Dahiler ve deliler adlı kitabında, marmara kahvesi müdavimlerini ve dönemdeki öğrenci ve aydın hareketlerini iyi bir dille anlatan yazardır kendileri.
Ayrıca iki dünya arasında adlı kitabında da gurbette okuyan bir öğrencinin çekebileceği-çektiği sıkıntılardan bahseder.
Gerçekten de ülkenin yetiştirdiği sayılı yazarlardandır fakat bu onun çanakkale mahşeri adlı kitabından da rahatlıkla farkedebileceğiniz gibi tarafsız olmadığını göstermez. Biraz faza tutucudur kendileri. Hani şu Amerikada New Jersey eyaletine hasta olan cinslerden.
yazdığı eserler, hasseten çanakkale mahşeri ve yemen ah yemen kitabı yeterli ilgiyi görmemiştir. halbuki bu adam büyük anlatıların büyük resimlerini çizmiştir tek başına. tek başına yemen'e gitmiş osmanlı'nın savaştığı yerleri görüp öyle yazmıştır yemen'ini. yazdıkları filmi çekilse sezadır, kitapta kalmamalıdır. zihinlere kazınmalı herkes bilmeli yazdıklarını, bunun en kolay yolu filmlerini yapmaktır ki o da olmayacak iş türkiye'de.
''Hayat canlı bir organizma gibidir; gelenek ve göreneklerimiz, yönetim sistemimiz, yemeklerimiz, elbiselerimiz her geçen günle değişiyor. Bu değişmeler hayatın dinamizminin bir sonucudur. Bünyesindeki bu muharrik güçten yoksun bulunsaydı, fosilleşmek hayatın kaderi olurdu. Canlılığın kaçınılmaz bir özelliği olan değişmelerde bizi toplum olarak devam ettiren tarih şuurudur. Bu şuurumuz eksik olursa, her renkten renge girişimizde kendimizi milletçe yeni bir kişiliğe kavuşmuş zannederiz; bu da milli şuurumuzun parçalanmasına, şizofrenik bir hal almasına sebep olur."
üsküdar bağlarbaşındaki iSAM kütüphanesi en üst kat asansörün ve mervidenlerin karşısındaki en dip köşedeki masasında çalışmalarını yapan. masası asla kütüphaneciler tarafından toplanmayan, okuyup, yazan, çizen, uzun boylu, yaşlı, sessiz sakin bir yazardır. Beş yıl boyunca her gün bıkıp usanmadan bu şekilde disiplinli çalıştığına şahit oldum. Uzun ömürler dilerim.