mehmet ağar

entry341 galeri24
    44.
  1. "adam gibi adam" ha!. Hiç adam görmesek belki bu söyleme inanacak, saf saf ardından gidecektik bu fail-i meçhullar ülkesinin devlet-mafya-polis üçgeninin baş aktörünün ardından. Belki yer başkaları " bu adam gibi adam"ın söylevlerini ama bizim karnımız tok.
    Şimdi soruyorum bu adama(!) gözaltında kaybolan öğrencilerin, yasal hakkını kullanıp grev yaparken coplanan memurun, köyü boşaltılıp yakılan çiftçinin, fail-i meçhul gazetecilerin sorumlusu kim? Halkı sen mi savunacaksın?Güvenliğimizi, güvenmeye çekindiğimiz bir adama teslim edeceğimizi mi sanıyorsun?
    3 ...
  2. 45.
  3. 2007 genel seçimlerinde dyp'ye barajı geçirtecek gibi görünen siyasetçi. inşallah söylediği gibi demokrat birisidir de ikinci tayyip erdoğan vakasını yaşamayız. önemli olan demokrat olduğunu söylemek değil demokratça davranabilmektir. inşallah böyle olmayı başarır. *
    1 ...
  4. 46.
  5. 47.
  6. Ankara doğumludur Elazığ asıllıdır.Babasıda bir emniyet müdürü idi ve Adnan Menderesin yakın arkadaşlarındandı.Kendiside babası gibi polislik mesleğini seçmiştir.Komiser yardımcılığı ile başlayan hayat serüveninde emniyet genel müdürlüğü,kaymakamlık,valilik,adalet bakanlığı ve içişleri bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.Derin devlet deyince akla ilk gelen şahsiyettir.kendisine susurlukta yargılanan şu kişiler bazı telefon kayıtlarına göre şöyle demektedir;

    Abdullah Çatlı:Patron
    Korkut Eken:patron
    Alaattin Çakıcı:Patron(korkut Eken ile telefon konuşmasında patron diye Ağarı nitelemektedir)
    Erol Evcil:Patron
    Haluk Kırcı:Baba, o benim babamdır diye hitap etmekte imiş...
    0 ...
  7. 48.
  8. Galatasaray'ın başkanı olması durumunda aziz yıldırım'ın döt korkusundan fenerbahçe başkanlığını bırakacağını düşündüğüm adamdır...
    0 ...
  9. 46.
  10. verdiği siyasi vaadların altında ezileceğini düşündüğüm siyasetçi. elazığ da öğrenciyken girmiş olduğu üniversite seçme sınavlarında * elazığ birincisi olduğunu, mülkiyeyi birincilikle bitirdiğini ve sonrasında yine kaymakamlık sınavında birinci olduğunu duydum. ** babası zülfü ağar da eski bir polistir. babamın izinden gidip iyi bir polis olacağım derken biraz bokunu çıkarmış emniyet genel müdürü hatta sonrasında içişleri bakanı olmuştur. var olan siyasetçiler içinde siyeset yapmayı en iyi bilenin o olduğunu düşünüyorum. iskender ertuş diye bir adam şu sıralar mehmet ağarla sık sık yan yana görülmektedir. iskender ertuş vanlı dır ve karanlık bir adamdır. ankara da cumhurbaşkanının konvoyundan daha uzun bir konvoy görürseniz bilinki o iskender ağa dır. bu ve buna benzer bağlantılarla mehmet ağar doğu bölgelerinden önemli ölçüde oy toplayacaktır dyp adına. zaten içişleri bakanı olduğunda da aşiret reisleri ile ne düzeyde bir ilişkisinin olduğu hepimizin malumudur. aşiret reislerinin ankara da bir yemekte toplayıp pkk ile mücadelede kollektif bir çalışma yürütülmesini sağlamıştır/sağlayamamıştır. önümüzdeki seçimlerde muhalefette kalacağını fakat bir sonraki seçimde önemli ölçüde oy alıp iktidara geleceğini düşünüyorum.
    0 ...
  11. 47.
  12. tayyip erdoğan'ın değişerek iktidar olduğunu görünce biraz ona özenerek oy arttırma çabasına giren kişi. yapmacık liberal söylemler içindedir. keşke gerçekten öyle olsa ama pek inandırıcı gelmiyor bana. "hele bir iktidara geleyim gösteririm size" der gibi bakışları.
    0 ...
  13. 48.
  14. sadece reklam yapan liderlerden.yazıktır bunlara (bkz: cem uzan)
    1 ...
  15. 49.
  16. vakti zamanında derin devletle arasında sağlam bir ilişki olduğu ama emniyet müdürlüğünden ayrıldıktan sonra normal siyasetçi kimliğine büründüğü söylenir.
    0 ...
  17. 50.
  18. mehmet ağar'ın geçmişte nelere karıştığı'nın bazı örneklerini üstat can cündarın 2006/01/19/ tarihli "koruma kalkanı hep devredeydi" yazısından öğrenebiliriz.
    [link]
    http://www.milliyet.com.t...6/01/19/yazar/dundar.html [/link]
    0 ...
  19. 51.
  20. kendi emniyet müdürlüğü zamanında yolsuzluklara göz yummuş, şimdi de hükümete çamur atmaya çalışan !adam!.
    1 ...
  21. 52.
  22. soner yalçının reis adlı kitabında zamanında yaptıklarını öğrenebileceğimiz,abdullah çatlı ile baya bir hukuku olan kişi.
    0 ...
  23. 50.
  24. ıçişleri bakanlığından istifa ettiği günlere denk gelen erzumlular gecesinde, safiye soymanın uzattığı mikrofana kendine güvenenlerin, tiksindirici haşmetiyle bas ve sert sesiyle söylediği şarkı ''maziye bir bakıver,neler neler bıraktımdı.'' vatanı için bunca badireyi atlatıp o masaya kurulan için pek manidar bir parca. gece sonunda kendisini zorlayan gazetecilere ''benim düşündüğüm türkiyeyi siz bile hayal edemezsiniz diyerek'' görevde bulunduğu zamanki icratlarının refansıyla siyasetteki engin düşlerinin, yaptıklarının kat ve kat üstünde olduğunun ipucunun veriyordu. gecenin finalini ise vefa duygusunun kendisindeki hakimiyetini ispatlarcasına, ömer lutfi topalı öldürmekle suclanan üç özel timcinin istanbuldan ankaraya kendisi tarafından verilen talimatla atandığı belirtmekteydi. anlıyoruz ki erken yaşlarda çıktığı anadolu diyarlarında sadece devlet adamlığı yapmamış,anadolu halkının vefasını da benliğine kazımış.
    siz onda açık sözlülüğü her an gözlemleyebilirsiniz merttir, cevahirdir, kimseden korkusuzu olmayan harbi delikanlıdır. kayıp silahlar konusunda köşe sıkıştırma çabaları sırasında verdiği cevap bunun adeta ispatıdır -''siz anlamazsınız,kimsede beni yargılayamaz.''- bizim anlayamadığımız farklı bir lügatı paylaşıyor anlaşılan mehmet ağar, asla sızamayacağımız o dünyanın içerisinde nedense aynı açık sözlülüğünü ugur mumcu cinayeti sonrası korkusuzca güldal mumcu ya yarı tehditkar bir açıklamayla sunuyordu ''fazla kurcalamaya gerek yok,bu taşı çekerseniz bütün duvar yıkılır''. gercektende her taşın hangi gediği kapattığını bilecek kadar usta olan mehmet ağar mı, inşa etmişti bu duvarı ,orası da muamma. her sanat aktivesinde uzatılan mikrofonlara şarkı söyleyebilen mehmet ağar, bülent ersoyun deyimiyle sanatcı ruha sahip devlet adamımız! sanatcı kumaşı olan ama yanlış kulvarda şansını deneyen gudik bir asparaganlık var onun yeteneğinde, ölüm timi kurduğu günlerdeki ev baskınları aklımıza geldikçe resme daha yakın bir yatkınlığı olduğu aşikar. kara gözlüklerinin arkasında saklanan cehresinde bir kez olsun acının emaresine tanık olamadık. kızının cenazesinde bile bir görevi yerine getiren havasıyla hayata karşı nasıl dik duralacağının fotografını çektiyordu bize. onlarca badirenin içerisinden çelikleşerek gelen bedeniyle, dimdik ayakta olmanın gururuyla haykıyor yine bugunlerde. 12 eylul zamanın işkence seanslarına ortak parcasıyla nasıl bir ülke düşlediğinin kodlarını artık yavaş yavaş bizimle paylaşan birisi o. yıllardır her kademesinde yer aldığı devletinde asla boş durmamış olduğunu bize sunuyor,yarattığı ordularla, kurduğu korku imparatorluğunun başına gecmeyi bekleyen olarak yeni görevlerine hazırlanıyor...
    0 ...
  25. 51.
  26. an itibariyle, cumhurbaşkanlığı seçimlerine parti olarak katılmayacaklarını bildiren siyasetçi.
    0 ...
  27. 52.
  28. susurluk kazası'ndan sonra bütün kirli çamaşırları ortaya dökülen, devrimcilere 1000 operasyon yapmakla övünen , Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz'ün üzerinde bulunan sahte isimli Emniyet Uzmanı belgelerinde imzası bulunan, Korkut Eken, Tarık Ümit gibi isimlerle illegal bir örgütlenmeye girdiği iddia edilen polis eskisi.

    haluk kırcı'nın nikah şahidi, semra özal hayranı, eski papatya bürokrat.

    9 kasım 2005'te şemdinli'de umut kitabevi'ne bomba atarak halkı galeyana getirmeye çalışan, savaştan, kıyımdan nemalanan insanlık yoksunlarının köşeye sıkıştırıldıklarında "kurtar bizi" diyerek aradıkları gözlüklü..

    türkiye'de karanlıkta kalmış bütün noktaların bir şekilde içinde olan bıyıklı.

    yeni ve "umut" vaadeden siyasetçi.
    2 ...
  29. 53.
  30. kendisi dışında üç milletvekilinden ikisi cumhurbaşkanlığı için birinci oturuma katılmıştır. ağar üç kişiyi bile yönetmekten acizken memleketi yönetmeye talip olmaya çalışmaktadır.
    3 ...
  31. 54.
  32. 55.
  33. 3 milletvekilinden 2 tanesine söz geçiremeyen dyp genel başkanıdır.bu iki milletvekilinden biri tuvalete gitmek için mehmet ağar'ın yanından ayrılır, gelmesi uzun sürer ve diğer milletvekilide ona bakmaya gidiyorum diyerek odadan çıkar ve oy kullanmak için meclise girer. mehmet ağar milletvekillerini televizyonda gördüğü zaman beni sırtımdan bıçakladılar diyerek tepkisini dile getirmiştir.2 milletvekiline söz geçiremeyen sayın dyp genel başkanı milleti nasıl idare edecektir merak konusudur.
    3 ...
  34. 56.
  35. susurluk'un "susur" bölümünü tek başına oluşturan kişidir. geriye kalan üç harfi ise diğerleri kapsamaktadır. faili mechullerle anılıp tesicilli katil olduğu her haliyle belli olan kişidir.
    4 ...
  36. 57.
  37. işte yine karşımıza dikildi. Bağımsız Elazığ Milletvekili olarak kalmayacağı belliydi. Bu milletin başbakanı, hatta cumhurbaşkanı, hatta Führer'i olmadan bir yerlere gitmeyeceğini biliyordu, bilenler. Nitekim, vaktini kolladı. Çiller'in can çekişmesini izledi ve adaylığını koydu. "Ben devletten çalmadım, kredi almadım, teşvik almadım, banka soymadım, Hazine arazisini yağma etmedim. Ben, devlet nizamına isyan eden bir eşkıya grubuna karşı mücadele ettim. Güvenlik güçlerinin sorumlu bir amiri olarak, hukuk düzeni içinde, kanuni yetkilerimi kullanarak bunların bertaraf edilmesinde görev aldım. Bununla da iftihar ediyorum. Geçen süreç, benim bu konudaki haklılığımı ortaya koymuştur" diyor.
    Ağar'ın maddi menfaat konusunda iddia ettiği tenezzülsüzlük, ne MiT raporunda ne de iHD dosyasında onaylanıyor. Mafyayla çıkar ilişkisi olduğu yönünde dökümler içeriyor her iki çalışma da. Kaldı ki, 'bir arkadaşının' kendisi ve ailesine tahsis ettiği mülkte ikamet ediyor. Anlaşılan yine 'bir başka arkadaşının' finanse ettiği büyük bir düğünle oğlunu evlendiriyor. Gerektiğinde onun bunun, sözgelimi Erol Evcil'in uçağını kullanıyor. Sıkıştırılınca, 'ANAP'lılar da kullanmadı mı', diye soruyor. Yani çok şükür sıkıntı içinde yaşayan bir Türk büyüğü değil. Eşkıyayla 'hukuk düzeni içinde' savaştığı iddiası da Susurluk'ta patlak veren çete, işlenen cinayetler, uyuşturucu ayağı ve envai çeşit karanlık ilişkiyle lekeli. Ama ne kadar iftihar etse azdır. Gerçekten de ısrarlı dokunulmazlığı, Susurluk batağı kurutulmadan üstüne inşa edilen siyasi hayatımız, onu haklı çıkardı. Mehmet Ağar, memleketimizin en dokunulmaz, en güçlü şahsiyeti. Sistemin kara kutusu.

    Bir enstantane
    Mehmet Ağar'ın fotoğraf albümünü karıştırıyorum. Iğdır'da devletin düzenlediği 'Nevruz' törenlerinde çekilmiş olan fotoğraf, yakın tarihimize anahtar belge olacak nitelikte. Mehmet Ağar, boynuna doladığı atkısı ve pardösüsüyle önde oturmuş. Yanında, gururlu yöre milletvekili oturuyor. Ağar, milletvekilinin ağabeyinin yanında 'resme çıkmak' için seçtiği açıya yüz vermemiş, onunla aynı tarafa bakmıyor. Bu da ona kibirli bir ifade, tekinsiz bir haşmet kazandırmış. Bu karanlık haşmeti destekleyen bir unsur da gözündeki aynalı güneş gözlüğü. O güneş gözlüğünü iyi tanıyoruz. Aynasına yansımış olan görüntüleri tüylerimiz ürpermeden düşünebilmek hayli güç. Ağar'la milletvekili astının arkasında, biri geride kalmış dört tane sırım gibi özel tim görevlisi koruma, tetikte bekliyor. O şen şatır milletvekilini ve Ağar'ı resimden oyup yerlerine bir Latin Amerika diktatörü ve sağ kolunun görüntülerini oturtabilirsiniz. Ellerinde, tetiklerini kavrayıp havada tuttukları silahları, kafalarında bereleri, boyunlarında fularlarıyla dikilen özel timcilerden ikisinin gözlük ve bıyıkları liderlerininkiyle aynı. Resme bakınca üç aynı surattan bir eşkenar üçgen oluşuyor. Aynalı gözlük ve bıyıkla temellendirilen afi, Ağar'ın dilinden düşürmediği 'riziko almak' eyleminin simgesi adeta. Gözü kara adamlar, aynalı suratlar. Güçlü Susurluk hükümetinin başbakanı, ordusunu teftiş ettikten sonra bir an olsun yanından ayrılmayan özel tim görevlilerini tek tek alınlarından öpmüş. Tarih, 22 Mart 1997. O alınlar o öpücüğün ateşiyle yanıyor hâlâ.

    Sanatçı komiser
    Önümdeki ikinci fotoğraf, Ağar'ın daha mutlu günlerinden. Henüz 'Türkiye'nin gururu' turnelerine çıkmıyor. içişleri Bakanlığı'ndan istifa ettikten bir süre sonra ilk olarak kalabalık önüne çıkmış. Fotoğrafta, önünde içki sofrası, ellerini masaya koymuş, kravatını yine biraz fazla sıkmış olduğu için boyunsuz, ama çoğu fotoğrafındaki boğazı sıkılıyormuş ifadesi yok yüzünde. Her iki yanında birer bıyıklı yiğit. Tombul iç Anadolu güzeli Safiye Soyman'ın uzattığı mikrofon ağzında, şarkı söylüyor. O gece kendisini tatlı tatlı sıkıştıran gazetecilere de "Benim düşündüğüm Türkiye'yi siz hayal bile edemezsiniz" demiş. Ağar'ın düşündüğü Türkiye'yi çok iyi hayal edebiliyoruz artık. Aynı gün, kumarhaneci Ömer Lütfü Topal'ı öldürmekle suçlanan özel harekât mensubu üç polisin istanbul'dan Ankara'ya alınmasının istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu tarafından istendiğini ve bu istek üzerine kendisinin gerekli talimatı verdiğini söylemiş.

    Yani 'şok savunma!'
    Kızının cenazesine katılan Bülent Ersoy, başsağlığı dilerken Ağar'ın önce kendisini tanıyamayışını magazin programcılarına şöyle açıklamıştı:
    "Acılı günü. Tabii sanatçı olduğu için çok hassas bir adam. Yani o da sanatçı sayılır." Ersoy, haklıydı.
    Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde Hospro şirketi tarafından hibe edilen, Türkiye'ye getirilmesinin ardından üç kolisinin kaybolduğu belirtilen silahlar konusunda basına gözdağı verirken, "Resmi makamlar neyin ne olduğunu biliyor. Türkiye'ye zarar verir bu yaptığınız işler. Bunlar konuşulmaz. Gerek yok. işlerin dibini, köşesini, kenarını bilmiyorsunuz...

    Üç-beş tane
    kayıp olan varsa vardır, çok önemli değil. Çıkmamıştır nakliyede... Devletin ciddi işleri bunlar... Bekleyin de bir soruşturma bitsin. Ne çıkacak? Türkiye burası, 50 bin tane örtülü, açık, gizli iş olur" diyordu. Bütün usta muktedirler gibi görünürde kendini değil devletini savunuyor ve böylelikle devletin ta kendisi olduğu izlenimi uyandırmaya özen gösteriyordu. Susurluk kazasından sonra yaptığı açıklamalarda da Kocadağ ve Bucak'ın Çatlı'yı yakalamış, teslim etmeye istanbul'a götürürken kaza geçirdiklerini ilan etmişti. Yaratıcı sanatçılığı gerçekten etkileyici: 'Çıkmamıştır nakliyede.' Halkının başına da gelir böyle şeyler. Manav eksik tartar. Markette sardırırsın, eve gelirsin, torbadan çıkmaz. Ağar, gözümüzün içine baka bak, 'Siz anlamazsınız' diyor ve çocuklarını kandıran bir baba gibi, gücüne güvendiği için hayli özensiz davranıyordu. Bunları söylerken Peter Sellers'ın dedektif Clouseau'su kadar ciddi ve kendinden emin ama ne onun kadar sakar ne de sevimli.
    "Türkiye burası, 50 bin tane açık, gizli iş olur" diyerek nasıl bir çöplükte yaşadığımızı, sanki kendisi yıllarca Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı ve içişleri Bakanlığı yapmamış gibi, dolayısıyla bu durumdan sorumlu değilmiş gibi büyük bir fütursuzlukla dile getirebiliyordu.

    Bir tuhaf hatıra
    Üçüncü fotoğraf, DYP'nin eski seçim kampanyası afişlerinden biri. Fonda dev bir Türk bayrağı, Tansu Çiller'le karşılıklı durmuş, birbirlerine bakıyorlar. 'Artistlerin' fotoğrafçısı Erol Atar tarafından çekilmiş bu resimde çok irkiltici bir şey var. Sanki bu fikrin uygulama aşamasında iki sanatçı da bir anda alışık olmadıkları bir 'sahne korkusu'nun pençesinde bulmuşlar kendilerini. Önlerindeki masada Erol'un stüdyo aksesuvarlarından bir küçük süslü vazocuk. Ağar, bir elini masaya parmaklarını gererek dayamış. Diğer eli, karnıyla göğsü arasında, karşısındaki hanımı koluna takmaya hazırlanır gibi. Dev hilalin sivri ucu tam kafasına saplanmış, öteki ucu böğrünü dürtüyor. Sırtında yıldızdan bir kanat. Birbirlerinin gözlerine bakıyorlar. Resimdeki gerginlik karşısına geçip bakanı da yakalıyor.
    'Burası Türkiye.' Çiller'le Ağar'ın arasına paylaşamadıkları hilal girdi.
    Hakkında yazılan MiT raporu ve iHD dosyasında, mafyayla çıkar ilişkilerinin yanı sıra Ağar'ın karıştığı işkence ve yargısız infazlara da yer veriliyordu. istanbul Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde 'Ölüm Timi' kurdurduğu, birçok gözaltında ölüm ve ev baskınından sorumlu olduğu savunuluyordu.
    Her taşın altından onun adı çıkıyor.
    O, her yolsuzluk ve devlet cinayetine 'Münferit' diyor. Ona kalırsa, 'Çok basit bir Susurluk olayı büyütülmüştür.' Yüzündeki derin sıkıntı ve kendi bildiklerini bilmek isteyen, merak eden herkesi küçümseyen ifadeyle yaşayan en güçlü Türk. Ağırbaşlı adam. Komiserlerin şahı. Derin devletin en derinindeki çekirdek. Onun karşısında herkesin eli kolu bağlı. Onun varlığı, emniyetimizi, adaletimizi, içişlerimizi anlatıyor.

    başkomserin albümünden
    yıldırım türker
    1 ...
  38. 58.
  39. 59.
  40. 60.
  41. apo'nun idam kararına "hayır" imzası veren bağımsız milletvekili.
    1 ...
  42. 61.
  43. dyp genel başkanlığından evvel birkaç yıl kendini çamaşır suyuna bırakıp a4 beyazlığına gelince "demokrasi" nidalarıyla tekrar siyaset meydanına dönmüş derin şahsiyettir. malumunuzdur ki yalan ve inkar her lekeye devadır.
    2 ...
  44. 62.
  45. t.c. devletinin istikrarını ve türk halkının birliğini bir takımın kalesi gibi düşünürsek, savunma için bu adam en az wayne rooney kadar tehlikelidir.
    (bkz: susurluk kazası)
    (bkz: derin devlet)

    onun yanında tayyip erdoğan gökhan ünal, devlet bahçeli özgürcan özcan, deniz baykal da bugünkü hakan şükür gibi kalmaktadır netekim.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük