren hekimler yetiştiriyor.
mehmet haberal'ın hikayesi bu noktadan sonra başlıyor:
gel zaman git zaman, türkiye cumhuriyeti devleti mehmet haberal'ı terör örgütüne üye olmak suçundan hapse atıyor. muz cumhuriyetinden hallice ülkenin cahil halkı memnun, oh olsun diyor. sonra bir siyasal partiden milletvekili oluyor, milletvekilliği bittikten sonra da doğrudan geldiği yere...
şimdi attila ilhan'dan bir şiir okuyalım:
"boynuna o yeşil fuları sarma çocuk
gece trenlerine binme, kaybolursun
sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun."
demirel, masonlar ve ergenekon yeni bir parti lideri yapacakları kişi. kılıçdaroğlu ergenekon'un avukatlığını yapmasını ağır ödeyecek.o kadar dedik ergenekon'u içine alma seni de bitirir diye.
meclis çatısına girer girmez yeni parti çalışmalarına başlamıştır. chp kendi payına düşen görevi başarıyla yerine getirdi ve haberal ve tayfasını meclise soktu.
Ergenokon davasının " hareket etse ölür " raporu olan bir sanığı ( suçlu suçsuz zerre kadar umurumda değil) . Başkent hastanesinin sahibi. Başkent hastenesi rahmetli ecevitin apar topar kaçırıldığı hastane. Hemde Rahşan ecevit " Kocamı zehirliyorlar" diye apar topar çıkarmıştı. Ve süregelen zamanda Rahmetlinin sağlık durumu hızla düzeldi. ( Kaynak; Eski CHP Milletvekili ve Ecevitin yakın koruması Recai Birgün )
Ulan bakıyorum şakirt'ler hemen karalamaya başlamışlar adamı tüh yazık ya bu kadar sığ düşünce anca sizde olur ulan hadi bu adam ergenekoncu * sizin tayyip peygamberiniz siirt'ten milletvekili adayı olurken ysk'da bir günde yasa değiştirmek ve ceza evinde yatmış birini başbakan yaparken gıkınız çıkmıyordu ama.Sonra ne olduysa oldu bir anda burada aslan kesildiniz hadi bunlarıda geçtik şakirt tayfası ya bu hafta ki gündeme ne demeli bir akepeli'de çıkıp dedi mi kardeşim bu ysk salak mı önce reddediyor bdp'li milletvekillerini sonra tekrar onaylıyor hemde bu kadar halk ayaklandıktan sonra bu iş çocuk oyuncağı mı diye varsa yoksa chp ve aday gösterdikleri neyse ya sözlük çok şey derdim ya boşver..şakirtler hadi siz maklubenizi yiyin fettoşunuzu izleyin.