Rıdvan Dilmen'inde dediği gibi stratejik olarak tam anlamı ile nokta atış bir transfer ile Beşiktaşımıza gelmiş futbolcudur. Yönetimi bu kararı ile tebrik eder, "fenerbahçe eskisi" veya "rico-marco kapışması" gibi konulara prim verilmemesini tüm büyük beşiktaş taraftarımdan rica ederim.
15 Aralık 1977 doğumlu olan Mehmet Aurelio oynadığı mevki itibari ile en olgun döneminde. 32 yaşındaki futbolcu defansif orta saha mevkiinde fabian ernst'i inanılmaz rahatlatacak, ayrıca türk pasaportu ile de yabancı kontenjanı sıkıntısından takımı kurtaracaktır. Beşiktaşımızın bu sene yaptığı flash transferlere rağmen Türk futbolcu kalitesinde sıkıntı olduğu aşikardı. Mehmet Aurelio transferi ile de bu sıkıntının en çok olduğu mevkiye süper bir takviye yapıldı. Maliyet ve performans analizi yapıldığında bundan daha iyi bir transfer olacağını düşünemiyorum.
Sevgili genç yeteneğimiz "Necip" konusunda bir şey belirtmek istiyorum. Farklı bir pencereden bakıldığında bu transferden en çok yarar sağlayacak futbolculardan birisi de Necip'tir. Neden mi? Açıklayayım;
Yeteneği ve altyapıdan yetişmesi ile beşiktaş taraftarının en çok destek verdiği Necip, Allaha Şükür ki Bernd Schuster gibi gençleri keşfetmek, yetiştirmek ve oynatmak konusunda hevesli olan bir teknik direktörün yönetiminde çalışıyor. Bununla birlikte Necip de bugüne kadar zorluk derecesi yüksek diyemeyeceğimiz maçlarda kendine verilen şansı iyi kullanarak taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı, ayrıca kendine güveni de geldi. fakat şu "kendine güven meselesi" öyle lanet bir şey dir ki, gelmesi zor fakat gitmesi çok kolaydır. ileri ki günlerde maçların zorluk derecesi yükseldikçe, Necip'in üzerindeki yük artacaktı. Oynadığı kritik yerden dolayı yapabileceği küçük hatalar bile beşiktaşımıza büyük kayıplar verdirebilirdi. işte o sırada akbaba medyamız bernd schuster'e (bu yaşta bu çocuğa böyle yük mü verilir), necip'e (şımardı, büyüdü vb.) ve yönetime (o kadar transfer yapıldı orta sahaya destek yapılmadı gibi) eleştirilerle birden necip'in ve takımın dengesini bozup, daha da önemlisi necip'in kendine olan güveninin kaybolmasına sebep verebilirdi.
fakat bir de şöyle düşünün. orta saha da guti, ernst, aurelio üçlüsü zorluk derecesi fark etmeyen maçlarda takımı 2-3 farklı galip duruma getirmiş ve o sırada bunlardan birinin yerine necip giriyor. necip'in o sırada stres'e sokacak bir şey yok çünkü maç kopmuş. necip mevcut yeteneği ile takıma katkısını sağlayıp belki farkın açılmasını sağlayacak atraksiyonlarada girerek kendine güvenini ve tecrübesini arttırıyor. bundan daha iyi ne olabilir. zaten genç yeteneklere birden mevkisinin tüm yükünün verilmesinden ziyade kısmi olarak hazırlanması gerektiği fikri herkes tarafından kabul görür diye düşünüyorum.
gelelim tüm eleştiri oklarını beşiktaşa çeviren diğer takım taraftarlarına. yok beşiktaş içine nasıl sindirirmiş, yok fenerbahçenin eskilerini yine topluyormuş. afedersiniz ama sevgili diğer takım taraftarları, subjektiflikte zaman ötesi gidiyorsunuz.
birincisi, ricardinho, mehmet aurelio kapışması sonrası bize yakışan tepkiyi koyduk, futbolcumuzu koruduk. taraftarlık görevimizi tepkimizle yaptık. lakin ricardinho o taraftar sevgisinin hakkını veremedi o ayrı. şimdi aurelio geldi, hoşgeldi, bizim ona anun bize ihtiyacı vardı, terini akıtır o formanın hakkını verirse bağışlar, futbolculuğunun son yıllarının onun için unutulmaz geçmesini sağlarız. mehmet aurelio'yu kaybettikten sonra onun mevkisine maldonado, ismini hatırlayamadığım bir ispanyol ve son olarak christian baroni hayal kırıklıklarını yaşayan, şu anda da selçuk inan'a bel bağlayan fenerbahçe taraftarının Mehmet Aurelio'nun beşiktaşımıza gelmesindeki hazımsızlığını anlıyor, allahtan onlara sabrını vermesini temenni ediyorum.
ikincisi, bu fenerin eskilerini toplama olayına gelirsek, sevgili fenerli arkadaşlar, biliyorum fenerli karekteriniz gereği sözde kendi cumhuriyetinizde kendinizi tek büyük sanarak her daim bir hayal dünyasında yaşıyorsunuz. o sebeple bu söylediğim isimleri muhtemelen kendi alt yapınızdan yetiştirdiğinize inanıyorsunuz, fakat bir ara uyanırsanız şu isimleri lütfen bir araştırın;
iyi ve gerekli transferdir.yok necip'in yerineyse kötü yok necip'in ahını alacak gibi saçma sapan yorumları bırakalım da yapılan transferlerin tadını çıkaralım.lig'e erken başladık zaten sezon sonlarında biliyoruz ki üst üste oynanan maçlar takımı yoracak bu nedenle bu kadronun geniş olması lazım bunu bilir bunu konuşurum ben.bu transferi alkışlıorum afferim be.
beşiktaş'ımıza transfer olmuş futbolcudur. uzun süre türk milli takımının formasını da giymiştir. ayrıca brezilyalı olması ve türk pasaportuna sahip olması bizim için bir avantajdır.
öncelikli olarak ilk adımda baktığımızda, bir beşiktaş'lı olarak aurelio transferi benim ilk başta tepki gösterdiğim bir transferdi, lakin şöyle bakalım.
futbol açısından değerlendirecek olursak, beşiktaş orta sahasında bu sene kanatları saymazsak, ernst-guti-necip üçlüsü oynayacak. guti ve ernst tartışılmaz adamlar, fakat bu adamlar necip gibi 19'luk delikanlı değil, evet aurelio'da genç değil ama burada dem vurmak istediğim konu - beşiktaş bu sene üç kulvarda mücadele edecek. 50'ye yakın maç oynayacak. ve illa ki orta sahada sakatlıklar, kart cezalıları olacak. sen haftanın 3 günü, üç maçta erns-guti-necip'i bir arada bulamazsın. beşiktaş'ta bu mevkiide michael fink gibi bir "can adam" var lakin bu çocuk yabancı kontenjanı sebebiyle kadroda barınamayacak. o sebeple orta sahaya işinin ehli bir transfer şarttı, nokta atışı yapıldı.
duygusal yönüne gelirsek. rico paşa-aurelio kavgasında biz sadece görüntüleri biliyoruz. ama perde arkası hakkında pek çok iddia var. ne oldu ne bitti öğrenemedik. ki bu saatten sonra yapacak birşey de yok. rico mu haklı, marco tartışması bir yere vardırmaz adamı. ama şöyle de birşey var, biz beşiktaş taraftarı olarak duygusal olarak bu adamı istemeyiz ama beşiktaş'ın hocası schuster çıkıp "bana bir orta saha alın, iyi olsun, tecrübeli olsun ama yabancı kontenjanı doldurmasın" dediğinde kimi alacaksın? buna bir yanıt lazım. kime el atsan adamın türk pasaportu var diye ateş pahası, gurbetçilere el atamıyorsun bile orası kızgın ateş. o nedenle hocanın kararına saygı duymak gerekir.
bir de şu vardır. 2003 yılında ali tandoğan hemen önümde hiçbir olay yokken ibrahim üzülmez'e kafa attı. ibo'nun elmacık kemiği kırıldı ve beşiktaş'ın şampiyonluk mücadelesi verdiği en kritik haftalarda oynayamadı. ki o zaman kilit adamdı, alternatifi yoktu. ama daha sonra ali tandoğan ibrahim üzülmez'den özür diledi, elini öptü. beşiktaş'a geldi canla başla mücadele etti ve gitti.
o nedenle iki kişi arasında ne geçmiş, ne geçmemiş bilinmez. ama bu adamın beşiktaş'a katkı sağlayacağı aşikardır. gelip bir anda taraftarın gözdesi olmaz, ama yeri geldi mi alkışlanır, canla başla savaşarsa mücadelesinin hakkı verilir.
nasıl beşiktaş taraftarına el kol yapan sergen yalçın benim için "çok iyi bir futbolcu"dan öteye, asla büyük kaptan mertebesine gitmediyse, nasıl beşiktaş'ın ardından acayip acayip laflar eden oktay derelioğlu'nun jübilesinde stadda yerimi alıp da "oktay canım ciğerim" demek yerine sadece alkışladıysam bu da bu şekilde olacaktır.
beşiktaş taraftarı geçmişi unutmaz ama geçmişle yaşamaz.
ama unutmadığı geçmişe rağmen yiğidi öldürür hakkını verir.
hoşgeldin mehmet aurelio,
bu formaya layik olacak mücadeleyi vermen dileğiyle.
yoğun maç maratonunda rotasyonda takımı uğur' a fink' e değil de kaliteli bir ortasahaya emanet edebileceğimiz bir oyuncu. hakkaten yönetim iyi iş çıkardı bu sefer.
3 sene önce dibi düşenler şimdi kötülüyor adamı. objektif olmak lazım üstadım .
ehem nese konumuza dönelim ; kontenjandan dolayı fink' e de yol gözüktü anlaşılan ve fink gidince yerine sadece ünlü bir forvet almak kalır ve yaz transfer sezonu da böylece biter kartal için.
beşiktaş'ta necip'ten daha çok ernst'in yerine oynayacağını düşündüğüm brezilya asıllı türk futbolcu. ernst'in resmen pestili çıkmıştı. fink de gönderildiğine ve inceman'dan da yoğurt olmayacağına göre doğru transferdir. şimdi robinho'yu bekliyoruz.
(bkz: sıradaki lütfen)
kabullenemiyorum ulan! ntv spor'da son dakika olarak görünce haberi şöyle bi yutkundum. ulan dedim içimden; tam bizim ihtiyacımız varken, eski kulübüne seve seve dönecekken, hem de türk iken nasıl kaçar lan bu adam dedim. nasıl gider beşiktaş'a? mideme taş gibim oturdu yeminle. bizde afedersin sik gibi dolanalım selçuk'la baroni'yle. bu adam kesme işaretini bile haketmiyo ama büyüklüğümüzden koyduk.
kleberson'dan sonra teknik ön liberomuz olmamıştı. necip'i sayma necip ön libero değil tam bir orta saha. bu adamın yaşı hariç hiçbir kötü tarafı yok. fink'e yol zaten gözüktü. zamanında rıdvan * çok övüyordu bu adamı. bakalım beşiktaş'ta da tarafsızlığını bozmadan aynı şekilde övebilecek mi?
türk vatandaşlığı da olduğundan beşiktaş adına çok yararlı ve akıllıca bir hamleyle transfer edilen futbolcudur. hayırlı olsun. kadro olarak beşiktaş bu sezon çok güçlü oldu, avrupa'da da çok ses getirebilir.
bizim cimbomda yaprak kımıldamıyor, adnanlar sağolsun kımıldayacak yaprak bırakmadılar. beşiktaş'ı izleyeceğiz bu sezon artık.
eğer necip e alternatif olarak alındıysa helal olsundur. ama necip i yeterl bulmayıp alındıysa çok yanlış transferdir. ama ne olursa olsun eski marcoysa güzel transferdir. bir de türkiye liginde oynarken ernst kesilip türk kontenjanından yararlanmak adına alınmış olabilir. o zaman şukeladır bana göre.
fenerbahçe forması giyerken bir maç çıkışında ricardinho'yu pataklayan ve iki maç ceza alan futbolcu. beşiktaşlılar sineye çekip "hoş geldin" der yine.