mehmet akif ersoy

entry612 galeri67
    251.
  1. islamcı bir şair değil de laik bir aydın(!) olsaydı baş tacı edilecekti muhtemelen. ve yahut istiklal marşı'nı yazmamış olsaydı bugün kendisinden vatan haini diye bahsedileceği de kuvvetle muhtemel.
    6 ...
  2. 252.
  3. allah a inancı olan büyük türk şairidir allah nur içinde yatırsın mekanı cennet olsun inançsız zümreyede ibret olsun .
    0 ...
  4. 253.
  5. Ezberlemiş olduğum Çanakkale Şehitlerine şiirinin yazarı. Milletin derdiyle dertlenmiş vatansever bir şair.
    0 ...
  6. 254.
  7. türkiye tarihinin en önemli ve en samimi gerçek aydınıdır.

    Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
    Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
    'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

    böyle bir imanı kimse boğamadı akif ve boğamazda!
    nur içinde yat!
    0 ...
  8. 255.
  9. Yaşarken değeri bilinmeyen, devlet tarafından polislere takip ettirilen; öldükten sonraysa bir devlet töreninin bile çok görüldüğü şairin, çocukları da rahat yüzü görmedi.

    belgeselden alıntı: (bkz: http://www.gunyuzuhaber.c...irdiklerimiz-video,6.html)
    0 ...
  10. 256.
  11. Kurtuluş savaşındaki millet mücadelesini yazmış olduğu ve hiç bir ücret talep etmediği istiklal marşı ile taçlandırmış şairdir.
    0 ...
  12. 257.
  13. kim demiş avrupa insanı medeni?
    ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni!
    eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni;
    desenize hayvanlar bizden daha medeni!
    1 ...
  14. 258.
  15. Medeniyet Dediğin Açmaksa Bedeni Desene Hayvanlar Bizden Daha Medeni.
    2 ...
  16. 259.
  17. Küskün ve gönlü kırık olan şair Mehmet Akif, Mısırdaki gönüllü sürgününden istanbula yeni dönmüştür..

    Beyoğlundaki Mısır Apartmanının üçüncü katındaki dairesinde ömrünün son üç ayını geçirir..

    Hastadır, zayıftır, çökmüştür..

    Eskilerin Enfâs-ı madûde-i hayat (Sayılı nefeslere bağlı hayat) dedikleri yolun sonundadır.. Beklediği şey nihayet başına gelir, şair gözlerini ebediyen yumar..

    O saatlerde yağan kısa bir kar istanbulu bembeyaz yapar.. Sonra hava açılır, ay doğar.. Ay ışığı o incecik kar örtüsünü pırıltılara boğar..

    istanbulun şimdi el birliği ile yok etmeye çalıştıkları, üç beş rantçıya hediye etmeye çalıştıkları o eşsiz silüeti belki yüz yılda, iki yüz yılda bir denk gelinen güzellik içindedir..

    Şairin vefatından haberi olan Rauf Kıpçak, o görüntüden etkilenerek aşağıdaki dörtlüğü yazar..

    Gurubunda yağan kar üstüne aks-ı kamer sanma.. /

    (Aks-ı kamer: Ayın şavkı..)

    Seni takdis için ervah-ı şehidan-ı vatan geldi.. /

    (Ervah-ı şehidan-ı vatan: Vatan şehitlerinin ruhları)

    O şeb sanma tesadüftür, nüzûlü berfin ey Akif.. /

    (O gece inen kar sanma ki tesadüftür ey Akif)

    Seni tekfin için semt-i muallâdan kefen geldi../

    (Seni kefenlemek için gökyüzünden kefen bezi geldi..)

    not: bu şiiri ilk kez Selahattin Duman köşesinden yayınlamıştır.
    1 ...
  18. 260.
  19. gazetede yayınlanan şiirlerinin altında şöyle yazardı;

    "edirne baytar müfettişi şair ve edib-i zahir izzetlu hafız mehmed akif beyefendi taqrafından ihda buyurulmuştur"
    0 ...
  20. 261.
  21. istiklal marşımız başımızın tacı. ancak ittihatçılığı ve özellikle de sultan abdülhamid han'a olan saygısızlığı nedeniyle kendisi hakkında asla olumlu duygular hissedemeyeceğim kişidir.

    SAFAHAT isimli kitabında diyor ki:

    Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler,
    Ah o Yıldızdaki baykuş ölüvermezse eğer.
    Çoktan beridir vardı benim bir derdim,
    Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim.
    Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid,
    Al-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid.
    Ah efendim o ne hayvan o nasıl merkepti,
    Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi.
    Mısırın en muhteşem üstadı Muhammed Abduh
    Çıkarıp gönderelim hasılı şeyhim yer yer,
    Oradan alem-i islama Cemaleddinler.

    muhammed abduh gibi bir masonu överken müslümanların halifesini bu kadar iğrenç bir şekilde hele de merkep diyerek yermesi alçaklıktır. dindarlığı ile ilgili bilinenlerin çoğu da yanlıştır ayrıca.
    0 ...
  22. 262.
  23. "Güzele bakmak sevapmış...de ki o namerde sevabı göreceksin huzur-u mahşerde."

    sözünün sahibidir. yani diyor ki bakın da diğer tarafta da yarra yiyin. diyor.
    1 ...
  24. 263.
  25. eserlerine bakıldığında * kişiliğini görebildiğimiz, anlayabildiğimiz mütefekkir.
    2 ...
  26. 264.
  27. abduh ve afgani gibi islam düşünürlerine paralelel görüşlere sahip büyük mütefekkirdir. köhneleşmiş dine karşı modern bakış açısını savunur. teşhiş, tespit ve tedavi yollarını ortaya koyar. muhafazakar kitleler tarafından sevilmesi şiir alanındaki başarısındandır. aksi takdirde abduhu, afganiyi taşa tutanlar akif'e gül atmazlardı.
    1 ...
  28. 265.
  29. Çanakkale Şehitlerine
    Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki
    dünyâda eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü
    beşi.
    -Tepeden yol bularak geçmek için
    Marmara’ya-
    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir
    karaya.
    Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar
    kapalı!
    Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir
    Avrupalı'
    Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan
    kümesi,
    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
    kafesi!
    Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün
    akvâm-ı beşer,
    Kaynıyor kum gibi, mahşer mi,
    hakikat mahşer.
    Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
    Avusturalya'yla beraber bakıyorsun:
    Kanada!
    Çehreler başka, lisanlar, deriler
    rengârenk:
    Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler
    denk.
    Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi
    bilmem ne belâ...
    Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
    Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i
    asil,
    Ne kadar gözdesi mevcûd ise
    hakkıyle, sefil,
    Kustu Mehmedciğin aylarca durup
    karşısına;
    Döktü karnındaki esrârı
    hayâsızcasına.
    Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o
    yüz...
    Medeniyyet denilen kahbe, hakikat,
    yüzsüz.
    Sonra mel'undaki tahribe müvekkel
    esbâb,
    Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir
    mülkü harâb.
    Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
    Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
    Bomba şimşekleri beyninden inip her
    siperin;
    Sönüyor göğsünün üstünde o arslan
    neferin.
    Yerin altında cehennem gibi binlerce
    lağam,
    Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce
    adam.
    Ölüm indirmede gökler, ölü
    püskürmede yer;
    O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-
    ı beşer...
    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene,
    parmak, el, ayak,
    Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak
    sağnak.
    Saçıyor zırha bürünmüş de o
    nâmerd eller,
    Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden
    seller.
    Veriyor yangını, durmuş da açık
    sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız
    teyyâre.
    Top tüfekten daha sık, gülle yağan
    mermiler...
    Kahraman orduyu seyret ki bu
    tehdide güler!
    Ne çelik tabyalar ister, ne siner
    hasmından;
    Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat
    iman?
    Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek
    kahrına râm?
    Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkâm.
    Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
    Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i
    beşer;
    Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi
    serhaddi;
    'O benim sun'-i bedi'im, onu
    çiğnetme' dedi.
    Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş
    gerçek:
    işte çiğnetmedi nâmusunu,
    çiğnetmiyecek.
    Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar,
    taşlar...
    O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez
    başlar,
    Vurulup tertemiz alnından, uzanmış
    yatıyor,
    Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler
    batıyor!
    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş
    asker!
    Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı
    değer.
    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor
    tevhidi...
    Bedr'in arslanları ancak, bu kadar
    şanlı idi.
    Sana dar gelmiyecek makberi kimler
    kazsın?
    'Gömelim gel seni tarihe' desem,
    sığmazsın.
    Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez
    o kitâb...
    Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
    'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem
    başına;
    Ruhumun vahyini duysam da
    geçirsem taşına;
    Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ
    namıyle,
    Kanayan lâhdine çeksem bütün
    ecrâmıyle;
    Mor bulutlarla açık türbene çatsam
    da tavan,
    Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam
    oradan;
    Sen bu âvizenin altında, bürünmüş
    kanına,
    Uzanırken, gece mehtâbı getirsem
    yanına,
    Türbedârın gibi tâ fecre kadar
    bekletsem;
    Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz
    etsem;
    Tüllenen mağribi, akşamları sarsam
    yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem
    hâtırana.
    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak
    savletini,
    Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
    Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
    Sen ki, islam'ı kuşatmış, boğuyorken
    hüsran,
    O demir çenberi göğsünde kırıp
    parçaladın;
    Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı
    adın;
    Sen ki, a'sâra gömülsen
    taşacaksın...Heyhât,
    Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz
    bu cihât...
    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden
    makber,
    Sana âğûşunu açmış duruyor
    Peygamber.
    Mehmet Akif Ersoy
    2 ...
  30. 266.
  31. Türkmenistan'da anılmıştır.
    2 ...
  32. 267.
  33. bu ülkeyi en iyi anlayan ve onu en iyi anlatan şair.

    12 mart 1921 istiklal marşının kabul yıldönümü.
    3 ...
  34. 268.
  35. kurtuluş savaşında ülkeyi karış karış gezerek halkı mücadeleye cağırmıştır, istiklal marşını yazmıştır, cumhuriyeti kuranlar ise onu vatanından etmiştir, unutturulmak istenmiştir, yinede devletine küsmemiştir, aleyhinde konuşmamıştır.türk gencinin örnek alması gerekn bir karakteri vardır.

    mekanı cennet olsun.
    2 ...
  36. 269.
  37. türk şair ve edibi. istiklal marşımızın yazarı olmasının yanı sıre dönemi için türk ve müslüman toplumunun kalkınması ve ilerlemesi üzerine kafa yormuş bir düşünürdür. şiirleri aynı zamanda bu konuda çözümlemelerini içermektedir. iyi bir vatanseverdir.
    2 ...
  38. 270.
  39. çocuk olsam yeniden. bir tek düştüğüm için acısa içim.. ve kalbim ; çok koştuğum zaman çarpsa sadece..
    0 ...
  40. 271.
  41. koca bir imparatorluğun padişahı, abdestsiz yere dahi basmayan ve dünyanın çok yerinde adına hutbeler okutulan bütün Müslümanların halifesi cennetmekan sultan abdülhamid han'a:

    ''Herifin sofrada şampanyası hala ayran,
    bari yirminci asırdan sıkıl artık hayvan.''

    ''Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi.
    Ah efendim o ne hayvan, o nasıl merkepti.''

    dizeleri ile saldırırken Mısırlı Mason Abduhu muhteşem üstad ve onun talebesi tescilli ingiliz ajanı Cemalettin Afgani'yi kendine ve yolundakilere rehber göstermesi ilginçtir:

    ''Mısır'ın en muhteşem üstadı Muhammed Abduh.''

    ''Çıkarıp gönderelim hasılı şeyhim yer yer; oradan Alemi islama Cemaleddin'ler.''
    1 ...
  42. 272.
  43. ...

    Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
    Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık

    Mâdâm ki, ey adl-i ilâhi yakacaktın...
    Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın

    Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
    Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi

    Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
    Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!

    ...

    diyerek halimizi gözler önüne seren büyük üstad.
    1 ...
  44. 273.
  45. tevfik fikret'ten tarih-i kadim'e zeyl ile fatal bir ayar yemiş şair.
    0 ...
  46. 274.
  47. mısır'da tam 9 yıl bir köy evinde yaşamıştır. memlekete döner dönmez ölmüştür.
    1 ...
  48. 275.
  49. KENDiSiNiN ASIL MESLEĞi BAYTARLIKTIR.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük