MEHMET AKiF ERSOY Ailesinin Başına Gelenler.. iŞTE BU KADAR SAHiP ÇIKIYORUZ...
24 Mayıs 2010, 19:45
Mehmet Akife ailesine reva görülen hayatı hatırlatalım istedik. Kuru sevginin anlamsız olduğunu. vefasızlığın yüzsüzlüğümüzle yüzleşemediğini görelim istedik.
istiklal Marşı Şairi, dava ve fikir adamı Mehmet Akif Ersoyun çocukları bütün hayatlarını büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde geçirerek göç ettiler bu dünyadan
istiklal Marşı Şairi, fikir ve dava adamı Mehmet Akif Ersoyun çocukları uzun yıllar yokluk ve sefalet içinde yaşadıktan sonra bu dünyadan göçtüler. Yıllardır şiirleri okunan, fikirleri savunulan ve örnek bir şahsiyet olarak gösterilen Mehmet Akifin çocuklarına sahip çıkılmaması ise manidar bulunuyor.
Mehmet Akifin ismet Hanımla evliliğinden Cemile, Feride, Suad, Emin ve Tahir isimli beş çocuğu bulunuyordu. Mehmet Akifin büyük oğlu Emin Ersoy askerlik görevini yaptığı sırada, koğuştaki arkadaşlarına Kuran okuyup tefsir ettiği gerekçesiyle Divan-ı Harbe verildi. Tutuklanan Ersoy, çavuş arkadaşının yardımıyla askeri cezaevinden kaçarak, o dönemde Fransız manda yönetimindeki Kırıkhana kadar geldi. Kırıkhanda yakalanan Ersoy ve arkadaşı Türkiyeye iade edildi. Cezasını çeken talihsiz adam uzun yıllar yoksulluk içinde yaşadı. Bunalım içinde yaşadığı bir gün solcu yazar Çetin Altana kadar giderek yardım isteyen Emin Ersoy, olaydan kısa bir süre sonra Beşiktaşta bir çöp kutusunun yanında ölü bulundu.
Kızını evden atmaya kalktılar
Babası Mehmet Akifin emekli maaşıyla geçinen küçük kızı Suat Ersoy da 1991 yılında üzücü olaylarla karşılaştı. Kızları Ferda ve Selma Argonla birlikte Beyoğlunda yaşayan Suat Hanım evden atılmak istendi. Bu üzücü olayın gazetelerde yer alması üzerine dönemin Başbakanı Turgut Özal, Suat Hanıma Halkalıda bir daire tahsis etti. Ancak ekonomik sıkıntılar ailenin yakasını bir türlü bırakmadı. Evini satmak zorunda kalan Suat Ersoy Hanım, Kadıköyde Vakıflara ait döküntü ahşap bir eve taşındı. Suat Ersoy hanım bu evde zor günler yaşadıktan sonra yaşama veda etti.
Cenazesinde kimse yoktu
Mehmet Akifin küçük oğlu Tahir Ersoy ise tercüman olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. 2000 yılında da karaciğer ve kalp yetmezliğinden vefat etti. Emekli maaşı yeterli olmadığı için Ankarada SSKya bağlı bir hastanede tedavi edilen Ersoy, daha sonra istanbula getirilerek, Esma Hatun Hastanesine yatırıldı. Ancak hastalık iyice ilerlemiş olduğundan tedavi sonuç vermedi ve Tahir Ersoy hayata gözlerini kapadı. Tahir Ersoyun cenaze törenine ise ne yazık ki çok az insan katıldı.
imdadına yetişemedik
Kitabevi Yayınlarından çıkan Ali ilmi Faninin Rıza Tevfike Mektupları isimli kitapta Akifin oğlu Emin Ersoy ile ilgili bir anekdot yer alıyor. Akifin yakın arkadaşlarından Ali ilmi Fani bir gün bir mektup alıyor. Mektup Kırıkhan hapishanesinden geliyor. Yazan Akifin büyük oğlu Emin Ersoydur. Akifin Mısırda yaşadığı bir dönemdir. Kırıkhan ise o dönemde Fransız manda yönetimindeki Hataya bağlıdır. Ali ilmi olayı şöyle anlatıyor:
Akifin oğlunun başına gelen felaketten tabii haberimiz yok. Bir gün elime Bereketzade Cemil Beye hitaben yazılmış bir mektup tutuşturuyorlar. imzaya baktım, Kırıkhan hapishanesinde mevkuf Mehmet Akif Beyin mahdumu Emin. içini okudum. Diyor ki: Kırklarelinde vazife-i askeriyemi ifa ediyordum. Arapça bildiğim için ara sıra arkadaşlarıma Kuran okur, ayetleri tefsir ederdim. Bu hareketim irtica mahiyetinde görüldü. Divan-ı Harbe tevdi olundum ve tevkif edildim. Tevkifhaneden şimdi benimle beraber bulunan çavuşumun delalet ve himmetiyle firar ettik. istanbula geldik, ordan bir vapura atladık. Mersine çıktık. Mersinden yaya olarak Antakyaya gelirken yoldaki karakolhanedeki jandarmaar halimizden şüphelendi, pasaportlarımız olmadığından her ikimizi de Kırıkhan kazasına gönderdiler. Şimdi bizi Türkiyeye iade edecekler. imdadımıza yetişiniz. Maalesef imdatlarına yetişemedik, çünkü mektup yazılıp elden ele bana gelinceye kadar günler geçmiş, kendileri de hududu aşmıştı. Bilmem ne ceza verecekler? Akif Beye yazmadım. Çocuğunki divanece bir harekettir. Asker koğuşunda Kuran tefsir olunur mu? Bugünki inkilab rejiminden bu derece gafletin manası ne? Zavallı Akif Bey refikasıyla beraber kendi canlarının derdiyle uğraşırken yeni bir bela ile karşılaşıyor. Kimbilir ne kadar müteessir olacak.