nasıl anlatırsam anlatayım, içimdeki katrandan bir zerre sızmayacak heyyulalı gecedir. meftune ki yokluğu bile emsalsiz bir güz yangını, meftune ki susamış toprakların yağmur duası..
işte meftunesiz bir geceye uyanmaktır. bir çocuk çığlığının ortasında, bakır levhadan yansıyan ses gibi birden kesilir uyku. kan ter içinden söker insan kuvvetsiz bedenini. o anda yalnızlına mı, meftune'sizliğine mi, hiç sevilmemiş çocukluğuna mı daha çok üzüldüğüni bilemeden; rüzgarla savrulan perdeleri seyreder bir süre, saat 12 dir, pencereden süzülen eksik ay ışığını yudumlamak ister gibi açar ağzını. haykırır ortasına gecenin..