mehmet akif ersoy

entry601 galeri67 video1
    543.
  1. 544.
  2. Akif şiiri ile ilgili bir ders almıştım. Derya deniz bir insan. Bir döneme sığmaz.
    14 ...
  3. 545.
  4. "Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

    “Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın."
    3 ...
  5. 546.
  6. kim demiş avrupa insanı medeni?
    ne edep var ne haya, çırılçıplak bedeni!
    eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni;
    desenize hayvanlar bizden daha medeni!
    0 ...
  7. 547.
  8. 548.
  9. 549.
  10. habertürk sunucusu. babam kendileri için akp yalakası diyor.
    0 ...
  11. 550.
  12. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2012794/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2012795/+

    1895 yılının bir yaz günü, Mehmet Âkif, Yeniköy'de yalısı bulunan Ziraat Bankası muhasebe görevlilerinden Selahattin Bey'e şöyle der : "Bu Cuma gecesi sana geleceğiz. Sen yalnız Aziz'i getireceksin, başkalarını çağırma. Ben kimi istersem getiririm.."
    Aziz, Tamburi Aziz'den başkası değildir. O da Ziraat Bankası çalışanıdır. Perşembe günü akşamı, bankanın kapanış saatinde Salahattin Bey ile Tamburi Aziz vapur iskelesine damlarlar. Âkif onlardan önce gelmiştir. Yanında iki de sarıklı vardır. Bu, Salahattin Bey'in hoşuna gitmezse de, sesini çıkarmaz. Biletler alınır, vapura binilir. Yeniköy'e geldiklerinde hava iyiden kararmıştır. Yalıdan içeri adım atar atmaz Âkif der ki, "Hadi arkadaşlar, bir fasıl yapalım."
    Sarıklılardan biri torbasından çıkardığı neyi üflemeye, diğer sarıklı da heyheye başlayınca ortalık allak bullak olur. Çünkü ney üfleyen Neyzen Tevfik, öbür sarıklı ise Bursalı Hafız Emin'dir. Tamburi Aziz de bunlara katılınca yalının önünde sandallar doluşmaya başlar. Bursalının sesi Boğaz'ı inim inim inletmektedir.
    Beş ahbap çavuş, o gece, sabaha değin âlemde kalırlar. Yalnız onlar mı, Boğaz'ın komşu köyleri de ayaktadır. Sabahleyin, biraz dinlendikten sonra bir alamana bulup üzerine sıralanırlar. Âkif küreklere geçer. Biraz açılınca Neyzen neyini çıkarıp üflemeye başlar. Arkasından Bursalı bir gazel patlatır. Derken, sağdan soldan sandallar, kayıklar artlarına takılır. Kervan, o ahenkle Beykoz'la incirköy arasındaki Sultaniye Çayırı'na yollanır. Günü orada geçirirler, akşam yemeğini de orada yerler. Ayın ışığı çoğaldığında yine alamanaya binip açılırlar. Öbür sandallar da -insanlarla hınca hınç- onları bekliyordur. Deniz pırıl mı pırıl. Bursalı yeniden başlar. Aman Allah'ım, Boğaz'ın bütün eklemleri birbirinden ayrılmıştır. Yalıların pencerelerinden insanlar fışkırıyordur.
    Salahattin Bey yıllarca sonra şöyle diyecektir : "Böyle bir mehtabiye Zat-ı Şahane'ye bile nasip olmamıştır.."
    Mehmet Âkif de son günlerindeki hastalığında o geceyi anımsayacak ve kendisini yoklamaya gelen arkadaşına şunları söyleyecektir : "Salahattin, o geceki âlem neydi ! O ne günlerdi.."

    (SALÂH BiRSEL, "Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi") ...
    4 ...
  13. 551.
  14. Abdülhamit'e de muhalifti ve Kadir mısıroğlu hakkında "pezevenk" diyerek hakaret etmiştir.
    1 ...
  15. 552.
  16. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2016185/+

    ilk defa yayınlanan Mehmed Akif ersoy fotoğrafı ...

    Burada Üstadı diğer bilinenlerinin aksine gülerken görüyoruz.
    6 ...
  17. 553.
  18. "Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar" diyen şair şüphesiz bayağıdır. Mahalle kahvesi düşünürü. Hani "Tesettür kalktı bet bereket kalktı" diye konuşanlar vardır mahalle kahvelerinde, işte onların düşünürüdür Mehmet Akif. Yalnız batı uygarlığını değil, doğu uygarlığını da sevmez, ince yanını sevmez o uygarlığın.

    - Nurullah Ataç, Diyelim. (Aktaran Sina Akşin, Yakınçağ Türkiye Tarihi 2, 1980-2003)
    1 ...
  19. 554.
  20. Okumaktan mutluluk duyduğum şairdir.

    Aşağıdaki fotoğraf bayburt gezisinden.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2045850/+
    0 ...
  21. 555.
  22. abdulhamid'e nefret dilli şiir yazmasına rağmen gunumuzde abdulhamid han diye ovenlerin de sevdiği kisi, şair.
    0 ...
  23. 559.
  24. Milli şairimiz.

    aldanma insanların samimiyetine!
    Menfaatleri gelir herşeyden önce...
    Vaad etmeseydi Allah cenneti,
    O'na bile etmezlerdi secde!
    1 ...
  25. 560.
  26. Haber Türk program sunucusu. Gün itibariyle covid19 'a yakalndigini duyurmustur. Acil sifalar olsun.
    0 ...
  27. 561.
  28. 562.
  29. KORKMA...

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2110821/+

    100 yıl önce...nisan 1920...
    istanbul'da "zafer" kod adlı karakol örgütü mensubu yenibahçeli şükrü'ye ankara'dan bir telgraf gelir.
    şifreli gelen bu telgraf şöyledir;
    "Burada ulemaya ihtiyaç vardır. Ali Beyle görüşülerek Hoca Fatin, Şair Mehmet Akif Efendilerin ve sair tensip edileceklerin sür'at-i sevkleri emrolunur-heyeti temsiliye reisi mustafa kemal”

    101 yıl önce bugün ankara'ya gelip bu kızılca gün'de milli mücadele'nin ikinci safhasını başlatan mustafa kemal paşa, 4 ay sonra vatan şairimiz mehmet akif'i ankara'ya böyle çağırıyordu...

    mustafa kemal paşa'nın 19 mayıs 1919'da samsun'a ayak basmasının ardından neredeyse 1 senedir bu çağrıyı bekliyordu mehmet akif...
    istanbul'da yapılacak şey kalmamış, artık kuvayi milliye saflarında ankara'da mücadele etme vakti gelmişti...

    bu şifreli telgraf sonrası mehmet akif bey, 10 nisan 1920 günü sabah namazının ardından bizzat atatürk'ün istanbul'daki sağ kolu olan topkapılı cambaz mehmet eşliğinde oğlu emin ile birlikte evinden ayrıldı.
    ilk olarak üsküdar'daki kuvayi milliye'nin merkezi haline gelen özbekler tekkesi'ne vardılar. burada 1 gece konakladıktan sonra yanlarına katılan ali şükrü bey ile birlikte buradan ayrıldılar ve esat paşa'nın alemdağ'da bulunan baltacı çiftliği'ne ulaştılar.

    topkapılı cambaz mehmet onları burada emin bir şekilde bıraktıktan sonra istanbul'a geri döndü.

    baltacı çiftliğinde de 1 gece geçiren mehmet akif ve oğlu emin, ertesi gün izmit-adapazarı yolu üzerindeki kuvayi milliye kafilesine katıldılar.
    geyve'de kuşçubaşı eşref ve yenibahçeli şükrü ile buluşarak buradan bir dekovil ile eskişehir'e, oradan da trenle ankara'ya ulaştılar...

    ne yazık ki planlanan günden 1 gün sonra ankara'ya varabilmişler, 23 nisan günü yapılan tbmm'nin açılışına yetişememişlerdi.

    24 nisan 1920 günü ankara'ya varan mehmet akif, doğruca tbmm'ye gitti. meclis koridorunda mustafa kemal paşa tarafından bizzat karşılanmıştı. mehmet akif'i gören mustafa kemal paşa;
    "sizi bekliyordum efendim, siz istirahat buyurun, ben daha sonra bilahare size geleceğim" demiştir...

    fakat dinlenecek vakit yoktu.
    mustafa kemal ve mehmet akif derhal buluştular.
    sahada kazanılacak bir savaş vardı ve mehmet akif de bu savaşı milletin gönüllerinde kazanmalıydı.

    ankara günleri kısa sürdü mehmet akif'in...
    anadolu'nun en ücra köşelerinde başladı faaliyetlerine.
    bir gün kastamonu'daydı, bir gün çorum'da, başka bir gün sivas'ta...
    zağanos paşa camii, nasrullah camii ve ulu camii vaazları ile kurtuluş savaşına destek veriyor, istanbul hükümeti'nin milli mücadele aleyhinde çıkardığı bütün şer fermanlarını gönüllerde yırtıp atıyordu mehmet akif...

    ve 12 mart 1921'de o'nun yazdığı şiir, istiklal marşımız olarak tbmm'de oy birliği ile kabul ediliyordu...

    "korkma..." diye başlamıştı sözlerine...

    korkmuyordu...
    o'nun ve kuvayi milliye'nin korkusuzluğu anadolu'nun dağına taşına, her bir ferdinin kalbine kazınmıştı...

    bugün 27 aralık...
    vatan şairimiz, bayrak şairimiz, milli mücadelemizin meşalesi mehmet akif ersoy'un aramızdan ayrılışının 84. yılı...

    ruhu şad, mekanı cennet olsun...

    korkma...!!!

    ek: mehmet akif ersoy'un mısır piramitleri hatırası;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2110822/+

    #tarih
    10 ...
  30. 563.
  31. Fesli bunak tayfasının kendisine olan nefreti büyük şairin abdülhamit muhalifliğinden gelir. Daha soft muhafazakarlar " daha sonra pişman oldu yav zaten" diye sallasalar da akif o mükemmel dizeleri kitabından asla çıkartmamıştır. Gerçek şu ki ne kendini osmanlı torunu sanan devşirme çomarlar, ne de osmanoğullarının bizzati kendileri akif'in tırnağı olamazlar.
    1 ...
  32. 564.
  33. Mehmet Âkif Ersoy, 20 Aralık 1873’te istanbul'da, Fatih ilçesi Sarıgüzel mahallesinde dünyaya gelmiştir.

    Annesi Buhara'dan Anadolu'ya geçmiş bir ailenin kızı olan Emine Şerif Hanım; babası ise Kosova doğumlu, Fatih Camii medrese hocalarından Mehmet Tahir Efendi'dir. Babası, ona ebced hesabıyla doğum tarihini ifade eden "Ragîf" adını verdi. Fakat telaffuzu zor geldiğinden arkadaşları ve annesi ona "Âkif" ismiyle seslendi, zamanla bu ismi benimsemiştir.

    ilk öğrenimine Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde başladı. iki yıl sonra iptidai (ilkokul) bölümüne geçti ve babasından Arapça öğrenmeye başladı. Ortaöğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesi’nde başladı (1882). Aynı zamanda Fatih Camii'nde Farsça derslerini takip etti. Mehmet Âkif, rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde hep birinci olmuştur.

    Rüştiyeyi bitirdikten sonra 1885'te dönemin gözde okullarından Mülkiye idadisi’ne kaydoldu. 1888’de okulun yüksek kısmına devam etmekte iken babasını kaybetti. Ertesi yıl büyük Fatih yangınında evlerinin yanması aileyi yoksulluğa düşürdü. Babasının öğrencisi Mustafa Sıtkı aynı arsa üzerine küçük bir ev yaparak aileyi bu eve yerleştirmiştir.

    Mehmet Âkif öncelikle meslek sahibi olmak ve yatılı okulda okumak istediği için Mülkiye idadisi’ni bıraktı. O yıllarda yeni açılan ve ilk sivil veteriner yüksekokulu olan Ziraat ve Baytar Mektebi'ne (Tarım ve Veterinerlik Okulu) kaydoldu. Okul yıllarında spora büyük ilgi gösterdi; başta güreş ve yüzücülük olmak üzere uzun yürüyüş, koşma ve gülle atma yarışlarına katıldı; şiire olan ilgisi okulun son iki yılında arttı. Mektebin baytarlık bölümünü 1893 yılında birincilikle bitirdi. Daha sonra bu okulda Türkçe öğretmenliği yapacaktır. Resimli Gazete’de Servet-i Fünun Dergisi'nde şiirleri ve yazıları yayımlanacaktır.

    Mehmet Âkif’in hem öğrencilik hem de hocalık yaptığı bu mekânda bugün istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi hizmet vermektedir. Mehmet Âkif ve arkadaşlarının yemekhane salonu bugün istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Mehmet Âkif Ersoy Fuaye Salonu olarak kullanılmakta, iç kapı üzeri ve çevresini tam kıtalarıyla istiklâl Marşı ve Âkif’in büyük portresi süslemektedir. Aynı kampüste Mehmet Âkif Ersoy Tarım Müzesi de yer almakta ve gençlere her fırsatta büyük şairimizi hatırlatmaktadır.

    ii. Meşrutiyet’in büyük etkisinde kalan Âkif, arkadaşı Eşref Edip ve Ebül’ula Mardin’in çıkardığı ve ilk sayısı 27 Ağustos 1908'de yayımlanan Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarı oldu. Balkan Savaşı, Çanakkale Muharebeleri ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde çeşitli görevlerde bulunup, Balıkesir'e giderek 6 Şubat 1920 günü Zağnos Paşa Camii'nde çok heyecanlı bir hutbe verdi. Halkın beklenmedik ilgisi karşısında daha birçok yerde hutbe verdi, konuşmalar yaptı ve istanbul'a döndü.

    1921'de Ankara'da Taceddin Dergâhı'na yerleşen Mehmet Âkif, 500 lira ödül konularak açılan istiklâl Marşı yarışmasına başta katılmamıştır. Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Beyin teşvikiyle ikna olmuştur. Onun orduya ithaf ettiği istiklâl Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hâkimiyet-i Milliye'de yayımlanmıştır. Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17:45'te Milli Marş olarak kabul edilmiştir. Âkif, ödül olarak verilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışlamıştır.

    Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan Milli Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy, 17 Haziran 1936’da tedavi için istanbul’a döndü. 27 Aralık 1936 tarihinde istanbul’da, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat etti. Edirnekapı Şehitliğinde yatmaktadır. En önemli iki eseri istiklal Marşı ve şiirlerini yedi kitap halinde topladığı Safahat’tır.

    Ruhun şad olsun, güzel marşımızın değerli şairi.
    0 ...
  34. 565.
  35. "toprakta gezen gölgeme toprak çekilince
    günler şu heyulayı da er geç silecektir
    rahmetle anılmak ebediyet budur amma
    sessiz yaşadım kim beni nereden bilecektir?" *
    0 ...
  36. 566.
  37. Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
    Tek bir ışık olsun buluver.. Kalma yolundan.
    0 ...
  38. 567.
  39. Bugün yaşasa akp nin en büyük düşmanı olurdu. Adamı kesin içeri atarlardı.
    3 ...
  40. 568.
  41. "Kim beni nereden bilecek?" demişti.
    Şimdi saygıyla anıyoruz onu.
    0 ...
  42. 569.
  43. istiklal marşımızın yazarı. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
    0 ...
  44. 570.
© 2025 uludağ sözlük