Keşke Tanrı seni hiç göstermeseydi bana Meg.
Keşke işini bırakıp benimle gelmeseydin hiç.
Keşke hiç almasaydık ruhsat ve beyaz elbise
Sana papaza koştuğumuz günde evlenmek için.
Ve ona söylediğimizde birbirimizi sevdiğimizi ve birbirimize bakacağımızı
Hiç durmadan ve hiç durmadan, güneşin ve yağmurun sürdüğü her yerde.
Evet, istiyorum şimdi yaşasaydın sen buradan uzak bir yerde
Ve ben bir serseri olsaydım çamurlukların üstünde bin mil ötede, ölü gibi beş parasız.
Keşke hiç gelmeseydi çocuklar,
Ve kira, kömür, ve giysiler ödenecek,
Ve bakkalın adamı telefon eden peşin para için.
Peşin para, her gün, fasulyeler ve kuru erikler için.
Keşke ben seni hiç görmeseydim, Meg!
Keşke hiç gelmeseydi çocuklar!